tag:blogger.com,1999:blog-91673135798624967112024-03-06T08:24:07.231+03:00Kültür-SanatKültür-Sanat HaberleriUnknownnoreply@blogger.comBlogger86125tag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-32115163239571427012011-02-24T11:58:00.000+02:002011-02-24T11:58:22.871+02:00St. Petersburg Buz Balesi - Kuğu Gölü - SindirellaSt. Petersburg Devlet Buz Balesi (eski adıyla Leningrad Devlet Buz Balesi) 1967 yılında büyük koreograf ve St. Petersburg Klasik Bale Okulu geleneklerinin başarılı uygulayıcısı Konstantin Boyarsky (1915 – 1974) tarafından kuruldu. <br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiALN6ub-rEzwsIgkD7f52NzZmb8EOpXSQSs29XjUeNHCzu9dVhJ5GpGGwn41lK4MWe8fF8C_o0FYyIgdu41Fq995OMNsxSxljrnyCwUgcvMsDTgKYhwrM7bXdH0UEMfJsPRHf7m7-8J-s/s1600/st-petersburg-buz-balesi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" j6="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiALN6ub-rEzwsIgkD7f52NzZmb8EOpXSQSs29XjUeNHCzu9dVhJ5GpGGwn41lK4MWe8fF8C_o0FYyIgdu41Fq995OMNsxSxljrnyCwUgcvMsDTgKYhwrM7bXdH0UEMfJsPRHf7m7-8J-s/s1600/st-petersburg-buz-balesi.jpg" /></a></div>Balenin sanat yönetmeni, dünyaca ünlü “Mariinsky Balesi”nin (Kirov Balesi) eski solistlerinden Rusya devlet sanatçısı Konstantin Rassadin. Rudolf Nureyev’in okul arkadaşı olan, bale dünyasının tartışmasız yıldızları Mikhail Baryshnikov ve Natalia Makarova ile aynı sahneyi paylaşan Rassadin aynı zamanda baş koreograf olarak grubun tüm prodüksiyonlarını sahneye koyan kişi. <br />
<br />
Balenin müzik yönetmeni ve kurucularından birisi de Leo Korkhin. Dünyaca ünlü bir orkestra şefi olan Korkhin, adını Shostakovich’ten alan St. Petersburg Filarmoni Derneği’nin bünyesinde konserler veren Akademik Senfoni Orkestrası da dahil olmak üzere birçok orkestranın şefliğini yaptı. <br />
<br />
Birçok kez Dünya ve Avrupa şampiyonu, iki kez de Olimpiyat şampiyonu olan Ludmila Beloussova, Oleg Protopopov; çeşitli Dünya ve Avrupa şampiyonlukları ile bir Olimpiyat şampiyonluğu bulunan Alexei Ulanov; Dünya ve Avrupa Artistik Patinaj Şampiyonaları ve Olimpiyat oyunlarında defalarca madalya alan Ludmila Smirnova gibi çok başarılı dansçılar farklı zamanlarda St. Petersburg Devlet Buz Balesi’nde dans ettiler. <br />
<br />
Bale grubunda yer alan yaklaşık yirmi dansçının her biri uluslararası yarışmalarda üstün başarılar kazanmış ve bu nedenle Rusya Devleti tarafından spor dalında üstatlık unvanıyla şereflendirilmişlerdir. <br />
<br />
St. Petersburg Devlet Buz Balesi, 1995 yılından bu yana gösterilerini tiyatro sahnelerinde de sergileyerek dünyada ilk defa, klasik bale eserlerini, tiyatro sahnesinde kurulan bir buz pistinde, klasik kostümler ve dekorlarla sergilemeyi başaran grup olmuştur. <br />
<br />
Balenin repertuarı, P.Tchaikovsky’nin ünlü yapıtları, “Uyuyan Güzel”, “Kuğu Gölü”, “Fındıkkıran”; S.Prokofiev’in “Romeo ve Jülyet” ve “Cinderella” gibi dünyaca ünlü eserlerini içeriyor. <br />
<br />
St. Petersburg Devlet Buz Balesi’nin bu muhteşem prodüksiyonları, on beş yıl boyunca ABD, Kanada, Almanya, Çin, İspanya, Kore, Tayvan, Yunanistan, Portekiz ve İrlanda’nın en önemli sahnelerinde sergilendi. Grup ayrıca, 2007’de Guatemala City’de düzenlenen ve 2014 yılı Kış Olimpiyatlarının hangi şehirde düzenleneceğinin belirlendiği adaylık yarışmasındaki başkanlık sunumlarında sahne aldı. <br />
<br />
1- 6 Mart tarihlerinde Tim Show Center’da iki farklı muhteşem eseri ‘’KUĞU GÖLÜ ve SİNDİRELLA’’yı yalnız sekiz gösteri sergileyecek olan ST. PETERSBURG BUZ BALESİ’Nİ sakın kaçırmayın.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-58639320230442852872011-02-11T20:15:00.000+02:002011-02-11T20:15:32.113+02:002011 II.EL KISA FİLM FESTİVALİ<div id="orta">Festival, tamamen bağımsız ve amatör kimliğe sahip Ankara Kısa Filmciler Derneği tarafından düzenlenmektedir. Dernek faaliyetini, hiçbir belediye, vakıf, şirket, holding vb. bünyesinde olmaksızın sürdürmektedir.</div><div>Bu yıl beşincisi düzenlenen festivalde bugüne kadar 1.280 film gösterildi, 68 konuk ağırlandı, 34 farklı atölye düzenlendi .</div><div>Bu yıl 5.si düzenlenecek olan 2.El Kısa Film Festivalinin sloganı "Elemiyoruz,ellemiyoruz"</div><div>Festival başvuruları 1 Eylül-31 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek.</div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-30539732562811926042011-02-09T12:33:00.000+02:002011-02-09T12:33:34.527+02:00KISA KES FİLM YARIŞMASITED Ankara Koleji Vafkı Özel Lisesi’nin ilkini gerçekleştirdiği kısa film yarışmasının amacı liseli gençlere kendilerini ifade edebilecekleri bir ortam hazırlamaktır.<br />
<br />
<br />
Bu yarışma ile Ankara’da öğrenim süreçlerini devam ettiren, Ankara’nın farklı sosyal ortamlarında yer alan gençlerin birbirleriyle ortak paydada buluşturulmaları sağlanacaktır.<br />
<br />
<strong>Öğrencilerin işaretledikleri şıklar değil, hayal güçleri yarışacak.</strong><br />
<strong>Yarışma jurisinde;</strong><br />
* Mustafa ALTIOKLAR (yönetmen-senarist)<br />
<br />
* Yüksel AKSU (yönetmen-senarist)<br />
<br />
* Selçuk YÖNTEM (oyuncu)<br />
<br />
* Zerrin TEKİNDOR (oyuncu)<br />
<br />
* Nehir ERDOĞAN (oyuncu)<br />
<br />
* Beren SAAT (oyuncu)<br />
<br />
* Can DÜNDAR (yönetmen-senarist)<br />
bulunmaktadır.<br />
<br />
<strong>YARIŞMAYA KATILIM KOŞULLARI:</strong><br />
<br />
1. Yarışmaya Ankara’da öğrenim gören tüm lise öğrencileri (1991-1995 yıllarında doğmuş olan) katılabilir.<br />
<br />
2. Filmler en fazla 15 dakika uzunluğunda olmalıdır.<br />
<br />
3. Yarışmacı adayının filmini göndermeden önce aşağıda yer alan ön başvuru formunu eksiksiz doldurması gerekmektedir.<br />
<br />
4. Filmler Türkçe altyazılı olmak koşuluyla Almanca, Fransızca ve İngilizce dillerinde olabilir.<br />
<br />
5. Filmlerde konu ve tür (kurmaca, deneysel, animasyon, belgesel) sınırlaması yoktur; ancak Milli Eğitim temel kanununa ve genel ahlak ilkelerine uymayan filmler değerlendirmeye alınmayacaktır. Jüri ve ön eleme ekibi bu bağlamda filmleri eleyebilir.<br />
<br />
6. Yarışmaya son katılım tarihi 15 NİSAN 2010’dur. Bu tarihten sonra ulaştırılan filmler elenecektir ( ön başvuru yapmış olsa bile) . Katılımcılar bu tarihe kadar;<br />
<br />
* Filmin 2 adet DVD kopyasını (üzerlerinde filmin, yönetmenin ve okulun adı yazılı olmalıdır)<br />
<br />
* Filmin afişini veya filmden herhangi bir fotoğrafı (bir CD veya çıktı halinde)<br />
<br />
* Filmin künyesini<br />
<br />
* Yönetmenin ve Rehber Öğretmenin iletişim bilgilerini (e-mail, cep telefonu)<br />
<br />
* Öğrenci Belgelerini (okul müdürü imzalı), bir zarf içerisinde son katılım tarihine kadar aşağıdaki teslim adresinde olacak şekilde ulaştırmalıdırlar;<br />
<br />
Teslim Adresi: TED ANKARA KOLEJİ İNCEK KAMPÜSÜ LİSE MÜDÜRÜ SEKRETERLİĞİ<br />
<br />
Taşpınar Mah., Yumrubel Mevkii, No: 310, 06830, İncek, Gölbaşı-Ankara<br />
<br />
7. Gönderilen kopyaları bozuk filmler, katılımcının uyarılmasına gerek görülmeden yarışma dışı bırakılırlar.<br />
<br />
8. Her grup ve öğrenci yarışmaya birden fazla filmle katılabilir. Ancak söz konusu filmler seçici kurul tarafından ana jürinin değerlendirilmesine sunulurken her katılımcının bir filmi esas alınarak sunulacaktır.<br />
<br />
9. Yarışmaya katıldıktan sonra film geri çekilemez. Kopyalar iade edilmez.<br />
<br />
10. Oyuncuların yetişkin olmasında bir sakınca yoktur ancak kamera arkası ekibinin, senaristin, yönetmenin lise öğrencisi olması şarttır. Filmlerde yer alan yetişkin bireyler ödül alamaz.<br />
<br />
11. Filmde kullanılan müziklerin telif hakkı sahipleri filmin sonunda yer almalıdır.<br />
<br />
12. Senaryo bir öyküden uyarlama ise, öykü sahibinin ismi filmin sonunda yer almalıdır.<br />
<br />
13. Ödül Töreni gecesine katılacak olan öğrenciler okullarına gönderilecek resmi bir yazıyla davet edileceklerdir. Tören TED Ankara Koleji Kampüsü’nde yapılacaktır.<br />
<br />
14. TED Ankara Koleji yarışmaya katılan filmlerin kullanım hakkını elinde bulundurur. Yarışmaya katılan bütün eserlerin her türlü telif hakkı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında bedelsiz ve süresiz olarak TED Ankara Koleji’ne ait olacaktır. TED Ankara Koleji yarışma yolu ile elde ettiği bu eserleri yapımcısının ismini kullanarak televizyon, internet ve diğer her türlü ortamlarda yayımlama; katalog, broşür, afiş, kitap, ajanda, takvim, dergi, CD, video ve diğer ortamlara alarak yayınını ve dağıtımını yapma, ayrıca yurt içi ve yurt dışındaki eğitim ve kültür kurumlarına gönderme ve eğitim etkinliklerinde kullanma hakkına sahip olacaktır.<br />
<br />
15. TED Ankara Koleji yukarıda belirtilen koşulları haber vermeksizin değiştirme hakkına sahiptir.<br />
<br />
16. Filmler, Türk Cumhuriyeti’nin yasa ve ilkelerine uygun olmalıdır.<br />
<br />
17. Yarışmacılar, yukarıda belirtilen koşulları kabul etmiş sayılır.<br />
<br />
İLETİŞİM:<br />
Sorularınız için: kisakesfilm@tedankara.k12.tr<br />
(0312) 586 90 00<br />
Dahili Numara: 1110<br />
<br />
<strong>ÖDÜLLER:</strong><br />
En İyi Film - Video Kamera <br />
<br />
En İyi Yönetmen - Dijital Fotoğraf Makinesi<br />
<br />
En İyi Senaryo - Portable DVD Player <br />
<br />
En İyi Kız/Erkek Oyuncu - MP3 PlayerUnknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-44332390782391437402011-02-09T12:28:00.000+02:002011-02-09T12:28:17.508+02:00!F İSTANBUL 2011Türkiyede bağımsız sinemanın ilk ve tek adresi olan !f İstanbul AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, on yıldır 70.000 kişilik izleyici kitlesiyle kültür sanat camiasının yakından takip ettiği, dünyanın her yanından farklı bakışları sinemaseverlerle buluşturan ve düzenlediği partiler, atölyeler ve çeşitli etkinliklerle programını zenginleştiren bir oluşum.<br />
<br />
Her yıl İstanbul 'da ve Ankara'da AFM Sinemalar'nda şubat ayında izleyicisiyle buluşan festival, filmleri farklı ve güncel bölümler altında toplayarak izleyicisine ulaştırıyor.<br />
<br />
Türkiye'den Kısalar bölümüyle yüzlerce genci bir araya getiren !f İstanbul , $15.000 ödüllü uluslararası yarışması !f Inspired / Keş!f ile dünyanın farklı ülkelerinden gelen 8 filmi ve genç sinema profesyonellerini davet ederek İstanbul 'u yenilikçi sinemanın dünya merkezlerinden biri haline getirmeyi amaçlıyor<br />
<br />
Türkiye’nin ilk ve tek bağımsız filmler festivali !f İstanbul AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali Şubat 2011’de 10. yaşını kutluyor. Festival bu sene İstanbul’da 17-27 Şubat, Ankara’da ise 2-6 Mart tarihlerinde gerçekleştiriliyor<br />
Ödüllü bölüm <strong>Keş!f, Hit Filmler, Restospekt!f, Sesli Yaşam, Fantastik Filmler, Ne Kadar Gerçek O Kadar Kurgu, Dünyanın Çivisi, Açılıma Devam, Gökkuşağı, Y-eni Kuşak, !f Kült, !f Bonus, !f Kısalar, Nöbetçi Sinema, !f Özel Gösterimler ve 3D özel</strong> gösterimlere ek olarak Sundance iş birliği ile bu yıl Hollywood senaristlerinin ve film ekiplerinin katılacağı özel dersler, sohbetler, paneller ve soru-cevap seansları ile başka perspektifler sunmak, karşılıklı diyalog geliştirebilmek ve bağımsız sinema için yeni izleyici potansiyeli yaratabilme amacıyla <strong>Film Forward – Sundance Özel Bölüm</strong> de bizlerle buluşacak. Bu özel program için seçilen 14 merkezden biri olan <strong>!f Istanbul</strong>, Film Forward bölümüyle beraber <strong>Sundance Film Festivali</strong>’nin 2011 programından taze taze üç tane daha filmi gösterecek.<br />
<br />
<strong>Festivaldeki ilkler</strong><br />
!f Robert Redford’un kurduğu Sundance Enstitüsü ile birlikte dünyada 12 şehirde yürütülen “Film Forward: Kültürel Diyaloğu Geliştirmek”projesinin ortaklarından biri oldu. Ayrıca, Türkiyeli senarist ve yönetmenlerin yetiştirilmesine yönelik Sundance Lab modelinin bir benzeri İstanbul’da gerçekleştirilecek.<br />
<br />
Geçen yıl dünyaca tanınan online sinema sitesi MUBI ile başlatılan ve beş festival filminin İstanbul ile eşzamanlı başka şehirlerde de izlenmesini sağlayan “!f ²: İstanbul’dan Canlı” projesi bu yıl 16 şehirden 23 şehire büyüyor.<br />
<br />
Festivalin merakla beklenen bölümlerinden “Hit Filmler” Digiturk, bu sene eklenen yeni bölümlerden “Ne Kadar Gerçek O Kadar Kurgu” CNBC-e ve “Y-eni Kuşak” ise Doritos sponsorluğunda gerçekleşiyor. “Fantastik Filmler” bölümü bu sene de gnçtrkcll sponsorluğunda gerçekleştiriliyor.<br />
<br />
Festivale bu sene yeni bir salon daha ekleniyor. Festival filmleri Beyoğlu AFM Fitaş, Caddebostan AFM Budak ve AFM İstinye Park’ın yanı sıra Cinebonus Maçka G-Mall’da da izlenebilecek.<br />
<br />
<strong></strong><br />
<strong>Efsane yönetmen Alejandro Jodorowsky İstanbul’da</strong><br />
<strong></strong><br />
David Lynch’ten John Lennon’a birçok sanatçıya ilham kaynağı olan Şili asıllı efsanevi yönetmen Alejandro Jodorowsky bu sene restore edilen 1989 yapımı filmi “Santa Sangre”’nin gösterimi vesilesi ile İstanbul’a geliyor. Film ilk defa Türkiye’de bir sinema salonunda gösterilecek. Aynı zamanda maneviyat ve felsefe alanında dünyanın takip ettiği bir araştırmacı olan yönetmen sinema üzerine bir konuşma yapacak.<br />
<br />
<strong>Geçen sene bir ilkti, bu sene daha da büyüdü</strong><br />
<strong></strong><br />
!f İstanbul geçtiğimiz sene başlattığı ve dünyada bir ilk olan “!f ²: İstanbul’dan Canlı” projesini bu sene 25 noktada gerçekleştiriyor. Dünyaca tanınmış online sinema sitesi MUBI ile ortaklaşa gerçekleştirilen proje festivalin en çok konuşulan beş filmini İstanbul ile eş zamanlı Anadolu’da ve komşu coğrafyalarda da izleme imkanı sunuyor.<br />
<br />
<strong>!f İstanbul’un ödüllü yarışması Keş!f dört yaşında</strong><br />
İstanbul’u genç ve yenilikçi sinemanın adresi yapmayı amaçlayan 15,000$ ödüllü !f Inspired/Keşi!f yarışması, bu sene dördüncü kez Türkiye’den ve dünyanın dört yanından 8 filmi ve ünlü sinema profesyonellerini bir araya getiriyor. Yarışma kapsamında Hüseyin Karabey başkanlığındaki uluslararası jüri “sinemada cesur hikâye anlatımı, teknik ve tarzda yenilik” kriterleriyle bir kez daha “İlham Veren Yönetmen”i seçecek.<br />
<br />
<strong>Festivalin Oskar yolundaki filmleri – 10. yıla özel yeni bölümleri</strong><br />
Festivalin merakla beklenen filmlerinin yer aldığı “Hit Filmler” bölümünde bir çok dalda Oskar adaylıkları alan “Black Swan / Kara Kuğu”, “The Kids are All Right / İki Kadın Bir Erkek”, Coen Kardeşlerin Western denemesi “True Grit/ İz Peşinde”, Arjantin’in En İyi Yabancı Film Oskar adayı “Carancho / Akbaba” ve “Winter’s Bone /Gerçeğin Parçaları” gibi filmler var. Festivalin 10. yıla özel bölümleri arasında gerçek ve kurmacanın birbirine girdiği filmlere ayrılan “Ne Kadar Gerçek O Kadar Kurgu”, zor zamanlarda hayata tutunmaya çalışan gençlerin hikayelerinin anlatıldığı “Y-eni Kuşak”, Sundance Enstitüsü ile yapılan işbirliği kapsamında gösterilen “Film Forward: Kültürel Diyaloğu Geliştirmek” seçkisi, festivalin 10. yaşı vesilesi ile festivalde önceden gösterilen filmler arasından izleyici oyları ile belirlenen ve tekrar gösterilen 5 filmden oluşan “Retrospekt!f” bölümü yer alıyor.<br />
<br />
<strong>!f İstanbul sinemanin geleceğine bakıyor – Canlı Sinema ve İnteraktif SinemaNedir?</strong><br />
Her zaman yenilikçi ve öncü bir sinema anlayışıyla hareket eden !f İstanbul bu sene ilk defa izleyicilerini “canlı sinema” konsepti ile tanıştırıyor. Bu konsepti ilk uygulayanlardan yönetmen Sam Green “Utopia in 4 Movements” adlı belgeselinde izleyicilerin önünde, müzisyenler eşliğinde imgelerle ve performanslarla bir hikaye anlatıyor. Her gösterimi tamamıyla orijinal olan bu çok özel sinema deneyimi bu şekliyle yalnızca bir defa izlenecek- ve bu yaratımda seyircilerin katılımı belirleyici.<br />
<br />
!f İstanbul bu sene festival merkezini The Hall’a kuruyor. Böylece film maratonu sırasında yönetmenlerle bir araya gelmek ve etkinliklere katılmak isteyen !f izleyicileri festival merkezinde buluşuyor. Festival merkezinin !f takipçilerine sunduğu en önemli imkanlardan biri ise festival boyunca merkeze yerleştirilecek bilgisayarlardan interaktif sinemanın en değişik örneklerinin deneyimlenebilecek olması. Bu filmlerden biri olan “Planet Galata” yapımcılarından Florian Thalhofar’ın katılımı ile önce doğrusal sonra interaktif bir şekilde izlenecek.<br />
<br />
<strong>!f İstanbul'dan uluslararası ve ödüllü bir yarışma: Keş!f</strong><br />
Yenilikçi ve cesur sinemanın adresi !f İstanbul AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, Keş!f yarışmasının dördüncüsünü gerçekleştiriyor.<br />
<br />
<br />
<br />
Festival kapsamında gerçekleşecek olan yarışma, uluslararası platformdan, sinemaya değişik kapılar açabilecek yenilikçi ve cesur genç yönetmenleri izleyiciler ile buluşturmayı amaçlıyor. Festival süresince gösterilecek yarışma filmleri öncesinde ve sonrasında izleyiciler, genç yönetmenler ile tanışma ve sohbet etme şansına da sahip olacaklar.<br />
<br />
Dünyanın dört yanından gelen 8 film, 15 bin dolarlık ödül için yarışacak. Uluslararası sinema endüstrisinin prestijli isimlerinden oluşacak jüri bu yılın "Iİlham Veren Yönetmeni"ni belirleyecek. Ümidimiz, Keş!f yarışmasının ülkemizden genç yönetmenlerin teşvik edilmesi yönünde önemli bir rol oynaması.<br />
<strong><br />
</strong><br />
<strong>SİYAD Jürisi</strong><br />
Keş!f Uluslararası Film Yarışması'nda yer alan filmler bu yıl üçüncü kez Sinema Yazarları Derneği üyelerinden oluşan jüri tarafından da değerlendirilecek ve seçilen film "SİYAD En İyi Film" ödülünü kazanacak. SIİYAD Jürisi'nin bu seneki üyeleri ise, Sinema Dergisi'ne film eleştirileri yazan Burcu Aykar şirin, editörlük, senaryo yazarlığı ve yönetmenlik yapan, ayrıca KargART !Geceyarısı Filmleri! gösterimlerini organize eden Serdar Kökçeoğlu ve sinema yazarı, gazeteci, yazar ve senarist Burak Göral.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-27861406393574675482011-02-04T13:59:00.001+02:002011-02-08T13:17:01.266+02:00Asurlular İstanbul’da<div class="separator" style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none; clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijokj3vM4NKQLaJtd4PNxcvo_ROD-iAuARXJ4s9aqKNI69caENqg7ocBOo61dn_qAbyWfoRz-EFcXu6lu_4A5EHCp-NiygEurYfLeeigVIez8k_UU6lPpHywSZcBrcMimApCvioLtHFds/s1600/et_8220asurlular-istanbul8217da8221_64652_pjapfiaau.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; cssfloat: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" h5="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijokj3vM4NKQLaJtd4PNxcvo_ROD-iAuARXJ4s9aqKNI69caENqg7ocBOo61dn_qAbyWfoRz-EFcXu6lu_4A5EHCp-NiygEurYfLeeigVIez8k_UU6lPpHywSZcBrcMimApCvioLtHFds/s1600/et_8220asurlular-istanbul8217da8221_64652_pjapfiaau.jpg" /></a></div>Kültepe`de gün ışığına çıkartılan eserler, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı etkinlikleri kapsamındaki “Asurlular İstanbul’da” sergisi ile İstanbullularla buluşuyor. <br />
<br />
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı etkinlikleri kapsamında düzenlenen bu sergide MÖ 2. binyılında, Kaniş Krallığı’nın merkezi ve Anadolu’daki Asur Ticaret Kolonileri sisteminin başşehri olan, Kayseri’nin hemen 20 km kuzeydoğusundaki Kültepe`de 1948 yılından beri yürütülen kazı çalışmalarıyla günışığına çıkartılan eserler ‘Asurlular İstanbul’da’ isimli sergi ile İstanbullularla buluştu. <br />
<br />
‘Asurlular İstanbul’ sergisinde, 60 yılı aşkın bir süredir kazı çalışmalarının yürütüldüğü Kültepe-Kaniş Karumu`nda ortaya çıkarılan ve günümüzde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Kayseri Müzesi ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde korunan eserler arasından seçilen 495 arkeolojik eser sergileniyor.<br />
<br />
Eski adı, çivi yazılı belgelere göre Kaniş veya Neşa olan Kültepe, Erciyes dağının eteğinde, bereketli bir ovanın ortasında tarihi ve doğal anayolların birleştiği noktada yer alıyor. Bu konumuyla Kültepe, eski dünya ticaretinde ve siyasetinde önem kazanarak, özellikle MÖ 3. binin sonlarında ve 2. binin ilk çeyreğinde Anadolu-Suriye-Mezopotamya arasında parlak bir ticaret ve sanat merkezi olarak öne çıkıyor. Yazının Anadolu’ya girdiği ve aydınlanmanın başladığı yer olan Kültepe/Kaniş/Neşa’yı bu sergi ile yakından tanıma fırsatı yaratılmaktadır. Anadolu’ya gelen Asurlu tüccarların merkez olarak seçtiği Kültepe’de bulunan yaklaşık 25 bin civarındaki çivi yazılı tablet, Asurlu veya yerli tüccarların ticari faaliyetleri, yönetim ve hukuk sistemi, sanat ve dini inançları hakkında bizlere zengin bilgiler veriyor. Sistemli bir ticaret sayesinde kurulan ilişkiler aracılığıyla, Anadolu halkı ilk kez bu dönemde yazıyla karşılaşılıyor. <br />
<br />
Bu çağdan sonra Anadolu insanı, Kültepe Kaniş-Karumu’ndan edindikleri deneyim ve birikimle, Anadolu’nun ilk merkezi devletini, yani Hitit Devleti’ni kurmuştur. Hitit uygarlığının oluşmasına kaynaklık eden ve MÖ 3. binyıldan itibaren Kültepe’de gelişen kültürün etkileri, Hititler ve sonraki kültürler aracılığıyla günümüze kadar ulaşıyor. Doğu ve Batı arasında bir köprü olduğunu vurguladığımız Anadolu’nun Batı kültürlerinin oluşmasındaki katkısı ve etkisi, bu sergide yer alan eserlerle izlenebilir. <br />
<br />
Küratörlüğünü Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu ve Dr. Şeniz Atik’in yaptığı, sergi tasarımını Şahin Paksoy’un hazırladığı sergi, 29 Mart 2011 tarihine kadar Pazartesi günleri hariç her gün 09:00-17:00 saatleri arasında görülebilir.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-61485927271492977232011-02-04T13:58:00.000+02:002011-02-04T13:58:04.705+02:00Frida Kahlo ve Diego Rivera SergisiSuna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi 2011 yılına, 20. yüzyıl sanatının Meksika ve dünyadaki en çarpıcı figürlerinden; Frida Kahlo ve Diego Rivera ile ülkemiz sanatseverlerinin buluşmasıyla giriyor; “Gelman Koleksiyonu’ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera” sergisi. Türkiye’de ilk kez Pera Müzesi’nde konuk olacak 20. yüzyılın efsane çifti Frida Kahlo ve Diego Rivera, yapıtları kadar özgün karakterleri, yaşam öyküleri ve merak uyandıran birliktelikleriyle de dünya kamuoyunda ilgi uyandırıyor.<br />
<br />
<br />
Jacques ve Natasha Gelman’ın koleksiyonunda yer alan, Meksika’nın ulusal kültür varlıkları envanterine kayıtlı ve Meksika dışında çok az sayıda sergilenen40 yapıt, çiftin en önemli eserlerinden oluşuyor.<br />
<br />
Ülkemiz sanatseverlerini, duyulduğu ilk andan itibaren heyecanlandıran, Berlin ve Viyana’da düzenlenen ve 2010 yılına damgasını vuran Frida Kahlo Retrospektifi’nin en gözde Kahlo yapıtlarının yanı sıra Diego Rivera’nın eserlerinin de yer aldığı “Gelman Koleksiyonu’ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera” sergisinin küratörü Dr. Helga Prignitz-Poda. <br />
<br />
Eserleriyle olduğu kadar, sıradışı ve tartışmalı yaşamlarıyla, fırtınalı ilişkileriyle ilgi çekerek sinema ve edebiyat dünyasına da ilham veren ikilinin 20 Mart 2011’e kadar ziyarete açık kalacak sergisi Pera Müzesi`nde...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhP_yUQTP9c1VxL6fbMLnpOZumc52y1AsvhVspvUPpR4UubhwWC1KJJ3AL7tRN3aahbiV5iijJBukNREvlF69LI0nEk59yhkLlo_FfTrHY8DZj3HoijL15DbHKULsYN9l8IjWTuv8XEO-c/s1600/et_8220frida-kahlo-ve-diego-rivera8221_68742_pifpjiaau.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" h5="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhP_yUQTP9c1VxL6fbMLnpOZumc52y1AsvhVspvUPpR4UubhwWC1KJJ3AL7tRN3aahbiV5iijJBukNREvlF69LI0nEk59yhkLlo_FfTrHY8DZj3HoijL15DbHKULsYN9l8IjWTuv8XEO-c/s1600/et_8220frida-kahlo-ve-diego-rivera8221_68742_pifpjiaau.jpg" /></a></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-81819942782306961172011-02-01T15:39:00.001+02:002011-02-01T16:33:13.839+02:00Beyazıt Yangın Kulesi IşıklandırıldıBeyazıt Kulesi, yangınları gözetlemek ve haber vermek amacıyla İstanbul'un Beyazıt semtinde 1749 yılında inşa edilen 85 metre yüksekliğinde kule. Gözetleme yerine kadar çıkan merdivenler 180 basamaktan ibarettir.<br />
<br />
Başlangıçta ahşap olarak inşa edildi. 1756'daki Cibali yangınında yandı. 1826'da yeniden yapılan kule yeniçeri ayaklanmasında tekrar yandı. Kule üçünçü kez Sultan II.Mahmut zamanında, 1828 yılında Senekerim Balyan'ın mimarlığı altında tekrar yapıldı. Beyazıt Yangın Kulesi,<br />
Nöbet Katı<br />
İşaret Katı<br />
Sancak Katı olmak üzere üç bölümden oluşur.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaZLd-8GIWo-joSWZA0Hm-EiA0VR-Zp1EbjPn9Ti5qavu6UsZthiQ6pkpuv4mbzpd9pfyPJL5C5Md2PlK6bWjAUCPrC16a-QnurAKRfUMYm7cydcGXmOhT_XtDvhZNT2CHtzz3JkJKXrM/s1600/BEYAZIT+YANGIN+KULES%25C4%25B0.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" s5="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaZLd-8GIWo-joSWZA0Hm-EiA0VR-Zp1EbjPn9Ti5qavu6UsZthiQ6pkpuv4mbzpd9pfyPJL5C5Md2PlK6bWjAUCPrC16a-QnurAKRfUMYm7cydcGXmOhT_XtDvhZNT2CHtzz3JkJKXrM/s1600/BEYAZIT+YANGIN+KULES%25C4%25B0.jpg" /></a></div>Yangın, Beyazıt Kulesinden gündüz sarkıtılan sepetlerle, gece ise fener yakılarak haber verilirdi.<br />
<br />
Yangın kulesine “yangın köşkü”, gözcülerine de “köşklü” denirdi. Beyazıt Yangın Kulesi’nde 20 köşklü bulunurdu. Kulelerdeki odalarda yatar kalkarlardı. 1923'e kadar köşklüler kulelerdeki görevlerine devam ettiler.<br />
<br />
Uzun süre geceleri farklı renklerde aydınlatılarak İstanbullulara ertesi günün hava tahminin duyurulması için kullanıldı. Kulenin mavi renkte aydınlatılması ertesi gün havanın açık olacağını, yeşil yağmuru, sarı sisi ve kırmızı karı haber verir. Bu uygulamaya 1995 yılında son verildi, 2010 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin girişimiyle tekrar başlandı. <br />
<br />
1997 yılında başlayan restorasyon çalışmalarına kadar kullanılamayacak durumda olan kule iki yıl süren çalışmalar sonucunda eskiden olduğu gibi yangın gözetleme, meteoroloji ve yol durumunu bildirmek amacıyla kullanılmaktadır. Günümüzde İstanbul Üniversitesi'nin Merkez Kampüsü içinde yer alır.<br />
Beyazıt Yangın Kulesi’nin ışıklandırılması projesi sonucu bir önceki aydınlatma çözümüne göre yüzde 60 enerji tasarrufu, atmosfere salınan sera gazında ise yıllık 19 ton azalma sağlanacak. Kullanılan yeni armatürlerin ömürlerinin 3 kat daha uzun ömürlü olması sayesinde bakım maliyetleri yüzde 70 oranında azalacak.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-73282813360841704992011-01-19T14:25:00.001+02:002011-02-01T16:34:18.124+02:0068. Altın Küre Ödülleri2011 yılı Golden Globe (Altın Küre) film ödülleri sahiplerini buldu. Oscar'ların habercisi olarak sayılan ve sinema dünyasının en büyük ödülü Oscar'ları kazanacaklara ilk işareti sağlayan 2011 Altın Küre film ve televizyon ödülleri Los Angeles'da dağıtıldı<br />
<br />
Hollywood Yabancı Basın Derneği tarafından düzenlenen Altın Küre ödülleri ayrıca yılın ilk film ve televizyon ödülleri. Bunun ardından çeşitli ödül törenleri önümüzdeki aylarda bir bir yer alacak. 2011 Golden Globes ödülleri için en fazla dalda aday gösterilen film İngiliz filmi "King's Speech" olurken, Facebook'un kuruluşunu konu alan "Social Network" filmi ile bir boksörün hayatını anlatan "Fighter" filmi altı dalda aday bulunuyor.<br />
<br />
<strong>2011 Altın Küre ödüllerinin kazananlardan bazıları şöyle: </strong><br />
<br />
En iyi erkek oyuncu (Drama): Colin Firth (King's Speech)<br />
<br />
En iyi kadın oyuncu (Drama): Natalie Portman (Black Swan)<br />
<br />
En iyi erkek oyuncu (Komedi veya müzikal): Paul Giamatti (Barney's Version)<br />
<br />
En iyi kadın oyuncu (Komedi veya müzikal): Anette Bening (The Kids are All Right)<br />
<br />
En iyi film (Komedi veya müzikal): The Kids Are All Right<br />
<br />
En iyi film (Drama): Social Network<br />
<br />
En iyi yardımcı erkek oyuncu: Christian Bale (Fighter)<br />
<br />
En iyi yardımcı kadın oyuncu: Melissa Leo (Fighter)<br />
<br />
En iyi yönetmen: David Fincher (Social Network)<br />
<br />
En iyi senaryo: Social Network (Sosyal Ağ)<br />
<br />
En iyi animasyon filmi: Toy Story 3 (Oyuncak Hikayesi 3)<br />
<br />
En iyi film şarkısı: "You Haven't Seen The Last of Me" (Burlesque)<br />
<br />
En iyi film müziği: Trent Reznor ve Atticus Ross (Social Network)<br />
<br />
Yabancı dilde en iyi film: "In a Better World" (Danimarka)<br />
<br />
Bir TV mini dizisi ya da filminde en iyi erkek oyuncu: Al Pacino (You Don't Know Jack)<br />
<br />
Bir TV mini dizisi ya da filminde en iyi kadın oyuncu: Claire Danes (Temple Grandin)<br />
<br />
Bir TV dizisinde en iyi kadın oyuncu (drama): Katey Sagal (Sons of Anarchy)<br />
<br />
Bir TV dizisinde en iyi erkek oyuncu (komedi veya müzikal): Jim Parsons (The Big Bang Theory)<br />
<br />
Bir TV dizisinde en iyi kadın oyuncu (komedi veya müzikal): Laura Linney (Big C)<br />
<br />
Bir TV dizi, mini dizi ya filminde en iyi yardımcı kadın oyuncu: Jane Lynch (Glee)Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-5792855812944902852011-01-12T19:49:00.001+02:002011-02-01T16:34:56.229+02:00MEKSİKA DEVRİMİ ÜZERİNE FİLMLERPera Film Gelman Koleksiyonu’ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera sergisine paralel, 14 – 30 Ocak 2011 tarihleri arasında Meksika Büyükelçiliği ve İstanbul Cervantes Enstitüsü işbirliğiyle “Viva la Revolución: Meksika Devrimi Üzerine Filmler” adlı programı düzenliyor. Meksika Devrim tarihinin farklı hikayelerle aktarıldığı film programında 1930’lar ve 40’lar arasında çekilen 4 kurmaca film ve Zapatistalar ile ilgili çekilen güncel bir belgesel yer alıyor. <br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none; clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAD6FpLpxvDm1yaubxDvnykUvtJx2uueZgzBYIaXyYTMVsehQBQXmbYwl5e2Y51ZlC7fOEsWnOoCmMzybclirk4XsaXY4TclfqtlooWrYlAWlY2GPAt9IOLzOF-KzcRlekHW9CD2XpOpA/s1600/Meksika-Devrimi-uzerine-Filmler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" n4="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAD6FpLpxvDm1yaubxDvnykUvtJx2uueZgzBYIaXyYTMVsehQBQXmbYwl5e2Y51ZlC7fOEsWnOoCmMzybclirk4XsaXY4TclfqtlooWrYlAWlY2GPAt9IOLzOF-KzcRlekHW9CD2XpOpA/s320/Meksika-Devrimi-uzerine-Filmler.jpg" width="153" /></a></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-64355989877086905082011-01-08T23:13:00.001+02:002011-02-01T16:35:13.083+02:00AKBANK SANAT BAROK MÜZİK GÜNLERİBarok müziğinin usta sanatçıları 06–27 Ocak 2011 tarihlerinde düzenlenecek Akbank Sanat Barok Günleri’nde sahne alıyor. <br />
<br />
Türkiye’de Barok müziğine olan ilgiyi arttıran ve her yıl daha geniş bir dinleyici topluluğu tarafından izlenen Akbank Sanat Barok Müzik Günleri, bu yıl 06-27 Ocak 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Uluslararası bir çok festivalde ülkemizi başarı ile temsil eden ödüllü sanatçı Hande Soner’in 06 Ocak 2011, Perşembe günü gerçekleşecek konseriyle başlayacak olan Akbank Sanat Barok Müzik Günleri, 13 Ocak 2011, Perşembe günü müzikleri ve dansları ile 17-18. yüzyıl İngilteresi’ni canlandıran Eclipse Topluluğu’nu ağırlayacak. İngiltere’nin en önemli lavtacılarından olan Lynda Sayce’ın 20 Ocak 2011, Perşembe günü sahne alacağı etkinlik, 27 Ocak 2011, Perşembe günü Belçika Ensemble del Moianes ve B`Rock topluluklarının başkemancılığı görevini yürüten Jorge Jimenez’in performansı ile son bulacak. <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrkyjFdQsV6cW-oFlJ5gMTlgL-x-uesN3S8KE-RJJS30F3G-S9eTZrRfwRJm0X3wgh_8322AHoP7G83IZfhBscUXRzseMek8rov2kqsHT4BMzLawL13CdkVSJAJ-RPdNDR8GXgH45Mx94/s1600/Hande-Soner_1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" n4="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrkyjFdQsV6cW-oFlJ5gMTlgL-x-uesN3S8KE-RJJS30F3G-S9eTZrRfwRJm0X3wgh_8322AHoP7G83IZfhBscUXRzseMek8rov2kqsHT4BMzLawL13CdkVSJAJ-RPdNDR8GXgH45Mx94/s1600/Hande-Soner_1.jpg" /></a></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-78968985248167790502011-01-05T13:49:00.001+02:002011-02-01T16:35:38.537+02:00Abdülmecid'in Kızının Oyuncakları Saray Koleksiyonları Müzesi'ndeSon halife Abdülmecid'in kızı Dürrüşehvar Sultan'ın depolarda saklanan eğitim ve oyun gereçleri Dolmabahçe Sarayı'nın eskiden mutfak olarak kullanılan bölümünün yeniden düzenlenmesiyle oluşturulan Saray Koleksiyonları Müzesi ile gün yüzüne çıkacak.<br />
<br />
Konuyla ilgili bilgi veren TBMM Milli Saraylar Daire Başkanı Yasin Yıldız, Milli Saraylar bünyesindeki müzeyi oluşturma fikrinin 2000'li yılların ortalarına dayandığını söyledi.<br />
<br />
Yıldız, Milli Saraylar'ın envanterinde bulunan 70 binin üzerindeki objenin bir kısmının depolarda bulunduğunu belirterek, müze oluşturma sürecinin de depolardaki bazı eserlerin Beşiktaş'ta bulunan Matba-i Amire binasına nakledilmesiyle başladığını dile getirdi.<br />
<br />
<strong>BEŞ BİN OBJE</strong><br />
Bu eserlerin bir kısmının 2006 yılında 'depo-müze' konsepti içerisinde sergilenmeye başladığını aktaran Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü:<br />
<br />
''O zamanlar mekanın şartlarından dolayı ve aynı mekanda Milli Saraylar'a ait başka birimlerin de bulunması nedeniyle sergileme mekanı kısıtlı kalmıştı. Halbuki Matba-i Amire yapı grubu 2 bin metrekarenin üzerinde bir alana sahip. Bu proje uzun soluklu olmadı. Bu nedenle 2008 yılında bina ve depo alanları kapsamlı bir restorasyona alındı. Bu çerçevede yürütülen çalışmalar da önceki yılın sonuna kadar devam etti. Müze projesinin ilk bölümü, sanat galerisi olarak geçen Haziran ayında açıldı. Projenin ikinci kapsamında, iç kısımda kalan alanın Saray Koleksiyonları Müzesi olarak düzenlenmesi vardı. İki bölümden oluşacak bu müzede daha önce hayata geçirilmiş olan depolar ve saray koleksiyonları bölümünde hanım sultanlara ait oyuncaklar, şehzadelere ya da büyüklere ait kıyafetler, birtakım el yazmaları, temizlik aletleri, halılar, tekstil ürünleri, mutfak araç gereçleri gibi pek çoğu gezi güzergahında ziyaretçinin göremeyeceği objeler bulunacak.''<br />
<br />
Yıldız, müzede yaklaşık 5 bin objenin sergileneceğini ifade ederek, ''Eserler bir vitrin sergileme düzeninde sergilenecek. Bu bizim için çok önemli. Çünkü küçük objeleri normal bir saray tefrişinde ziyaretçiye göstermek çok zordu, imkansızdı. Saray Koleksiyonları Müzesi, depolarımızda ziyaretçinin göremeyeceği noktalarda bulunan objelerin korunaklı vitrinlerde dönemsel olarak sergilenmesi bakımından büyük önem taşıyor. Daha önce gün ışığına çıkmamış pek çok obje, bu vesileyle ziyaretçi ile buluşacak'' şeklinde konuştu.<br />
<br />
<strong>SULTANIN KOLEKSİYONU KİTAPLAŞTIRILACAK</strong><br />
Müze araştırmacısı Ayşe Fazlıoğlu da 10 yaşına kadar Dolmabahçe Sarayı'nda yaşadığı bilinen Dürrüşehvar'a ait oyuncak ve eğitim gereçlerinin sarayın çatı katında iki sandık içerisinde bulunduğunu söyledi.<br />
<br />
Sultana ait koleksiyonun yaklaşık 600 eseri bulduğunu belirten Fazlıoğlu, müzede ise 50 civarında objenin sergileneceğini aktardı.<br />
<br />
Fazlıoğlu, gelecek yıllarda eserlerin tamamının yer aldığı bir kitap yayınlamayı planladıklarını sözlerine ekledi.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-24712428740399157332010-12-06T20:08:00.000+02:002010-12-06T20:08:06.187+02:00KAPADOKYA CAZ GÜNLERİKapadokya Caz Günleri, Türkiye’nin tarihi hazinelerine ev sahipliği yapan Kapadokya’yı müzikle buluşturmak amacıyla 6-12 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek. <br />
<br />
<br />
Kapadokya’nın tarihi değerlerini, kültürel ve sanatsal açıdan desteklemeyi amaçlayan etkinlikler bütününde, Erkan Oğur, Sibel Köse, Sarp Maden, Alper Yılmaz, Bilal Karaman ve Elif Çağlar, başarılı müzisyenlerden oluşan ekipleriyle birlikte yer alıyor. <br />
<br />
İpek Erdem ve Elif Kayaman tarafından Kozmik Müzik çatısı altında düzenlenen Kapadokya Caz Günleri kapsamında Nevşehir Kapadokya Kültür Merkezi, Argos In Cappadoccia, Anatolian Houses, Saklı Han, Nevşehir Üniversitesi, Han Çırağan, Forum Kapadokya ve Ürgüp Kültür Merkezi’nde konser ve söyleşiler gerçekleştirilecek. Bu mekanlarda cazın farklı yorumları ve sunumlarıyla, yaşça büyük bir kitle kadar, gençlerin ve öğrencilerin de cazla tanışması, kültür/sanat etkinliklerine karşı farkındalığın ve ilginin artması hedefleniyor. <br />
Konserin gerçekleşeceği Bezirhane adı verilen ikibin yıllık manastır, daha önceleri keşişlerin ve rahiplerin barındığı, İpek Yolu üzerinde deve kervanlarının konakladığı, beziryağı üretilen bir yer. Bambaşka bir konser deneyimi yaşamak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir deneyim sunuyor.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-8214231941585148382010-12-05T10:30:00.000+02:002010-12-05T10:30:08.755+02:00SEKİZ YÖNETMENDEN FOTOĞRAF SERGİSİTürkiye’de kız çocuklarının eğitim sorununun çözümüne katkı sağlamak, okula gidemeyen miniklerin eğitim hayalini gerçekleştirmek amacıyla Milliyet gazetesi ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin 2005 yılında başlattığı Baba Beni Okula Gönder (BBOG) Kampanyası yeni bir projeye daha imza atıyor. BBOG Kampanyası için bu kez Çağan Irmak, Mustafa Altıoklar, Ezel Akay, Handan İpekçi, Zülfü Livaneli, Sırrı Süreyya Önder, Ümit Ünal ve Derviş Zaim bir araya gelerek fotoğraf çektiler. <br />
<br />
<br />
Çağan Irmak, proje için şöyle konuştu: “Baba Beni Okula Gönder" kampanyasının reklam filmi çekimlerinde bu fikir ortaya çıktı. Yönetmenlerle birlikte, ‘okumak ve kız çocuğu’ ilişkisi üzerinde çalışma yaptık. Bu kez kameralarımızı, okuyan ve okuyamayan kız çocuklarına çevirdik. Objektiflerimize bilgi ve cahilliği yansıttık. Çok iyi işler çıktı ortaya. Proje gönül şenliğine dönüştü. Sağlanan gelirle çocukların okuyacağını bilmek çok güzel.” Proje kapsamında ortaya çıkan 30 fotoğraf, 24 - 30 Kasım tarihleri arasında Beyaz Space-İz Giz Plaza Maslak’ta sergilenecek. <br />
Sergi süresince satılacak fotoğraflardan elde edilen gelir, Baba Beni Okula Gönder Kampanyası kapsamında yaptırılacak Batman Yurdu’na aktarılacak. <br />
<br />
Yönetmen Çağan Irmak, sergi kataloğunda kız çocuklarına seslendiği bir de mektup kaleme almış: “Belki çantandaki simit olabilirim. Belki kurşunkalemin, silgin, belki son sayfasına gelmiş kareli defterin ya da uzun çoraplı korsanın, küçük prensin, kara balığın, bir şeftali bin şeftalin olabilirim. Sadece fotoğraf çekerek. Bak ben ne çok oldum birden!”Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-21865160926247642392010-11-26T18:01:00.000+02:002010-11-26T18:01:50.155+02:00La Scala Pink Floyd Balesi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj68Yv_mLEKSjx0v_rzQEkNPd8mcc5zolJJqhfNzeniHhNMMyF80r2SVWbwbLDVTXhjsivhfFFOtrJ05jOCjnn1TT-412Sh13-r5OSan5g_qOVMW16UvMPqdLWMQiYzAARoqD_k4WZE1Wc/s1600/la+scala.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" ox="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj68Yv_mLEKSjx0v_rzQEkNPd8mcc5zolJJqhfNzeniHhNMMyF80r2SVWbwbLDVTXhjsivhfFFOtrJ05jOCjnn1TT-412Sh13-r5OSan5g_qOVMW16UvMPqdLWMQiYzAARoqD_k4WZE1Wc/s320/la+scala.jpg" width="268" /></a></div><strong>Pink Floyd bu kez dansla geliyor!</strong><br />
<strong></strong><br />
<br />
<br />
Efsanevi rock grubu Pink Floyd bu kez eşsiz bir gösteriyle Türkiye’ye geliyor. İtalyan La Scala Tiyatrosu Bale Topluluğu, 1972 yılında Pink Floyd’un canlı performansıyla dünya prömiyerini yapan muhteşem “Pink Floyd Balesi”ni, showhow organizasyonuyla, 25-28 Kasım tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde sahnelemeye hazırlanıyor!<br />
<br />
<br />
“Hey You”, “Is There Anybody Out There?”, “Money” gibi klasikleriyle dünyayı sarsan ve peşinden milyonları sürükleyen rock grubu Pink Floyd, baleye uyarlanmış 13 hit parçasıyla yeniden hayranlarıyla buluşuyor. 1778 yılında Milano’da kurulan ve dünyanın en prestijli tiyatro ve bale topluluğu olan La Scala Tiyatrosu Bale Topluluğu, Pink Floyd şarkılarıyla uyarlanmış 5 özel bale gösterisiyle 4 gün boyunca İstanbul’da olacak. Topluluğun ünlü dansçıları tarafından gerçekleştirilen bale, sahneye koyuluşu ve Jean-Michel Désiré tarafından tasarımı yapılan göz alıcı ışıklandırmasıyla da dikkat çekiyor. Pink Floyd Balesi, "The Wall", "The Dark Side of The Moon", "Meddle", "Relics" ve "Obscured by Clouds" gibi satış rekorları kıran albümlerindeki 13 parçanın kullanıldığı 18 bölümden oluşuyor. Modern ama derinlerde klâsik tekniklere sahip olan dans hareketleriyle unutulmaz Pink Floyd şarkılarını bütünleştiren Petit’nin, 1972’den bu yana genişlettiği eser, La Scala Tiyatrosu Balet Topluluğu tarafından, şimdiye kadarki en uzun hali olan 90 dakikalık bir performansla sergilenecek.<br />
<br />
12 yaşındaki bir kızın ricası üzerine yazılan balenin ünü kısa sürede dünyaya yayıldı. Tanınmış koreograf Roland Petit kızının ricasını kıramadı ve Pink Floyd ile projesini paylaşmak üzere İngiltere’ye gitti. Projeyi duyunca heyecanlanan Pink Floyd üyeleri ve bir koreografi dehası Roland Petit’nin yeteneği ile proje 1972 yılında, Pink Floyd’un canlı performansı eşliğinde prömiyerini gerçekleştirdi. Bir showhow organizasyonu olan “Pink Floyd Balesi”, İtalya devleti, İtalya Türkiye Büyükelçisi Gianpaolo Scarante, Milano Belediye Başkanı Letizia Moratti ve Kültür ve Sanattan Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Maximiliano Finazzer Flory’nin himayesinde, İtalya İstanbul Başkonsolosluğu, Başkonsolos Gianluca Alberini, Gabriella Fortunato’nun yönetimindeki İtalyan Kültür Merkezi’nin işbirliğinde, La Scala Tiyatrosu yabancı turneler ana ortağı UniCredit Grup’un sponsorluğu ve İtalya - Türkiye ilişkilerinde önemli rol oynayan iş adamı Celaleddin Bilgiç’in girişimleriyle gerçekleşecek.<br />
<br />
25 - 28 Kasım tarihleri arasında, 4 günde 5 gösteri ile İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan gösteri, Pink Floyd hayranları ve dans tutkunlarına akıllarından asla silinmeyecek bir deneyim yaşatacak.<br />
<br />
Gösteriler Pink Floyd parçalarının kayıttan çalınması ile gerçekleştirilecektir.<br />
Gösteri Tarihleri<br />
<br />
26.11.2010 20:00<br />
27.11.2010 15:00<br />
27.11.2010 20:00<br />
28.11.2010 20:00Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-11651335131541213812010-11-25T21:53:00.000+02:002010-11-25T21:53:59.345+02:00İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienaliİstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali ile İstanbul’da yaşayan öğrenci ve öğretmenlerin güncel sanatın içinde yer almaları, farklı materyal, teknik ve disiplinleri kullanmaları ve özgün sanat çalışmalarını toplumla paylaşabilmeleri, bu yolla da sanat eğitiminin çocuk ve gençler için öneminin vurgulanması amaçlanıyor. <br />
<br />
<br />
5 bin öğrencinin gerçekleştirdiği birçok alanda sergilenen bienal İstanbul Sanat Liman'ında başladı. <br />
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Eğitim Yönetmenliği tarafından ''2010 Okullarda'' projesi kapsamında düzenlenen ''İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali'' İstanbul Sanat Limanı'nda başladı.<br />
<br />
Türkiye'de ilk kez düzenlenen ve ''Değişiyorum Farkında mısın?'' konseptiyle ''değişim'' temasını işleyen bienalde, İstanbul'un 39 ilçesinde bulunan 2 bin 500 okuldan 5 bin öğrencinin resim, heykel, seramik, fotoğraf gibi eserleri sergilenecek.<br />
<br />
Binealin açılışında konuşma yapan Vali Yardımcısı Harun Kaya, Türkiye nüfusunun 17,8'inin İstanbul'da ikamet ettiğini belirterek, nüfusun yarısının 28,5 yaşında olduğunu, yüzde 30'unu da 18 yaşın altındaki çocuk ve gençlerin oluşturduğunu bildirdi.<br />
<br />
Türkiye nüfusunun yüzde 30'unun dünya ile mücadele edebileceğini ve onların yapabildiklerinden daha iyisini yapabileceğini ve Türkiye'nin gelişmekte olan değil, gelişmiş bir ülke olduğunu ispatlayabileceğini anlatan Kaya, ''Bazı şeyleri değiştirmek gerekiyor. Özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi, kazanımların en tepesinde görmeyi arzuluyoruz'' dedi.<br />
<br />
''Artık değişimi yönlendirmek zorundasınız'' diyen Kaya, bilimi ve sanatı güçlendirmenin çocuklar ve gençlerin elinde olduğunu, liderliğe soyunmak için de değişimin yakalanması gerektiğini söyledi.<br />
<br />
<strong>EVİMİZ İSTANBUL</strong><br />
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız da geliştirdikleri ''Evimiz İstanbul'' projesini anlatarak, projenin meyvelerini vermeye başladığını, artık İstanbul'un ilköğretim okullarında ders olarak okutulacağını açıkladı.<br />
<br />
Çocukların yaratıcı yönlerinin keşfedilmesi ve geliştirilmesini önemsediklerini söyleyen Yıldız, bu kapsamda Çocuk Hakları Ofisi kurduklarını ifade etti.<br />
<br />
İstanbul'da çocukların da yönetime katılmasını istediklerini anlatan Yıldız, ''Hazırlıkları tamamladık. İstanbul ve çocuklarımız her şeyin en iyisini hak ediyor'' dedi.<br />
<br />
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Genel Sekreteri Yılmaz Kurt da kültür ve sanat çalışmalarının günümüzde tüm dünyada çok önemli bir endüstri haline geldiğini söyledi.<br />
<br />
Dünya'da sadece bir kaç ülkede yapılan ve Türkiye'de ise ilk kez gerçekleştirilen bienalde, çocukların sanat yapıtlarını sergileme fırsatı bulduğunu ifade eden Kurt, çocukların sanatla iç içe birer birey olarak yetişmesini istediklerini söyledi.<br />
<br />
Konuşmaların ardından 5 bin öğrencinin hazırladığı resim, heykel, seramik ve fotoğraf gibi eserlerinin bulunduğu sergi gezildi.<br />
<br />
''İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali'', Beyoğlu'ndan Tuzla'ya, Kadıköy'den Sultanbeyli'ye her yerden, her çevreden genç ve çocuğun katılımıyla gerçekleştiriliyor.<br />
<br />
Plastik sanatlar disiplinlerinin güncel sanat uygulama ve düzenlemeleriyle, sanatçı sunumu, performans, video gösterimi, panel, söyleşi gibi etkinliklerin yer alacağı bienal, 25 Aralık'a kadar devam edecek.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-91355358565819803622010-11-25T21:40:00.000+02:002010-11-25T21:40:09.150+02:00İstanbul Sahnesinde Müzik<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" height="320" ox="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_Mx3W6tVw-2fT9lY9Yj3aRoaSRik8GoU_vHzlmuAH5tGWe6bultLyi7sJzDqrg_YJcWk9eoxbBFU6yw80S2_UpFDLXyyPJ60R5VultPjpmSd0Nn2Ho2MiiaAhqkT3S3LDRlYdhdxIdyk/s320/m%25C3%25BCzik.jpg" width="240" /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Organizasyonu kapsamında gerçekleşecek Selin Atasoy ve Tamer Hartevoğlu'nun İstanbul Sahnesinde Müzik Fotoğraf Sergisi 02-31 Aralık 2010 tarihleri arasında İstanbul Fotoğraf Merkezi Leica Galeri'sinde sanat severlerle buluşacaktır. </div><br />
<br />
İstanbul Filarmoni Derneği için özel olarak hazırlanan ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin desteği ile gerçekleşen sergide, büyüleyici İstanbul'un kimi zaman bilinen, kimi zaman da gizli kalmış noktalarında karşımıza çıkan birbirinden başarılı dansçılar seyircileri alışılagelmedik bir dünyanın tam kalbine götürüyor. <br />
<br />
Atasoy-Hartevioğlu çifti, farklı kültür ve inançların yollarının yüzyıllardır kesiştiği İstanbul'da, bir masal dünyası atmosferinde, müzik, dans, mimari, tarih, doğa ve insan ögelerinin iç içe geçtiği, kimi zaman nasıl çekildiği kestirilemeyen fotoğraflarla seyirciyi büyülü bir yolculuğa çıkarmayı planlıyor. <br />
<br />
Fotoğraf ve reklam çevrelerinin yakından tanıdığı Atasoy-Hartevioğlu’nun 360 derecelik fotoğraflardan oluşan Panoramik Bir Rüya Paris ve Venedik projeleri 2007 yılından beri İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep gibi bir çok farklı şehirde defalarca sergilenmiş, binlerce sanat severin yoğun ilgisi ile karşılaşmış, yurt içi ve yurt dışında basında geniş yankı yandırmıştı. www.panoramikbirruya.com <br />
<br />
Son projeleri İstanbul Sahnesinde Müzik ile yetişkin fotoğraf severlerin yanı sıra yeni nesillerle de buluşmayı planlayan ikili, 4-6 ve 7-12 yaş arası geleceğin yaratıcılarıyla yapacakları atölyelerle onların fotoğraf, müzik ve dansa bakışını değiştirmeyi ve geliştirmeyi amaçlamaktadır. <br />
<br />
Sergi, Pazar günleri hariç saat 11:00-19:00 arası ziyaret edilebilir. <br />
<br />
<strong>Leica Galeri Hakkında</strong> <br />
Leica markasının oluşturulmasında mühendisler ve çalışanların emekleri kadar dünyaya bakışımızı değiştiren Tokyo ve Viyana’da açılan galerilere ilave olarak 1 Şubat 2007’da açılan Leica Galeri Leica fotoğrafçılarının da pay sahibi olduğunu bilen Leica, kültürel faaliyetlerinin bir parçası olarak Leica Galeri’lerin ilkini 1976 yılında Wetzlar’da açtı. Daha sonra Solms’a taşınan bu ilk Leica Galeri’nin ardından New York, Frankfurt, Melbourne, São Paulo, İstanbul ile bu sayı sekize ulaştı. <br />
<br />
<strong>İstanbul Fotoğraf Merkezi Hakkında</strong> <br />
İstanbul Fotoğraf Merkezi, 6 Mart 2003’te dünya ölçeğinde, arşiv-müze kalitesinde fotoğraf koleksiyonları oluşturulmasına öncülük etmek, fotoğrafın bir kültür olayı olduğunun bilinciyle daha çok ve daha doğru şekilde geniş bir perspektifle yaygınlaştırılması amacıyla, temel, siyah beyaz, stüdyo tanıtım alanlarında fotoğraf seminerleri vermek ve uluslararası ilişkiler ve bağlantılar sağlayarak ülkemizde fotoğraf sevgi ve bilgisinin artmasına katkıda bulunmak amacıyla kuruldu. O tarihten beri de bu yönde gerçekleştirdiği faaliyetler ile İFM, Türkiye fotoğrafçılık camiasında kendine saygın bir yer edindi. www.istanbulfotografmerkezi.com <br />
<br />
<strong>İstanbul Filarmoni Derneği Hakkında</strong> <br />
İstanbul Filarmoni Derneği 1945 Yılı’nın sonlarında kurulmuş ve 1946 yılında faaliyetlerine başlamıştır. <br />
<br />
Dernek Hüseyin Sadettin Arel (İstanbul Konservatuarı Reisi), Cemal Reşit Rey (Kompozitör), Lütfü Kırdar (İstanbul Vali ve Belediye Başkanı), Nadir Nadi Abalıoğlu (Baş yazar), Reşit Saffet Atabinen (Turing ve Otomobil Kurumu Başkanı), Bedri Nedim Göknil (Tüccar), Abdülkadir Karamürsel (Müşavir Avukat), Muhiddin Sadak (Viyolonselist), Salih Nurettin Kocareşit (Ziraatçi), Ali Emel Tacar (Bankacı), Afif Tektaş (tüccar), Prof. Salih Murat Uzdilek, Halit Ziya Uşaklıgil ve Ömer Refik Yaltkaya (Pianist) tarafından kurulmuştur. <br />
<br />
600’ün üzerinde üyeye sahip olan derneğin başlıca amacı ülkemizde klasik müzik kültürünün yayılmasını sağlayacak her türlü girişim ve çalışmalarda bulunmaktır. Bu amaç doğrultusunda müzikolojik araştırmalar yaptırmak, oda müziği, orkestra ve koro konserleri, müzikal temsiller vermek veya verdirmek kurslar ve konferanslar düzenlemek, değerli Türk kompozitörleri teşvik etmek, bunların gerçekleşmesi için her türlü yardımda bulunmak ve İstanbul’un müzikseverlerinin gerek duyduğu müzik evlerinin kurulmasına çalışmak derneğin ana faaliyetlerindendir.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-23228939736405342492010-11-25T21:29:00.000+02:002010-11-25T21:29:56.505+02:00Contemporary İstanbul’10<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHpTnBE6KCGNN92ec1ohvaWZQAyc-mLUbyXEDl5BSvYGOyg1QWsir-AT8BXEa1T5REt9yt04JSEhY5KK8YrXh4V-upLJDYCAbDKXJyjuqZHgqEBlj9mprgLiQzfTEZfBozrC08GGCNuCs/s1600/zerrin-tekindor.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" ox="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHpTnBE6KCGNN92ec1ohvaWZQAyc-mLUbyXEDl5BSvYGOyg1QWsir-AT8BXEa1T5REt9yt04JSEhY5KK8YrXh4V-upLJDYCAbDKXJyjuqZHgqEBlj9mprgLiQzfTEZfBozrC08GGCNuCs/s320/zerrin-tekindor.jpg" width="263" /></a></div>Contemporary İstanbul, bu yıl 25-28 Kasım tarihleri arası beşinci kez seyircilerle buluşacak. Türkiye’de bugüne kadar yapılan en geniş kapsamlı “modern ve güncel sanat” etkinliği olan Contemporary İstanbul, ülkenin kültürel ve sanatsal yaşamını dünyaya tanıtma amacında.<br />
<br />
<br />
Dört gün boyunca süren Contemporary İstanbul, ulusal ve uluslararası galerileri, tüm dünyadan gelen sanatçıları, koleksiyonerleri, müze müdürlerini, küratörleri, sanat eleştirmenlerini, basın mensuplarını ve sanatseverleri Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı çatısı altında birleştirecek.<br />
<br />
Galeri Selvin olarak bu etkinlik kapsamında 6 sanatçı ile sanatseverler ile buluşmaktayız. Etkinlikte eserleri yer alacak sanatçılarımız; Zerrin Tekindor, Feridun Oral, Serdar Tekebaşoğlu, Bihrat Mavitan, Zehra Korkmazlar ve Çağatay Odabaş’tır. <br />
<br />
Binlerce kişinin ziyaret edeceği öngörülen Contemporary Istanbul’10, 24 Kasım Çarşamba günü saat 16:00’de önizleme ile birlikte kapılarını açacak ve 28 Kasım Pazar günü saat 20:00’de etkinlik son bulacaktırUnknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-67388610840786952322010-11-25T21:24:00.001+02:002010-11-25T21:33:22.796+02:003. Uluslararası Dans Filmleri Festivali<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggQ97qDoB4aEBTOwOGaX4nR66R2M6BVzmgz_z2Z3-1OfHKvu6nkvzPSTLyzptUhDpK28zP_Vml-Vr-LmP4Dxc_p5-DmkVorh_Vf3ba8Fsvj-D5hK4OdjcqjmnWgLYg1uP0skdveJf7Pnc/s1600/afis.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" ox="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggQ97qDoB4aEBTOwOGaX4nR66R2M6BVzmgz_z2Z3-1OfHKvu6nkvzPSTLyzptUhDpK28zP_Vml-Vr-LmP4Dxc_p5-DmkVorh_Vf3ba8Fsvj-D5hK4OdjcqjmnWgLYg1uP0skdveJf7Pnc/s320/afis.jpg" width="255" /></a></div>Dans Kamera İstanbul Festivali, bu sene üçüncü kez zengin arşivini yeniden sizlerle buluşturmaktan mutluluk duymaktadır. Festivalimiz, ülkemizde yepyeni ve gelişmekte olan alternatif bir alan; dans filmi ve dans fotoğraflarının üretimi, teşviki, farkındalığı ve paylaşımına adanmıştır. <br />
<br />
<br />
Yine 6 kıtadan dansın ve film tekniğinin birçok farklı yaklaşımına ait örnekler İstanbul`da Avrupa ve Anadolu Yakası`nda 4 mekân çatısı altında izlenebilecektir. Karma Dans Fotoğrafları Sergisi, Belgesel Filmler, Video Dans Enstelasyonları ile Beden Enstelasyonu’nun yanı sıra, dans filmi ile fotoğrafına dair çalıştaylar festival programı kapsamında yer almaktadır. <br />
<br />
Dans Kamera İstanbul Festivali`nde temel amacı; dans, film, fotoğraf, müzik ve yaşama dair diğer ilintili sanatsal ve bilimsel formların etkileşimini sağlayarak, profesyonel ve amatör dans filmi ve fotoğrafçıları arasındaki tanışma ile paylaşım ortamını oluşturmak ve bu alandaki farkındalıkla beraber merak duygusu, üretim ve araştırmaya teşvik etmektir. <br />
<br />
22 - 30 Kasım 2010 III. Dans Kamera İstanbul Festivali’nin birbirinden farklı coğrafi kültür ve çeşitli sanatsal tekniklerle yaratılan yapıtların özellikle birçok genç ve deneyimli sanatçıların ufkunu açacağına ve ruhlarını besleyeceğine gönülden inanmaktayız. Şu an için hiçbir kurum ve kuruluştan finansal destek almadan yürütülen bu genç ve dinamik festivalimizin başarıyla sürdürülebilmesi için öncelikle sizlerin desteğine ihtiyaç duyduğumuzu bilmenizi isteriz. <br />
<br />
Dans Kamera İstanbul Festival ekibi olarak bizimle bu yolculuğu paylaşan tüm dostlarımıza ve siz izleyicilerimize en içten teşekkürlerimizi sunarız. Hepimize festival gibi renkli, ümit ve ışık dolu bir hayat dileğiyle, festivalimize hoş geldiniz.<br />
<br />
Onur Topal Sümer<br />
Dans Kamera İstanbul Direktör ve Küratörü<br />
<br />
Biletler, Caddebostan Kültür Merkezi ve Harbiye Mekan.Artı gişelerinden temin edilebilir.<br />
Biletler<br />
<br />
Tam: 9TL <br />
İndirimli: 7TL <br />
Belgeseller ücretsizdir. <br />
<a href="http://www.dancecamera-istanbul.org/2010-program.html">http://www.dancecamera-istanbul.org/2010-program.html</a>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-3133859527522899692010-11-16T16:17:00.000+02:002010-11-16T16:17:55.929+02:00Kapalıçarşı´nın 550 Yıllık Öyküsü İş Bankası Müzesi´ndeİstanbul’un finans merkezi olma yolundaki 550 yıllık öyküsünü anlatan “10 Adımda Kapalıçarşı” adlı sergi 8 Kasım’da gerçekleştirilen kokteylin ardından İş Bankası Müzesi’nde ziyarete açıldı. İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Caner Çimenbiçer ve Genel Müdür Ersin Özince’nin ev sahipliğinde; İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun katılımıyla gerçekleşen serginin açılış kokteyline iş ve sanat dünyasından seçkin isimler katıldı. <br />
<br />
<br />
Kültür Yayınları’ndan çıkan “Çarşı, Pazar, Ticaret ve Kapalıçarşı” adlı kitabın yazarları Prof. Önder Küçükerman ve Prof. Dr. Kenan Mortan’ın küratörlüğünü yaptığı sergide, Kapalıçarşı tarihini ortaya koyan orijinal belgeler, gravürler, geçmişten günümüze Kapalıçarşı’da yapılan, altının farklı kullanım alanlarını gösteren yaprak üzeri altın hat ve tekzip işleri, gümüş ve bakır işleri ile takılar ve dokumalar yer alıyor. <br />
<br />
Ünlü oryantalist ressam Amadeus Preziosi’nin Kapalıçarşı tablosunun da yer aldığı, İstanbul’un finans merkezi olma yolundaki 550 yıllık serüvenini anlatan serginin açılışına özel olarak gözlük kullanmaksızın üç boyutlu görüntüyü yakalayan bir hologram cihazında külçe altın simülasyonu yapıldı. Kapalıçarşı’nın çeşitli noktalarından çekilen 360 derece görünümleri, Kapalıçarşı eskizleri, Kapalıçarşı şeref defteri, çok sayıda gravür de müzede bulunan kiosklarda ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. <br />
<br />
“Kapalıçarşı köklü uluslararası ticari geleneği ile İstanbul’da kurulacak dünya finans merkezinin en güçlü ilham kaynağıdır.” <br />
<br />
Osmanlı döneminden itibaren İstanbul’un finans geçmişine tanık olan ve bugün de altın piyasasının kalbi sayılan Kapalıçarşı’nın 550 yıllık tarihine ışık tutan serginin açılış kokteylinde bir konuşma yapan İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Caner Çimenbiçer, İş Bankası olarak Türkiye’nin değerlerine sahip çıkmayı görev kabul ettiklerini ve Kapalıçarşı’nın da bu anlamda önemli bir yere sahip olduğunu ifade etti. Kapalıçarşı’nın sadece Türkiye’nin değil batıdaki modern bankacılığın da temellerinin atıldığı bir ortak pazar ve finans kompleksi olduğuna değinen Çimenbiçer, Kapalıçarşı sergisinin İstanbul Finans Merkezi Projesi’ne ve bu yöndeki çalışmalara katkı sağlayacağını umduğunu sözlerine ekledi. <br />
<br />
“Bulunduğu bölgede Türkiye’den ve İstanbul’dan daha büyük bir para ve sermaye piyasası yok.” <br />
<br />
Kapalıçarşı’nın dünyanın en eski finans merkezi olduğunu ifade ederek başladığı konuşmasında, İş Bankası ile Kapalıçarşı ve çevresindeki işletmeler arasındaki derin işbirliği ve gönül bağına değinen İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince; “İstanbul Şubemiz, bugün Türkiye İş Bankası Müzesi olan bu binada; 1928’de Yenicami Şubesi olarak hizmet vermeye başlamıştı. Bölgedeki ticari hayat geliştikçe civardaki İş Bankası şubelerinin sayısı da hızla arttı” dedi. <br />
<br />
İstanbul’un finans merkezi olması konusuna da değinen Özince sözlerini şöyle sürdürdü: “Bulunduğu bölgede Türkiye’den ve İstanbul’dan daha büyük bir para ve sermaye piyasası olmadığını düşünüyorum. Sadece güçlü bankacılık sektörü bile İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması için yeterlidir. Finans Merkezi Projesi tamamladığında hem İstanbul’un uygarlıklar köprüsü özelliği pekişecek hem de Türkiye dünyanın en büyük ekonomileri arasında yerini alacaktır. Kapalıçarşı köklü uluslararası ticari geleneği ile İstanbul’da kurulacak dünya finans merkezinin en güçlü ilham kaynağıdır.” <br />
<br />
“10 Adımda Kapalıçarşı” sergisinin açılış kokteyline katılan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul`un bir marka olduğunu dile getirerek, ``Ümit ediyoruz ki İstanbul, bir finans merkezi olarak da ticareti ve finansı kucaklayacaktır. 4 bine yakın iş yerinin içinde faaliyet gösterdiği Kapalıçarşı, şehrin finans merkeziydi. Bu tarihi misyona uygun sürekliliğini önümüzdeki dönemlerde de devam ettirecektir diye umuyorum`` diye konuştu. Mutlu, İş Bankası`nın çok değerli bir marka olduğunu ve İstanbul`un finans merkezi olması yolunda İş Bankası`nın gerçekleştirdiği güçlü adımları takdir ettiğini vurguladı. <br />
<br />
Tarih öncesinden bu yana ana ticaret yollarının kavşak noktası olmuş Anadolu’nun iktisat tarihinin resmi olarak nitelendirilebilecek Kapalıçarşı, bu sergide bir alışveriş merkezi olmasının ötesinde tasarım, ürün geliştirme ve finans merkezi olma özellikleriyle ön plana çıkıyor. Kapalıçarşı Derneği’nin çeşitli belgeler, ürünler ve sunumlarla katkı sağladığı sergide, Kapalıçarşı’nın inşa edildiği 1460 yılından günümüze kadar geçirdiği evreler; ekonomik ve mimari gelişimi, İstanbul’un ticaret hayatındaki yeri, ülkemizin kültürel ve sanatsal mirası üzerindeki rolü, Kapalıçarşı esnafının değişen yapısı farklı açılardan ele alınarak, görseller ve metinlerle tematik olarak sergileniyor. <br />
<br />
Ziyaretçilere; Prof. Önder Küçükerman’ın danışmanlığı ile TRT tarafından hazırlanan Kapalıçarşı konulu “Ustanın Sırrı” adlı belgeseli izleme olanağı da sunan “10 Adımda Kapalıçarşı” sergisi 27 Şubat’a kadar ziyaret edilebilir.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-72853700381163209232010-11-11T17:56:00.001+02:002010-11-16T16:01:00.562+02:0012. İstanbul Bienali'nin başlığı açıklandı:"İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011"<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivWL2X5T1DlLr2xONXsurJBKz9NguBH-JZY8ZpghOzcuC9e2ejW6mwLwJQELoqvjgfqw1Np-AH19kwg3Syl5G3QO8Et4GdwX-Tp06ZkegAOAONX4HZxqcxrZg18zp8Fi_i-K9tH-ZThlg/s1600/B%25C4%25B0ENAL.bmp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" px="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivWL2X5T1DlLr2xONXsurJBKz9NguBH-JZY8ZpghOzcuC9e2ejW6mwLwJQELoqvjgfqw1Np-AH19kwg3Syl5G3QO8Et4GdwX-Tp06ZkegAOAONX4HZxqcxrZg18zp8Fi_i-K9tH-ZThlg/s1600/B%25C4%25B0ENAL.bmp" /></a></div>İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından, Koç Holding'in sponsorluğunda, 17 Eylül-13 Kasım 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 12. İstanbul Bienali'nin başlığı, bienalin küratörleri Adriano Pedrosa ve Jens Hoffmann tarafından açıklandı. <br />
<br />
12. İstanbul Bienali'nin başlığı, yapısı ve çalışma süreci, 12. İstanbul Bienali küratörleri Programma Independente de Escola Sao Paulo'nun (PIESP) direktörü Adriano Pedrosa ve California College of Arts Wattis Institute for Contemporary Arts Direktörü Jens Hoffmann tarafından 20 Ekim'de Pera Palas Oteli'nde düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Basın toplantısına konuşmacı olarak Adriano Pedrosa ve Jens Hoffmann'ın yanı sıra İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer de katıldı. Bienal öncesindeki sürece ilişkin detayların aktarıldığı toplantıda gerçekleştirdikleri karşılıklı sohbet ve tartışmada, Adriano Pedrosa ile Jens Hoffmann dünya çapında düzenlenen bienallerin ve İstanbul Bienali'nin bugünkü durumunu değerlendirdiler. 12. İstanbul Bienali'nin başlığını "İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011" olarak belirleyen küratörler, ayrıca İstanbul Bienali kapsamında 26-27 Kasım 2010 tarihlerinde düzenlenecek olan "İstanbul'u Hatırlamak" adlı konferans ve bienalin eğitim programlarıyla ilgili konularda ayrıntılı bilgi de verdiler. <br />
<br />
12. İstanbul Bienali'nin küratörleri, karşıt görünen iki bakış açısı olan, yalnızca biçimsel ve estetik kaygılarla yapılan sanat ile varoluşunun temeli toplumsal meselelere dayanan, siyasi duruşu ağır basan sanat arasında bir uzlaşma zemini sağlamaya çalışacaklarını belirttiler.<br />
<br />
12. İstanbul Bienali'nin başlığı ve görsel kimliği, minimalist ve kavramsal yapıtlarıyla 20. yüzyıl güncel sanatının en önemli isimleri arasında sayılan Kübalı-Amerikalı sanatçı Felix Gonzalez-Torres'e göndermeler içeriyor. İşleri uluslararası arenada pek çok kişisel ve karma sergide yer alan Gonzalez-Torres, aynı zamanda küratörlüğünü Rosa Martinez'in üstlendiği 5. İstanbul Bienali'ne de katılmıştı. Torres'in, siyasi konuları ele alırken biçimsel yenilikçiliği kullanarak oluşturduğu sanat dili, 12. İstanbul Bienali için yürütülen araştırmalara esin kaynağı oldu. <br />
<br />
Gonzalez-Torres'in varlığı, bienal başlığında da görüldüğü gibi, kendini birçok yerde belli belirsiz hissettirecek. "İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011" başlığı, Gonzalez-Torres'in kendi yapıtlarını adlandırmakta kullandığı bir geleneği tekrarlarken aynı zamanda "İsimsiz" başlığını takip eden parantez içindeki yer ve zaman belirteçleriyle bilinçli bir şekilde, dil, temsil, isim ve başlıkların soyut ve şiirsel biçimlerde işlendiği bir iletişim düzeyine dikkat çekiyor. <br />
<br />
Gonzalez-Torres, yapıtlarında siyasi açıdan en başarılı olan hareketlerin "siyasi" görünmeyenler, kişiselin siyasi, siyasinin de kişisel olduğunu gösteriyordu. Torres'in en iyi bilinen yapıtları arasında bulunan, takvim, yapboz, kâğıt yığınları, şeker kümeleri, tele dizilmiş ampuller, dilbilimsel portreler ve fotoğraflardan oluşan serilerinin tümü biçimsel özellikleriyle öne çıkıyor, ancak sanatçının tüm işlerinde estetik biçim ile açık uçlu içerik arasında sağlam bir denge bulunuyor. <br />
<br />
<strong>Konferans: "İstanbul'u Hatırlamak"</strong><br />
İstanbul Bienali'nin tarihine odaklanacak "İstanbul'u Hatırlamak" başlıklı konferans 12. İstanbul Bienali'nin ilk etkinliği olacak. 26 Kasım Cuma ve 27 Kasım Cumartesi tarihlerinde, Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde düzenlenecek konferansa İstanbul Bienali'nin geçmiş küratörleri birer sunumla katılacaklar. <br />
<br />
İstanbul Bienali, geçtiğimiz yirmi yıl içinde, sergilerinin özgün karakterine bağlı olarak, en önemli uluslararası bienallerden biri oldu. Güney'den Kuzey'e, Doğu'dan Batı'ya, yeni isimlerden deneyimlilere ve kolektiflere kadar bugüne dek sergileri yönetmiş olan küratörler, aynı zamanda bienalin ulaşmaya çalıştığı geniş vizyonu da ortaya koyuyor. "İstanbul'u Hatırlamak" konferansına birer sunumla katılacak geçmiş bienal küratörleri, deneyimlerini hatırlatırken ve sergileri üzerine düşüncelerini paylaşırken aynı zamanda bienal sergi formatı üzerine bir tartışma platformu da yaratacak. <br />
<br />
İki gün boyunca 09.30 – 18.00 saatleri arasında gerçekleşecek konferansta her oturum sonunda, İstanbul Bienali'ne katılmış ve gelişimine tanıklık etmiş Türkiye'den bir sanatçı, düşüncelerini ifade edecek. <br />
<br />
Tüm konferans ve konuşma metinleri, bienallerden enstalasyon görsellerinden bir seçki ile birlikte, 12. İstanbul Bienali'nin açılışının yapılacağı Eylül 2011'de basılacak bir yayında toplanacak. <br />
<br />
Katılımın ücretsiz olduğu "İstanbul'u Hatırlamak" konferansında İngilizce-Türkçe simültane çeviri de yapılacak. Sempozyum programı 1 Kasım 2010 tarihinde açıklanacak. Konferansa katılmak isteyenlerin pazarlama@iksv.org adresine mail atmaları yeterli olacak.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-15182601071854645882010-11-11T17:48:00.001+02:002010-11-16T16:04:37.428+02:00KENTLİ KOZMOPOLİTLER<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9vDMYHimCCF22mdx8QVHQf4hVXncnLgmjXhTP9jxsYYQDdjtaEDdzaNeYb9oIUgEvGxnj-02vOe13hEqICzz_UKkzFN1lmDbtqDWMT8YQD3xNky5COLGgADMKbWy-46jpfKYBZ2nCIdc/s1600/kozmopolitkentliler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" px="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9vDMYHimCCF22mdx8QVHQf4hVXncnLgmjXhTP9jxsYYQDdjtaEDdzaNeYb9oIUgEvGxnj-02vOe13hEqICzz_UKkzFN1lmDbtqDWMT8YQD3xNky5COLGgADMKbWy-46jpfKYBZ2nCIdc/s1600/kozmopolitkentliler.jpg" /></a></div><br />
Kültür başkenti İstanbul ve Amsterdam elele veriyorlar. <br />
<br />
2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın destekleriyle, Amsterdam’daki Urban Cosmopolitans Vakfı ile Zeytinburnu Belediye’sinin ortaklaşa gerçekleştirdikleri ‘‘Exchange for a Cosmopolitan Future’’ yani ‘’Kozmopolit bir gelecek için Değişim’’ isimli proje; 11 Ekim 2010 günü Istanbul’da başlıyor. <br />
<br />
Istanbul, Antwerp ve Amsterdam gibi kentler arasında bir kültür paylaşımı olarak tanımlanabilecek bu proje dahilinde; her iki şehirden yazarlar, sanatcilar, politikacilar ve kamusal sanat aktörleri biraraya gelerek çeşitli workshoplar ve seminerler düzenleyecekler. Yıl sonuna kadar sürecek olan bu projede sanatın yeri, sosyal uyum, sanatçıların profesyonel dünyaya girişlerine destek sağlanması ve yetenek gelişimi gibi alanlarda etkinlikler yapılacak. Proje dahilinde moda alanında yıldızı yükselen 4 Türk tasarımcının defilesi de izlenebilecek. <br />
<br />
11 Ekim’de Zeytinburnu Sanat ve Kültür Merkezi Binası’nda gerçekleşecek olan açılışı Amsterdam`dan gelecek olan ‘Sanat Fabrikasi’ adi verilen bir grup yapacak. ‘’Sanat Fabrikası’’ sanatçıların ve kültürel girişimcilerin biraraya gelip çalışabilecekleri, çevreyle interaktif, canlı bir bağ kurabilecekleri ve bütçelerine uygun atölyelerden olusan binalar konusunda uzman isimlerden oluşuyor. Davetliler arasında , İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Zeytinburnu Belediye Başkanı ve Amsterdam Belediye Başkanı’da yer almaktadır. <br />
<br />
İstanbul`un önemli yazarlarindan Mario Levi`nin de kozmopolitlik üzerine düşüncelerini anlatacağı ve sonrasında da istanbul ve Amsterdam’dan bu alanda söz sahibi olan yazarlar, akademisyenler müzakereleri ile programa katılacaklar. <br />
<br />
<strong>YILDIZI YÜKSELEN TÜRK MODA TASARIMCILARINDAN DEFİLE!</strong> <br />
Moda konusunda genç yetenekleri bulup çıkaran ve moda konusunda uzman İrem Şentürk’ün biraraya getirdiği yıldızı yükselen 4 Türk tasarımcı, Umut Eker, Burçe Bekrek, Aykut Cömert ve Gizem Akgönül ise sırf bu organizasyon için özel hazırladıkları tasarımları bir defileyle davetlilere sunacaklar. Seminerlerin gerçekleşeceği aynı gün olan 11 Ekim günü Hollanda Başkonsolosluğun’da Amsterdam Belediye Başkanı’nın izleyeceği bu defilenin büyük ilgi görmesi bekleniyor. <br />
<br />
<strong>UC Amsterdam-İstanbul 2010 Programı (EKIM-ARALIK AKTİVİTELER LİSTESİ)</strong><br />
<br />
11 Ekim: Zeytinburnu’nda Exchange açılış etkinliği ve müzakereler. Amsterdam’lı uzmanın sanat fabrikası üzerine giriş konuşması, çağdaş kentlerimizde kozmopolitiklik üzerine müzakere ve 4 ümit vaat ededen genç tasarımcının defilesi. <br />
<br />
13 Ekim: Amsterdam Belediye Başkanı, Amsterdam Partners ekibi ve Hollanda’lı delege için Urban Cosmopolitans Vakfı’nın vereceği workshop. <br />
<br />
21 Ekim: Vondelkerk Amsterdam’ da Exchange semineri. 2012 – Hollanda – Osmanlı / Türkiye 400. Ticari yıl kutlamalarına hazırlık amaçlı uluslar ve kentler arasında var olan veriler ve engeller üzerine bir seminer. <br />
<br />
23 Ekim – 7 Kasım: Kelimeler ve Kentler: Hollanda’ dan 3 yazar İstanbul’ da edebiyat rezidansına misafir oluyorlar. Maria Barnas, Alfred Schaffer ve Rashid Novaire İstanbul’ da kent deneyimi kazanacaklar. Halka açık okumalar ve müzakere. <br />
<br />
1-31 Ekim / 1-31 Kasım: Yazar İrem Uşar ve şair Zeynep Köylü Antwerp’ te edebiyat rezidansında misafir. Urban Cosmopolitans ve Antwerp City of Books iş birliği ile İrem Uşar ve Zeynep Köylü Antwerp’ de kent deneyimini kazanacaklar.<br />
<br />
6 Kasım: Zeytinburnu’ nda Geleceğin Kenti Workshop; Amsterdam’ dan Donube Vakfı işbirliği ile İstanbul’ un çeşitli semtlerinden 25-30 öğrenci geleceğin kentleri üzerine beyin jimnastiği yapacaklar. <br />
<br />
7 Kasım: Zeytinburnu’nda Underground Cafe: Bugünün kenti – Hollanda’ dan Alfred Schaffer ve Rashid Novaire, İstanbul’ dan İrem Uşar, Zeynep Köylü, Seray Şahiner ve Uğur Ziya Şimşek gibi yazarların İstanbul, Amsterdam ve Antwerp’ in kent yaşamı üzerine gözlemlerinin aktarıldığı müzakere. Bugünün kentinde kozmopolit bir kültür var mı?<br />
<br />
26-27 Kasım: Zeytinburnu, 28 Kasım Feriköy’ de Amsterdam Tollhuistuin işbirliğiyle Sanat Pazarı. <br />
<br />
Aralık: Zeytinburnu’n da Amsterdam K&Co işbirliği ile kültürel girişimcilik workshopı. Günümüzde sanatçı hayatta kalabilmek ve başarılı olabilmek için yaratıcılık ve ilhamdan daha fazlasına ihtiyaç duyuyor. Bu workshop sanatçıların profesyonelleşmede önemli bir nokta olan kültürel girişimcilik alanında bilgilendiriyor. <br />
<br />
Zeytinburnu’nda Amsterdam ‘ dan Voices of the City ekibi işbirliğinde gerçekleşecek. Collecting Evidence – performans ve yetenek gelişimi workshopı. Bu workshop müzisyen, şarkıcı, hikayeci, görsel sanatçı ve sinema – videocuların birden fazla disiplini iç içe kullanacakları bir kamusal sanat performansına temel oluşturacaktır. <br />
<br />
Sanat ve hafıza. Göçmenlerin hatıraları, hikayeleri, rüyaları, kabusları ile günümüz hafıza kültürü ilişkisinin araştıran bir görsel ve kavramsal sanat programıdır.<br />
<br />
18 Aralık – 2 Ocak: Sözcükler ve kent. Belçika’ dan gelecek olan yazarlar; Annelies Verbeke ve Tom Noegels İstanbuş’ da kent deneyimi kazanacaklar. Halka açık okumalar ve müzakere.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-37314218337003607802010-11-11T17:45:00.000+02:002010-11-11T17:45:31.218+02:00PERA FEST 2010 - Uluslararası Pera Festivali<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfa1tJntokPonc0EJIy5DX9OYgZzj60c9SKMIL_2rB3sxi_yYeDos9dEiRN68-G0HOyk9RMRkzSeiSzvhahBJRPOjyQ2XGIrLZxu5Z15-UdIKQ3hu82WdW1w51elNoXyrXKYUswWnASSQ/s1600/pera-fest-9-yasinda.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" px="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfa1tJntokPonc0EJIy5DX9OYgZzj60c9SKMIL_2rB3sxi_yYeDos9dEiRN68-G0HOyk9RMRkzSeiSzvhahBJRPOjyQ2XGIrLZxu5Z15-UdIKQ3hu82WdW1w51elNoXyrXKYUswWnASSQ/s1600/pera-fest-9-yasinda.jpg" /></a></div>Kültürlerarası İletişim Disiplinlerarası Sanat Derneği ve Pi Prodüksiyon tarafından İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteğiyle düzenlenen PERA FEST 2010 - Uluslararası Pera Festivali, 7 Kasım’da başlıyor. Dokuz yıldır, disiplinlerarası bir anlayışla, İstanbul’un çokkültürlü hayatı üzerinde odaklanan Festivalin bu yılki programı, farklı disiplinlerden 33 etkinlik içeriyor. <br />
<br />
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında, 30 Kasım’a dek sürecek olan Festival, 7 Kasım Pazar akşamı 20.00’de Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda, “En Chordais” konseri ile başlıyor. Yunanistan’ın önde gelen topluluklarından “En Chordais” topluluğu, konserde İstanbul ve Grek müziklerinin ortak tınılarını içeren ‘Pre-Rembetiko’ döneminden örnekler sunacak. <br />
<br />
<strong>Byzantion’dan İstanbul’a, Müzikten Tiyatroya</strong><br />
Festivalin ikinci günü, Yapı Kredi Kültür Sanat’da Ahmet Ümit’in “Byzantion’dan İstanbul’a Bir Şehrin Kültür Serüveni” başlıklı söyleşisi yer alacak. 9 Kasım’da ise Ses Tiyatrosu’nda Sema’dan “Nazım meets Brecht” başlıklı bir müzikal gösteri izleyeceğiz. 10 Kasım’da Ghetto’da Muazzez Abacı’nun “Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar” başlıklı konserini, 12 Kasım’da İspanya’dan gelecek ‘Port Bo’ topluluğu’nun Nardis’te vereceği ‘Havaneras’ konseri izleyecek. <br />
<br />
PERA FEST, bu yıl tiyatro alanında yeni arayışlara destek vermek amacıyla, farklı grupların oyunlarına programında yer veriyor. Her oyun sonrası, bir söyleşinin yer aldığı programda, Almanya’dan Tjeatre Freiburg’un Garaj İstanbul’da sahneleyeceği “Kabine / Cabinet – Bir Türk Alman Pazarı”, Tiyatro Boyalı Kuş’dan “Nora-Nure”, ‘Oyun Deposu’nun 2. özgün oyununun prömiyeri, ‘Altıdan Sonra Tiyatro’nun yeni oyunu “Fail-i Müşterek” yer alıyor. Üç oyun da, Beyoğlu’nun genç tiyatrosu Kumbaracı 50’de. <br />
<br />
<strong>Fotoğraftan Sinemaya</strong><br />
Festivalin en önemli etkinliklerinden biri, Portekiz’den gelen “13 yabancı medyanın gözünden Dünya Kentlerinin Ahvali” başlıklı fotoğraf sergisi. Kameraphoto kuruluşunun 13 ülkenin medya kuruluşları işbirliği ile gerçekleştirdiği sergi 18 Kasım’da Cezayir Salon’da açılacak. <br />
<br />
Sinema alanında ise, iki toplu gösteri var. İstanbul Modern’de düzenlenecek toplu film gösterilerinin ilki 12 Kasım’da. Yönetmen Mehmet Eryılmaz, “Musiki İnsanlarımız” başlıklı belgesellerinden bir seçki sunacak. Belgeseller, Türk Müziği’nin üç usta sanatçısı, Cinuçen Tanrıkorur, Necdet Yaşar ve Kani Karaca’yı konu alıyor. <br />
<br />
13 Kasım programında, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın yaptırdığı belgesellerden bir seçki var. Ebru Bilun Akyıldız’ın “Etek İzlerini Silmeden”, Elif Uslu’nun “İstanbul’da 3 Gün”, Gökhan Ateştürk’ün “Hat – Bir Medeniyet Çizgisi” adlı filmlerini izleyeceğiz aynı gün içinde. Ertesi gün, 14 Kasım Türk Sineması’nın Doğum Günü nedeniyle, senarist-yönetmen Safa Önal’ın “İstanbul’un Orta Yeri Sinema” başlıklı uzun metrajlı belgeselinin dünya prömiyeri var. Aynı gün, Erden Kıral’ın, İstanbul 2010 için yaptığı “Haliç – Altın Boynuz” belgeseli de gösterilecek ve yönetmenler, izleyicilerle söyleşecek. <br />
<br />
Son yıllarda büyük atak yapan genç sinemamız üzerine bir söyleşi de, 22 Kasım’da, Arte İstanbul’da. “Türkiye Sinemasının Dokusu” başlıklı söyleşiye Zahit Atam, Önder Çakar, Hüseyin Karabey, Seren Yüce, Derviş Zaim katılacak. <br />
<br />
29 Kasım’da ise, Pera Müzesi’nde İstanbul’un çokkültürlü kimliği üstüne önemli bir belgesel izleyeceğiz. Annie Pertan’ın İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı için yaptığı “Kültürel Farklılığın Renkleri”. <br />
<br />
<strong>Bayramdan Önce - Bayramdan Sonra</strong><br />
Bayram haftasında yalnızca bir sergiye ev sahipliği yapacak olan festival, Kurban Bayramı sonrası yeniden yoğun bir programla izleyicisinin karşısına çıkacak. 23 Kasım’da İstanbul Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nde, Nora Şeni “Polifonik İstanbul” teması üstüne konuşurken, Cemal Ünlü 24 Kasım’da Suna-İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde “Beyoğlu Taşı – Pera Sahnelerinde İlk Primadonnalar” başlıklı müzikli-slaytlı bir söyleşi yapacak. Pera Palas ise, 25 Kasım’da Doğan Kitap işbirliği ile düzenlenecek olan Mario Levi’nin “İçimdeki İstanbul Fotoğrafları” söyleşisine sahne olacak. <br />
<br />
Kasım’ın son hafta sonu, Beyoğlu’nun yeni mekanlarından Alt’da “Kürşat Başar – Tuluğ Tırpan Dörtlüsü” sahne alacak. PERA FEST, son haftasında, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın düzenleyeceği iki konsere de programında yer verecek. İstanbul’un çokkültürlü sanat yaşamını vurgulayan bu konserlerden ilki “İstanbul’da Bir İtalyan” başlığını taşıyor. Guatelli’nin bestelerini dinleyeceğimiz bu konser öncesi PERA FEST “Donizetti’den Guatelli’ye Türk Müziği’nin ‘Paşa’ları” başlıklı bir söyleşi düzenliyor. İstanbul 2010’un Geleneksel Müzik Direktörü Mehmet Güntekin ve Tahir Aydoğdu’nun katılımıyla, 27 Kasım’daki bu konserin ardından, 28 Kasım’da, İstanbul’2010’un “Ali Ufki Yılı” nedeniyle düzenlediği konserlerin sonuncusu yer alacak. Fikret Karakaya yönetimindeki Bezmara topluluğunun konserinden önce yapılacak söyleşi, “Ali Ufki’den Kantemiroğlu’na Türk Müziğinin Avrupalı ‘Bey’leri” başlığını taşıyor. Festivalin kapanış konseri ise, 30 Kasım’da Haymatlos’da yer alacak “Tatavla Keyfi”. <br />
<br />
Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu, Ses Tiyatrosu, Kumbaracı 50, Garajistanbul ve Ghetto’daki gösterilerin biletleri Biletix’ten, Nardis, Alt ve Haymatlos’daki konserlerin biletleri gösteri mekanlarından temin ediliyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın düzenlediği “İstanbul’da Bir İtalyan” (Sepetçiler Kasrı) ve “Aki Ufki Bey- Bezmara” (Fransız Kültür Merkezi) konserleri ile Yapı Kredi Kültür Sanat, Pera Müzesi, İstanbul Fransız Araştırmaları Enstitüsü ve Pera Palas’daki söyleşilere giriş ücretsiz.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-66063443042056742942010-11-11T17:41:00.001+02:002010-11-16T16:06:16.567+02:00KUTLUĞ ATAMAN'IN İLK RETROSPEKTİFİ İSTABUL MODERN'DE<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEin-8HeVvGXhdZIvSoC8Ek2MUb-0M3AVxwU4LfqOKcq8ZlLan0aotGQFb7uaaAaDGgiQa8Bwbli-OOiJER-SSoU2qwZClhy901OIBdekujdblZ51IAums70WuCthc8fXixcN8wZsYqp9OE/s1600/%25C4%25B0%25C3%2587%25C4%25B0MDE.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="258" px="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEin-8HeVvGXhdZIvSoC8Ek2MUb-0M3AVxwU4LfqOKcq8ZlLan0aotGQFb7uaaAaDGgiQa8Bwbli-OOiJER-SSoU2qwZClhy901OIBdekujdblZ51IAums70WuCthc8fXixcN8wZsYqp9OE/s320/%25C4%25B0%25C3%2587%25C4%25B0MDE.jpg" width="320" /></a></div><br />
İstanbul Modern, çağdaş sanatın uluslararası alandaki en önemli isimlerinden Kutluğ Ataman’ın Türkiye’deki ilk retrospektifini Garanti Bankası’nın sponsorluğunda sunuyor. 10 Kasım 2010 - 6 Mart 2011 tarihleri arasında gerçekleşecek İçimdeki Düşman başlıklı sergi, sanatçının video ve enstalasyon çalışmalarını bir araya getiriyor. <br />
<br />
Kutluğ Ataman, çağdaş sanat alanındaki ilk büyük çıkışını 1997 yılında katıldığı Uluslararası İstanbul Bienali ile yaptı. Sanatçı bundan sonra kariyerini uluslararası alanda gösterdiği başarılar ve dünyanın sayılı müze ve bienallerinde düzenlediği sergilerle geliştirdi. Aldığı büyük ödüller, hakkında çıkan kitaplar, çalışmalarındaki sosyal ve politik duyarlılık Türkiye sanat ortamında da kendisine haklı bir ün ve tanınırlık kazandırdı. Buna karşılık Ataman bugüne kadar Türkiye’de çok az sayıda çalışmasını sergiledi. İstanbul Modern’de gerçekleştirilecek olan sergi, İstanbul doğumlu sanatçının neredeyse 13 yıllık uluslararası kariyerinin ardından eve dönüşünü kutlayan bir orta kariyer sergisi niteliğini taşıyor. <br />
<br />
Küratörlüğünü İstanbul Modern Şef Küratörü Levent Çalıkoğlu’nun yaptığı sergi, Kutluğ Ataman’ın uluslararası sanat ortamında kilometre taşı olmuş çalışmalarının yanı sıra daha önce gösterilmemiş bir eserini de içeriyor. <br />
<br />
Video ve film çalışmalarında merkez aldığı marjinal bireyler, saplantılarını, mikro ve makro iktidar ile kurdukları ilişkilerini, bilinçaltı sorunlarını ya da cinselliklerini açık sözlülükle dile getirirken, Kutluğ Ataman çalışmalarında bu bireyleri tercih etme nedenini şöyle açıklıyor: “Benim yaptığım, bu insanları gösterip işi şova dönüştürmek değil. Beni o kişiyle çalışmaya iten tek neden, onda kendimi görmem oluyor.” <br />
<br />
İçimdeki Düşman’da sanatçının 11 tane önemli çalışması yer alacak: Peruk Takan Kadınlar (1999), Ruhuma Asla (2001), Bu Bir Fasit Daire (2002), 99 İsim (2002), Veronica Read’in 4 Mevsimi (2002), Stefan’ın Odası (2004), Tanıklık (2006), Cennet (2006), Türk Lokumu (2007) ve fff (2006-9). Bunların yanı sıra, Thomas Dane Gallery ve 29. Sao Paulo Bienali 2010 tarafından desteklenen Dilenciler (2010) adlı yeni ve önemli bir çalışma Avrupa’da ilk kez izleyicilere sunulacak. <br />
<br />
<strong>KUTLUĞ ATAMAN KİMDİR?</strong><br />
<br />
Kutluğ Ataman, dünyada çok büyük sergiler yapan, yurt dışında New York MoMA, Atina Dimitris Daskalopoulos Collection ve Pittsburgh Carnegie Museum gibi ünlü müzelerin koleksiyonlarına giren biri olarak tanınıyor. Marijinal sayılabilecek çalışmaları gerek Türkiye'de gerekse dünyada büyük ses getiriyor. Ataman, ilk büyük çıkışını 1997 yılında katıldığı Uluslararası İstanbul Bienali ile yaptı. Aldığı büyük ödüller, hakkında çıkan kitaplar, çalışmalarındaki sosyal ve politik duyarlılık Türkiye sanat ortamında da kendisine ün kazandırdı. Ancak buna rağmen Türkiye'de Ataman'ın çok az sayıda çalışması sergilendi.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-78648337165783353652010-11-11T17:23:00.000+02:002010-11-11T17:23:21.251+02:00GEÇMİŞ ŞİMDİ GELECEK<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiG83UVSXwjkHL7JUw-0KP_M4XaiGAbyBgqINDx_HQ59WC0ORW5yYIw8L0MRdmBowS2gDzdW78XFZ-rhPEobDG7ncIEC6lJnDVVvqL6R12YS5uOEh2Wu2HVFyvN0RkLMmgtQOTc6FGHK3Y/s1600/et_8220pastpresentfuture8221-gecmissim_99110_jqzjzriif.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" px="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiG83UVSXwjkHL7JUw-0KP_M4XaiGAbyBgqINDx_HQ59WC0ORW5yYIw8L0MRdmBowS2gDzdW78XFZ-rhPEobDG7ncIEC6lJnDVVvqL6R12YS5uOEh2Wu2HVFyvN0RkLMmgtQOTc6FGHK3Y/s1600/et_8220pastpresentfuture8221-gecmissim_99110_jqzjzriif.jpg" /></a></div>Yapı Kredi Kültür Merkezi, Ekim 2009’da Viyana’da ve Şubat 2010’da Verona’da açılan “PastPresentFuture” (GeçmişŞimdiGelecek) gezici sergisine ev sahipliği yapıyor. Avrupa’nın en büyük kurum koleksiyonlarından UniCredit Sanat Koleksiyonu ve Yapı Kredi Sanat Koleksiyonu’ndan seçilen eserleri Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’a getiren sergi, 6 Kasım 2010 – 7 Ocak 2011 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek. Sergilenen eserler UniCredit bünyesindeki çeşitli bankaların koleksiyonlarından seçildi. Sergide Yapı Kredi Sanat Koleksiyonu’ndan da Osman Hamdi Bey’in Feraceli Kadınlar’ının yanı sıra, farklı kuşaklardan yedi sanatçının yedi eseri yer alıyor. <br />
<br />
Küratörlüğünü UniCredit & Art Scientific Comission Yönetim Kurulu Başkanı Walter Guadagnini’nin yaptığı sergi Avrupa sanat tarihinde dört yüzyıla yayılan bir dönemi kapsıyor. Çağlarla diller arasında diyalog kurmayı hedefleyen 90 eserin yer aldığı sergi ile UniCredit Group’un çok değerli sanat koleksiyonu ilk kez Türk sanatseverlerle buluşuyor.<br />
<br />
Grubun sanatsal ve kültürel mirası, büyük ölçüde İtalyan UniCredit ile Alman HypoVereinsbank ve Viyana merkezli Bank Austria koleksiyonlarından elde edildi. Bu değerli koleksiyon antik Yunan ve klasik Roma’dan günümüze kadar sanat tarihini yansıtan 60 bin eserden oluşuyor. Şu sıralarda inceleme ve kataloglama çalışmaları süren koleksiyon, UniCredit Group’un merkez ofislerinde ve kültür alanındaki kurumsal ortaklarının işyerlerinde sergilenen Avrupa ötesi bir müze niteliği taşıyor.<br />
<br />
Serginin konseptinin çeşitli dillere dayalı olması nedeniyle ziyaretçiler, geçmişi bugünün gözünden görme ve geleceğe bugünden bakma olanağı bulacaklar. Sergide, Giovanni Girolamo Savoldo ve Dosso Dossi gibi ressamların eski tabloları, Kurt Schwitters’ın kolajları, Giorgio de Chirico’nun tuvalleri, Tony Cragg, Stephen Balkenhol ve Giulio Paolini gibi sanatçıların enstalasyonları ve Andreas Gursky ile Thomas Struth’un fotoğrafları gibi önemli eserlere yer veriliyor.<br />
“PastPresentFuture” hem kültürler arasında hem de resim, fotoğraf, enstalasyon ve heykellerin yan yana konduğu antik ve çağdaş eserlerle sanatlar arasında diyalog kuruyor. Böyle bir tematik fikir alışverişi, izleyenlere duyulara ve zihne hitap eden hem büyüleyici hem de şaşırtıcı bir deneyim imkânı sunuyor.<br />
<br />
Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde benliğin, bedenin ve nesnelerin doğası tanıtımından başka hem diyaloga hem de sanat tarihinin klasik temalarına yer veriliyor. Geçmiş ve bugünle bağlantı kurmanın yanı sıra bu diyalog insanın doğal, içsel, insana, kente ve topluma ait manzaralar aracılığıyla yaşadığı dünyayla tarihsel ilişkisini araştırıyor. <br />
<br />
Serginin “Klasik Üzerine” başlıklı ilk bölümü, aralarında Thomas Struth, Candida Höfer, Olivo Barbieri ve Giulio Paolini’nin bulunduğu günümüz sanatçılarıyla Bamboccianti akımından Van Bloemen, pictor classicus akımdan de Chirico ve gözden düşmüş Makart gibi geçmişin üstatları arasında şaşırtıcı bir diyalogu ortaya koyuyor. Bu sanatçıların eserleri tarihin ateşi hiç sönmeyen temalarına biçim ve anlam vermek üzere bir araya geldi.<br />
<br />
Serginin “Yüce ve Pitoresk” adlı bölümü 17. yüzyıl ressamı Paul Bril ve Barbizon Ekolü’nün önde gelenlerinden Charles Daubigny gibi sanatçılarla Georg Baselitz, Andreas Gursky ve Hans Op De Beeck gibi günümüz sanatçılarını yan yana getiriyor. <br />
<br />
“Metropolis” bölümünde ziyaretçiler bugünün önde gelen yaratıcı akıllarının eserlerini görme şansı bulacak. Bunların arasında Andreas Gursky imzalı çalışmaların yanında Gabriele Basilico, Fischli & Weiss, Lorca diCorcia ve Wolfgang Tillmans’ın eserleri de yer alıyor. Bu bölüm bireysel ve kentsel mekânlar arasında ilişki kuruyor. Bunu takip eden “Geometri Üzerine” odasına damgasını vuran “kural” teması Imi Knoebel, Gerwald Rockenschaub, Ghada Amer ve daha başka sanatçıların çalışmalarıyla işlendi. <br />
<br />
Beden ve yüz tasvirlerinin yer aldığı “Beden Dili” ve “Yüz Yüze” serginin en çarpıcı bölümleri. Ziyaretçiler burada Antonio Donghi’nin başyapıtıyla Viyana Vücut Sanatı’nın öncüsü Valie Export’un bir fotoğrafını; Dossi’nin muhteşem “Psiche abbandonata da Amore” adlı tablosunu ayrıca E.J.Bellocq’un çektiği fotoğrafları yan yana görebilecekler. Savoldo’nun “Flütlü Genç Erkek Portresi” ile Avusturyalı genç sanatçı Hans Schabus’un tasvir ettiği bilinmeyen simalar baş başa vermiş sohbet ettiği izlenimine kapılabilir. Baglione’nin çok az görülen “Herod’a Getirilen Vaftizci Yahya’nın Başı” adlı eserinden sonra hemen yanında duran Trude Fleischmann’ın görüntülediği Alban Berg’in ölü maskesine bakabilir.<br />
Bu beklenmedik gezinin son durağı olan “Arzu Nesneleri” başlıklı bölümde Tony Cragg’in enstalasyonu, Ruoppolo’nun natürmortuna ve Andy Warhol’ün ünlü “Çiçekler”ine yakın duruyor. <br />
<br />
<strong>Sanatçılar (Alfabetik sıraya göre):</strong> <br />
Doug Aitken, Ghada Amer, Giovanni Baglione, Stephan Balkenhol, Olivo Barbieri, Georg Baselitz, Gabriele Basilico, Ferruh Başağa, E.J. Bellocq, Michael Biberstein, Matthias Bitzer, Paul Bril, Fatma Bucak, Balthasar Burkhard, Piero Pizzi Cannella, Vincenzo Castella, Jordi Colomer, Tony Cragg, Charles-François Daubigny, Giorgio de Chirico, Philip-Lorca diCorcia, Antonio Donghi, Dosso Dossi, Igor Esˇkinja, Valie Export, Trude Fleischmann, Fischli & Weiss, Andreas Gursky, Jitka Hanzlová, Hoca Ali Rıza, Candida Höfer, Francesco Jodice, Mimmo Jodice, Imi Knoebel, Heinrich Kühn, Maria Lassnig, Richard Long, Hans Makart, Ryuji Miyamoto, Şükran Moral, Muntean/Rosenblum, Aydan Murtezaoğlu, Jean-Marc Nattier, Hermann Nitsch, Hans Op de Beeck, Osman Hamdi Bey, Ferhat Özgür, Luca Pancrazzi, Giulio Paolini, Arnulf Rainer, Gerhard Richter, Gerwald Rockenschaub, Andrei Roiter, Giovan Battista Ruoppolo, Füsun Sağlam, Giovanni Gerolamo Savoldo, Hans Schabus, Kurt Schwitters, Annelies Strba, Miha Strulelj, Beat Streuli, Christine Streuli, Thomas Struth, Wolfgang Tillmans, Marco Tirelli, Carlo Valsecchi, Stendardo, Andy Warhol, Franz West, Erwin Wurm, Heimo Zobern <br />
<br />
<strong>Genel Bilgiler:</strong> <br />
“PastPresentFuture” – UniCredit Koleksiyonu’ndan Bir Seçki<br />
Yapı Kredi Kültür Merkezi, İstanbul Sergisi<br />
6 Kasım 2010 – 7 Ocak 2011<br />
<br />
Adres: Yapı Kredi Kültür Merkezi, 161 Beyoğlu - İstanbul<br />
Tel: + 90 212 252 47 00 (pbx)<br />
Ziyaret Saatleri: <br />
Hafta içi: 10.00-19.30Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-9167313579862496711.post-28615359730385345412010-10-30T16:24:00.000+03:002010-10-30T16:24:53.103+03:0029. İSTANBUL KİTAP FUARI 30 EKİM-7KASIM 2010<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhP3fkaV86KLu-xQW1oc-FYmst4O_K8EWsDEfI8Yq1NZZa6AvmK-06_HzPiN5hI3Gq7qoBlTYVEHldC2Z54TR4AqSb7lrSPkVpyHMPJ1BNSjKWAmGwh3DnPgfyI4XjTvW07_SlyZ6zcKmI/s1600/K%C4%B0TAP.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="101" nx="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhP3fkaV86KLu-xQW1oc-FYmst4O_K8EWsDEfI8Yq1NZZa6AvmK-06_HzPiN5hI3Gq7qoBlTYVEHldC2Z54TR4AqSb7lrSPkVpyHMPJ1BNSjKWAmGwh3DnPgfyI4XjTvW07_SlyZ6zcKmI/s400/K%C4%B0TAP.jpg" width="400" /></a></div>TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile 30 Ekim-7 Kasım 2010 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi- Büyükçekmece’de gerçekleştirilen 29. İstanbul Kitap Fuarı, 30 Ekim 2010 Cumartesi günü saat 12.00’de düzenlenen törenle T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay ve İspanya Kültür Bakanı Sayın Ángeles González-Sinde Reig tarafından TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde açıldı.<br />
<br />
<strong>Onur Yazarı Doğan Kuban</strong><br />
29. İstanbul Kitap Fuarı Onur Yazarı Prof. Dr. Doğan Kuban fuarda söyleşi, panel ve imza günlerinde okurlarıyla buluşacak.<br />
<strong>Onur Konuğu: İspanya</strong><br />
İlk kez bir ülkenin edebiyatı ve kültürüyle İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Konuğu olduğu İspanya etkinlikleri, 30 Ekim-2 Kasım 2010 tarihleri arasında Uluslararası Salon’da (5 nolu hol) gerçekleştirilecek. Onur Ülke programı kapsamında İspanya’dan konuk yazarların katılımıyla söyleşiler, sergi, açılış ve kapanış konserleri yer alacak.<br />
<strong>Uluslararası Salon ve Telif Ajansları Özel Bölümü</strong><br />
Yurt dışından çok sayıda katılımcı fuarın ilk 4 günü -30 Ekim-2 Kasım 2010 tarihleri arasında 5 nolu holde- uluslararası salonda yer alacak. 37 ülkenin katıldığı Uluslararası Salon’da Onur konuğu İspanya başta olmak üzere Almanya, Fransa, İtalya, Romanya, İran, Küba, Amerika Birleşik Devletleri, Finlandiya, Hollanda, Yunanistan, Hindistan ve İngiltere’den yayınevleri katılıyor. Bağımsız bir Edebiyat Topluluğu olan LAF (Literature Across Frontiers) bünyesinde ise 24 ülkeden bağımsız yayıncı, edebiyat topluluğu ve kültür merkezi yer alıyor. <br />
Fuarın bir diğer yeniliği ise Uluslararası Salon’da yer alan “Telif Ajansları Özel Bölümü”. Dünya edebiyatının önde gelen telif ajansları profesyonel görüşmeler yapmak üzere İstanbul Kitap Fuarı’na katılıyor. Almanya, Fransa, İngiltere, İsrail, İspanya ve İtalya’dan 8 telif ajansı 2 Kasım 2010 tarihine kadar fuarda Türkiye’den yayıncılarla buluşma imkanı bulacak.<br />
<br />
<strong>Yurtdışından Çok Sayıda Konuk Yazar, Şair ve Çizer Geliyor</strong><br />
İstanbul Kitap Fuarı dünyaca tanınmış 51 yazar, şair, çevirmen ve çizeri ağırlayacak. Fuarın yazarları arasında Mineke Schipper, David Boratav, Mark Crick, Fanny Joly, John Freely, Maureen Freely, Jo Hodgkinson, Queenie Chan, Yusuf Ziedan, Ioan Grosian, Yusuf Nevzat, Timour Mouhiddine, Mel Gill, Jeffrey Kahrs, Mel Kenne, Derick Mattern, Jan Kjær, Merlin P. Mann yer alırken. İspanya’dan Juan José Armas Marcelo, Luis del Val Velilla, Fernando Sánchez Dragó, Luisgé Martin, Soledad Puértolas Villanueva, Julio Llamazares, Ángeles Caso, Rafael Chirbes ve klasik gitar sanatçısı Fernando Espi Onur Konuğu etkinlikleri kapsamında programda yer alacak. <br />
Yurt dışından gelecek konukları arasında Yolanda Cataño (Galiçya), Robyn Marsack, Amaia Gabantxo (Bask Ülkesi), Ned Thomas (Galler) ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın çevirmenleri Hanneke Van der Heijden, Abdulkadir Abdelli ve Ingrid Iren bulunuyor. <br />
<br />
<strong>İtalyan Efsanevi Çizerler Kitap Fuarı’nda</strong><br />
Zagor’un yaratıcısı, efsanevi çizer Gallieno Ferri ilk kez Türkiye’den okurlarıyla İstanbul Kitap Fuarı’nda bir araya gelecek. İtalya’dan çok sayıda çizerin konuk olacağı etkinlik ise 6 Kasım 2010 Cumartesi günü düzenlenecek.<br />
<br />
<strong>Çok Satan Kitapların Yazarın J. C. Grangé ve Sandy Tolan Kitap Fuarı’nda </strong><br />
Fransa’da yayınlanışının ardından Türkçe’ye de çevrilen çok satan kitapların yazarı Jean Christophe Grangé İstanbul Kitap Fuarı’nda kitaplarını imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek. Birkaç sene önce aynı isimle Türkçe’ye çevrilen ve filmi çekilen Limon Ağacı kitabının yazarı Sandy Tolan da kitap fuarın önemli isimleri arasında. <br />
<br />
<strong>İstanbul Yazarları</strong><br />
Ana teması “İstanbul’u Yazmak” olan kitap fuarı İstanbul’u yazan yazarları fuara davet ediyor. Bu kapsamda baba-kızın birlikte katılacağı etkinlikle John Freely ve Maureen Freely ilk kez bir söyleşide bir araya gelmiş olacak. <br />
Fuarda İstanbul’un kedilerine ve sokaklarına Catherine Pinguet ile bakacak, Petros Markaris ile eski İstanbul’u ve polisiyeleri konuşacağız.<br />
<br />
<strong>Word Express Projesi “Balkanlar’dan Istanbul’a Edebi Bir Yolculuk” durağı Kitap Fuarı</strong><br />
İlki geçtiğimiz yıl düzenlenen Word Express “ Balkanlar’dan İstanbul’a Edebi Bir Yolculuk” projesi kapsamında genç şairler İstanbul’da buluşacak. Projenin bir ayağı olan “Şiir Otobüs”ü ile fuar ziyaretçileri TÜYAP’a şairlerle birlikte ulaşmış olacaklar. Proje kapsamında TÜYAP’ta Katerina Iliopoulou (Yunanistan), Sian Melangell Daffyd (Galler), Radu Vancu (Romanya), Milan Dobricic (Sırbistan) ve Yannis Isidorou (Yunanistan) katılımıyla okuma düzenlenecek.<br />
<br />
<strong>IPA (Uluslararası Yayıncılar Birliği) Yayınlama Özgürlüğü Ödül Töreni </strong><br />
İstanbul Kitap Fuarı bu sene önemli bir etkinliğe-Uluslararası Yayıncılar Birliği/Yayınlama Özgürlüğü Ödül Töreni’ne ev sahipliği yapacak. 2005 yılından itibaren dünyanın herhangi bir yerinde yayınlama özgürlüğünün savunulması ve teşvik edilmesi bağlamında önemli katkılarda bulunmuş bir kişi ya da kurumu onurlandırmak üzere verilen “Yayınlama Özgürlüğü Ödülü” bu sene 2 Kasım Salı 2010 tarihinde Uluslararası Salon’da düzenlenecek bir törenle sahibini bulacak. <br />
<br />
İstanbul Kitap Fuarı, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından düzenlenen 20. İstanbul Sanat Fuarı ile eş zamanlı gerçekleştirilmektedir. Girişin öğrenci, öğretmen ve emeklilere ücretsiz olduğu fuarların giriş bedeli 5tl’dir. Fuarlar 30 Ekim-6 Kasım tarihlerinde 11.00-20.00 saatleri, kapanış günü olan 7 Kasım 2010 tarihinde ise 11.00-19.00 saatlerinde, Uluslararası Salon ise 30 Ekim-2 Kasım 2010 tarihleri arasında 11.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.Unknownnoreply@blogger.com