6 Aralık 2010

KAPADOKYA CAZ GÜNLERİ

Kapadokya Caz Günleri, Türkiye’nin tarihi hazinelerine ev sahipliği yapan Kapadokya’yı müzikle buluşturmak amacıyla 6-12 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek.


Kapadokya’nın tarihi değerlerini, kültürel ve sanatsal açıdan desteklemeyi amaçlayan etkinlikler bütününde, Erkan Oğur, Sibel Köse, Sarp Maden, Alper Yılmaz, Bilal Karaman ve Elif Çağlar, başarılı müzisyenlerden oluşan ekipleriyle birlikte yer alıyor.

İpek Erdem ve Elif Kayaman tarafından Kozmik Müzik çatısı altında düzenlenen Kapadokya Caz Günleri kapsamında Nevşehir Kapadokya Kültür Merkezi, Argos In Cappadoccia, Anatolian Houses, Saklı Han, Nevşehir Üniversitesi, Han Çırağan, Forum Kapadokya ve Ürgüp Kültür Merkezi’nde konser ve söyleşiler gerçekleştirilecek. Bu mekanlarda cazın farklı yorumları ve sunumlarıyla, yaşça büyük bir kitle kadar, gençlerin ve öğrencilerin de cazla tanışması, kültür/sanat etkinliklerine karşı farkındalığın ve ilginin artması hedefleniyor.
Konserin gerçekleşeceği Bezirhane adı verilen ikibin yıllık manastır, daha önceleri keşişlerin ve rahiplerin barındığı, İpek Yolu üzerinde deve kervanlarının konakladığı, beziryağı üretilen bir yer. Bambaşka bir konser deneyimi yaşamak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir deneyim sunuyor.

5 Aralık 2010

SEKİZ YÖNETMENDEN FOTOĞRAF SERGİSİ

Türkiye’de kız çocuklarının eğitim sorununun çözümüne katkı sağlamak, okula gidemeyen miniklerin eğitim hayalini gerçekleştirmek amacıyla Milliyet gazetesi ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin 2005 yılında başlattığı Baba Beni Okula Gönder (BBOG) Kampanyası yeni bir projeye daha imza atıyor. BBOG Kampanyası için bu kez Çağan Irmak, Mustafa Altıoklar, Ezel Akay, Handan İpekçi, Zülfü Livaneli, Sırrı Süreyya Önder, Ümit Ünal ve Derviş Zaim bir araya gelerek fotoğraf çektiler.


Çağan Irmak, proje için şöyle konuştu: “Baba Beni Okula Gönder" kampanyasının reklam filmi çekimlerinde bu fikir ortaya çıktı. Yönetmenlerle birlikte, ‘okumak ve kız çocuğu’ ilişkisi üzerinde çalışma yaptık. Bu kez kameralarımızı, okuyan ve okuyamayan kız çocuklarına çevirdik. Objektiflerimize bilgi ve cahilliği yansıttık. Çok iyi işler çıktı ortaya. Proje gönül şenliğine dönüştü. Sağlanan gelirle çocukların okuyacağını bilmek çok güzel.” Proje kapsamında ortaya çıkan 30 fotoğraf, 24 - 30 Kasım tarihleri arasında Beyaz Space-İz Giz Plaza Maslak’ta sergilenecek.
Sergi süresince satılacak fotoğraflardan elde edilen gelir, Baba Beni Okula Gönder Kampanyası kapsamında yaptırılacak Batman Yurdu’na aktarılacak.

Yönetmen Çağan Irmak, sergi kataloğunda kız çocuklarına seslendiği bir de mektup kaleme almış: “Belki çantandaki simit olabilirim. Belki kurşunkalemin, silgin, belki son sayfasına gelmiş kareli defterin ya da uzun çoraplı korsanın, küçük prensin, kara balığın, bir şeftali bin şeftalin olabilirim. Sadece fotoğraf çekerek. Bak ben ne çok oldum birden!”

26 Kasım 2010

La Scala Pink Floyd Balesi


Pink Floyd bu kez dansla geliyor!



Efsanevi rock grubu Pink Floyd bu kez eşsiz bir gösteriyle Türkiye’ye geliyor. İtalyan La Scala Tiyatrosu Bale Topluluğu, 1972 yılında Pink Floyd’un canlı performansıyla dünya prömiyerini yapan muhteşem “Pink Floyd Balesi”ni, showhow organizasyonuyla, 25-28 Kasım tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde sahnelemeye hazırlanıyor!


“Hey You”, “Is There Anybody Out There?”, “Money” gibi klasikleriyle dünyayı sarsan ve peşinden milyonları sürükleyen rock grubu Pink Floyd, baleye uyarlanmış 13 hit parçasıyla yeniden hayranlarıyla buluşuyor. 1778 yılında Milano’da kurulan ve dünyanın en prestijli tiyatro ve bale topluluğu olan La Scala Tiyatrosu Bale Topluluğu, Pink Floyd şarkılarıyla uyarlanmış 5 özel bale gösterisiyle 4 gün boyunca İstanbul’da olacak. Topluluğun ünlü dansçıları tarafından gerçekleştirilen bale, sahneye koyuluşu ve Jean-Michel Désiré tarafından tasarımı yapılan göz alıcı ışıklandırmasıyla da dikkat çekiyor. Pink Floyd Balesi, "The Wall", "The Dark Side of The Moon", "Meddle", "Relics" ve "Obscured by Clouds" gibi satış rekorları kıran albümlerindeki 13 parçanın kullanıldığı 18 bölümden oluşuyor. Modern ama derinlerde klâsik tekniklere sahip olan dans hareketleriyle unutulmaz Pink Floyd şarkılarını bütünleştiren Petit’nin, 1972’den bu yana genişlettiği eser, La Scala Tiyatrosu Balet Topluluğu tarafından, şimdiye kadarki en uzun hali olan 90 dakikalık bir performansla sergilenecek.

12 yaşındaki bir kızın ricası üzerine yazılan balenin ünü kısa sürede dünyaya yayıldı. Tanınmış koreograf Roland Petit kızının ricasını kıramadı ve Pink Floyd ile projesini paylaşmak üzere İngiltere’ye gitti. Projeyi duyunca heyecanlanan Pink Floyd üyeleri ve bir koreografi dehası Roland Petit’nin yeteneği ile proje 1972 yılında, Pink Floyd’un canlı performansı eşliğinde prömiyerini gerçekleştirdi. Bir showhow organizasyonu olan “Pink Floyd Balesi”, İtalya devleti, İtalya Türkiye Büyükelçisi Gianpaolo Scarante, Milano Belediye Başkanı Letizia Moratti ve Kültür ve Sanattan Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Maximiliano Finazzer Flory’nin himayesinde, İtalya İstanbul Başkonsolosluğu, Başkonsolos Gianluca Alberini, Gabriella Fortunato’nun yönetimindeki İtalyan Kültür Merkezi’nin işbirliğinde, La Scala Tiyatrosu yabancı turneler ana ortağı UniCredit Grup’un sponsorluğu ve İtalya - Türkiye ilişkilerinde önemli rol oynayan iş adamı Celaleddin Bilgiç’in girişimleriyle gerçekleşecek.

25 - 28 Kasım tarihleri arasında, 4 günde 5 gösteri ile İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan gösteri, Pink Floyd hayranları ve dans tutkunlarına akıllarından asla silinmeyecek bir deneyim yaşatacak.

Gösteriler Pink Floyd parçalarının kayıttan çalınması ile gerçekleştirilecektir.
Gösteri Tarihleri

26.11.2010 20:00
27.11.2010 15:00
27.11.2010 20:00
28.11.2010 20:00

25 Kasım 2010

İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali

İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali ile İstanbul’da yaşayan öğrenci ve öğretmenlerin güncel sanatın içinde yer almaları, farklı materyal, teknik ve disiplinleri kullanmaları ve özgün sanat çalışmalarını toplumla paylaşabilmeleri, bu yolla da sanat eğitiminin çocuk ve gençler için öneminin vurgulanması amaçlanıyor.


5 bin öğrencinin gerçekleştirdiği birçok alanda sergilenen bienal İstanbul Sanat Liman'ında başladı.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Eğitim Yönetmenliği tarafından ''2010 Okullarda'' projesi kapsamında düzenlenen ''İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali'' İstanbul Sanat Limanı'nda başladı.

Türkiye'de ilk kez düzenlenen ve ''Değişiyorum Farkında mısın?'' konseptiyle ''değişim'' temasını işleyen bienalde, İstanbul'un 39 ilçesinde bulunan 2 bin 500 okuldan 5 bin öğrencinin resim, heykel, seramik, fotoğraf gibi eserleri sergilenecek.

Binealin açılışında konuşma yapan Vali Yardımcısı Harun Kaya, Türkiye nüfusunun 17,8'inin İstanbul'da ikamet ettiğini belirterek, nüfusun yarısının 28,5 yaşında olduğunu, yüzde 30'unu da 18 yaşın altındaki çocuk ve gençlerin oluşturduğunu bildirdi.

Türkiye nüfusunun yüzde 30'unun dünya ile mücadele edebileceğini ve onların yapabildiklerinden daha iyisini yapabileceğini ve Türkiye'nin gelişmekte olan değil, gelişmiş bir ülke olduğunu ispatlayabileceğini anlatan Kaya, ''Bazı şeyleri değiştirmek gerekiyor. Özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi, kazanımların en tepesinde görmeyi arzuluyoruz'' dedi.

''Artık değişimi yönlendirmek zorundasınız'' diyen Kaya, bilimi ve sanatı güçlendirmenin çocuklar ve gençlerin elinde olduğunu, liderliğe soyunmak için de değişimin yakalanması gerektiğini söyledi.

EVİMİZ İSTANBUL
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız da geliştirdikleri ''Evimiz İstanbul'' projesini anlatarak, projenin meyvelerini vermeye başladığını, artık İstanbul'un ilköğretim okullarında ders olarak okutulacağını açıkladı.

Çocukların yaratıcı yönlerinin keşfedilmesi ve geliştirilmesini önemsediklerini söyleyen Yıldız, bu kapsamda Çocuk Hakları Ofisi kurduklarını ifade etti.

İstanbul'da çocukların da yönetime katılmasını istediklerini anlatan Yıldız, ''Hazırlıkları tamamladık. İstanbul ve çocuklarımız her şeyin en iyisini hak ediyor'' dedi.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Genel Sekreteri Yılmaz Kurt da kültür ve sanat çalışmalarının günümüzde tüm dünyada çok önemli bir endüstri haline geldiğini söyledi.

Dünya'da sadece bir kaç ülkede yapılan ve Türkiye'de ise ilk kez gerçekleştirilen bienalde, çocukların sanat yapıtlarını sergileme fırsatı bulduğunu ifade eden Kurt, çocukların sanatla iç içe birer birey olarak yetişmesini istediklerini söyledi.

Konuşmaların ardından 5 bin öğrencinin hazırladığı resim, heykel, seramik ve fotoğraf gibi eserlerinin bulunduğu sergi gezildi.

''İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali'', Beyoğlu'ndan Tuzla'ya, Kadıköy'den Sultanbeyli'ye her yerden, her çevreden genç ve çocuğun katılımıyla gerçekleştiriliyor.

Plastik sanatlar disiplinlerinin güncel sanat uygulama ve düzenlemeleriyle, sanatçı sunumu, performans, video gösterimi, panel, söyleşi gibi etkinliklerin yer alacağı bienal, 25 Aralık'a kadar devam edecek.

İstanbul Sahnesinde Müzik


İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Organizasyonu kapsamında gerçekleşecek Selin Atasoy ve Tamer Hartevoğlu'nun İstanbul Sahnesinde Müzik Fotoğraf Sergisi 02-31 Aralık 2010 tarihleri arasında İstanbul Fotoğraf Merkezi Leica Galeri'sinde sanat severlerle buluşacaktır.


İstanbul Filarmoni Derneği için özel olarak hazırlanan ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin desteği ile gerçekleşen sergide, büyüleyici İstanbul'un kimi zaman bilinen, kimi zaman da gizli kalmış noktalarında karşımıza çıkan birbirinden başarılı dansçılar seyircileri alışılagelmedik bir dünyanın tam kalbine götürüyor.

Atasoy-Hartevioğlu çifti, farklı kültür ve inançların yollarının yüzyıllardır kesiştiği İstanbul'da, bir masal dünyası atmosferinde, müzik, dans, mimari, tarih, doğa ve insan ögelerinin iç içe geçtiği, kimi zaman nasıl çekildiği kestirilemeyen fotoğraflarla seyirciyi büyülü bir yolculuğa çıkarmayı planlıyor.

Fotoğraf ve reklam çevrelerinin yakından tanıdığı Atasoy-Hartevioğlu’nun 360 derecelik fotoğraflardan oluşan Panoramik Bir Rüya Paris ve Venedik projeleri 2007 yılından beri İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep gibi bir çok farklı şehirde defalarca sergilenmiş, binlerce sanat severin yoğun ilgisi ile karşılaşmış, yurt içi ve yurt dışında basında geniş yankı yandırmıştı. www.panoramikbirruya.com

Son projeleri İstanbul Sahnesinde Müzik ile yetişkin fotoğraf severlerin yanı sıra yeni nesillerle de buluşmayı planlayan ikili, 4-6 ve 7-12 yaş arası geleceğin yaratıcılarıyla yapacakları atölyelerle onların fotoğraf, müzik ve dansa bakışını değiştirmeyi ve geliştirmeyi amaçlamaktadır.

Sergi, Pazar günleri hariç saat 11:00-19:00 arası ziyaret edilebilir.

Leica Galeri Hakkında
Leica markasının oluşturulmasında mühendisler ve çalışanların emekleri kadar dünyaya bakışımızı değiştiren Tokyo ve Viyana’da açılan galerilere ilave olarak 1 Şubat 2007’da açılan Leica Galeri Leica fotoğrafçılarının da pay sahibi olduğunu bilen Leica, kültürel faaliyetlerinin bir parçası olarak Leica Galeri’lerin ilkini 1976 yılında Wetzlar’da açtı. Daha sonra Solms’a taşınan bu ilk Leica Galeri’nin ardından New York, Frankfurt, Melbourne, São Paulo, İstanbul ile bu sayı sekize ulaştı.

İstanbul Fotoğraf Merkezi Hakkında
İstanbul Fotoğraf Merkezi, 6 Mart 2003’te dünya ölçeğinde, arşiv-müze kalitesinde fotoğraf koleksiyonları oluşturulmasına öncülük etmek, fotoğrafın bir kültür olayı olduğunun bilinciyle daha çok ve daha doğru şekilde geniş bir perspektifle yaygınlaştırılması amacıyla, temel, siyah beyaz, stüdyo tanıtım alanlarında fotoğraf seminerleri vermek ve uluslararası ilişkiler ve bağlantılar sağlayarak ülkemizde fotoğraf sevgi ve bilgisinin artmasına katkıda bulunmak amacıyla kuruldu. O tarihten beri de bu yönde gerçekleştirdiği faaliyetler ile İFM, Türkiye fotoğrafçılık camiasında kendine saygın bir yer edindi. www.istanbulfotografmerkezi.com

İstanbul Filarmoni Derneği Hakkında
İstanbul Filarmoni Derneği 1945 Yılı’nın sonlarında kurulmuş ve 1946 yılında faaliyetlerine başlamıştır.

Dernek Hüseyin Sadettin Arel (İstanbul Konservatuarı Reisi), Cemal Reşit Rey (Kompozitör), Lütfü Kırdar (İstanbul Vali ve Belediye Başkanı), Nadir Nadi Abalıoğlu (Baş yazar), Reşit Saffet Atabinen (Turing ve Otomobil Kurumu Başkanı), Bedri Nedim Göknil (Tüccar), Abdülkadir Karamürsel (Müşavir Avukat), Muhiddin Sadak (Viyolonselist), Salih Nurettin Kocareşit (Ziraatçi), Ali Emel Tacar (Bankacı), Afif Tektaş (tüccar), Prof. Salih Murat Uzdilek, Halit Ziya Uşaklıgil ve Ömer Refik Yaltkaya (Pianist) tarafından kurulmuştur.

600’ün üzerinde üyeye sahip olan derneğin başlıca amacı ülkemizde klasik müzik kültürünün yayılmasını sağlayacak her türlü girişim ve çalışmalarda bulunmaktır. Bu amaç doğrultusunda müzikolojik araştırmalar yaptırmak, oda müziği, orkestra ve koro konserleri, müzikal temsiller vermek veya verdirmek kurslar ve konferanslar düzenlemek, değerli Türk kompozitörleri teşvik etmek, bunların gerçekleşmesi için her türlü yardımda bulunmak ve İstanbul’un müzikseverlerinin gerek duyduğu müzik evlerinin kurulmasına çalışmak derneğin ana faaliyetlerindendir.

Contemporary İstanbul’10

Contemporary İstanbul, bu yıl 25-28 Kasım tarihleri arası beşinci kez seyircilerle buluşacak. Türkiye’de bugüne kadar yapılan en geniş kapsamlı “modern ve güncel sanat” etkinliği olan Contemporary İstanbul, ülkenin kültürel ve sanatsal yaşamını dünyaya tanıtma amacında.


Dört gün boyunca süren Contemporary İstanbul, ulusal ve uluslararası galerileri, tüm dünyadan gelen sanatçıları, koleksiyonerleri, müze müdürlerini, küratörleri, sanat eleştirmenlerini, basın mensuplarını ve sanatseverleri Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı çatısı altında birleştirecek.

Galeri Selvin olarak bu etkinlik kapsamında 6 sanatçı ile sanatseverler ile buluşmaktayız. Etkinlikte eserleri yer alacak sanatçılarımız; Zerrin Tekindor, Feridun Oral, Serdar Tekebaşoğlu, Bihrat Mavitan, Zehra Korkmazlar ve Çağatay Odabaş’tır.

Binlerce kişinin ziyaret edeceği öngörülen Contemporary Istanbul’10, 24 Kasım Çarşamba günü saat 16:00’de önizleme ile birlikte kapılarını açacak ve 28 Kasım Pazar günü saat 20:00’de etkinlik son bulacaktır

3. Uluslararası Dans Filmleri Festivali

Dans Kamera İstanbul Festivali, bu sene üçüncü kez zengin arşivini yeniden sizlerle buluşturmaktan mutluluk duymaktadır. Festivalimiz, ülkemizde yepyeni ve gelişmekte olan alternatif bir alan; dans filmi ve dans fotoğraflarının üretimi, teşviki, farkındalığı ve paylaşımına adanmıştır.


Yine 6 kıtadan dansın ve film tekniğinin birçok farklı yaklaşımına ait örnekler İstanbul`da Avrupa ve Anadolu Yakası`nda 4 mekân çatısı altında izlenebilecektir. Karma Dans Fotoğrafları Sergisi, Belgesel Filmler, Video Dans Enstelasyonları ile Beden Enstelasyonu’nun yanı sıra, dans filmi ile fotoğrafına dair çalıştaylar festival programı kapsamında yer almaktadır.

Dans Kamera İstanbul Festivali`nde temel amacı; dans, film, fotoğraf, müzik ve yaşama dair diğer ilintili sanatsal ve bilimsel formların etkileşimini sağlayarak, profesyonel ve amatör dans filmi ve fotoğrafçıları arasındaki tanışma ile paylaşım ortamını oluşturmak ve bu alandaki farkındalıkla beraber merak duygusu, üretim ve araştırmaya teşvik etmektir.

22 - 30 Kasım 2010 III. Dans Kamera İstanbul Festivali’nin birbirinden farklı coğrafi kültür ve çeşitli sanatsal tekniklerle yaratılan yapıtların özellikle birçok genç ve deneyimli sanatçıların ufkunu açacağına ve ruhlarını besleyeceğine gönülden inanmaktayız. Şu an için hiçbir kurum ve kuruluştan finansal destek almadan yürütülen bu genç ve dinamik festivalimizin başarıyla sürdürülebilmesi için öncelikle sizlerin desteğine ihtiyaç duyduğumuzu bilmenizi isteriz.

Dans Kamera İstanbul Festival ekibi olarak bizimle bu yolculuğu paylaşan tüm dostlarımıza ve siz izleyicilerimize en içten teşekkürlerimizi sunarız. Hepimize festival gibi renkli, ümit ve ışık dolu bir hayat dileğiyle, festivalimize hoş geldiniz.

Onur Topal Sümer
Dans Kamera İstanbul Direktör ve Küratörü

Biletler, Caddebostan Kültür Merkezi ve Harbiye Mekan.Artı gişelerinden temin edilebilir.
Biletler

Tam: 9TL
İndirimli: 7TL
Belgeseller ücretsizdir.
http://www.dancecamera-istanbul.org/2010-program.html

16 Kasım 2010

Kapalıçarşı´nın 550 Yıllık Öyküsü İş Bankası Müzesi´nde

İstanbul’un finans merkezi olma yolundaki 550 yıllık öyküsünü anlatan “10 Adımda Kapalıçarşı” adlı sergi 8 Kasım’da gerçekleştirilen kokteylin ardından İş Bankası Müzesi’nde ziyarete açıldı. İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Caner Çimenbiçer ve Genel Müdür Ersin Özince’nin ev sahipliğinde; İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun katılımıyla gerçekleşen serginin açılış kokteyline iş ve sanat dünyasından seçkin isimler katıldı.


Kültür Yayınları’ndan çıkan “Çarşı, Pazar, Ticaret ve Kapalıçarşı” adlı kitabın yazarları Prof. Önder Küçükerman ve Prof. Dr. Kenan Mortan’ın küratörlüğünü yaptığı sergide, Kapalıçarşı tarihini ortaya koyan orijinal belgeler, gravürler, geçmişten günümüze Kapalıçarşı’da yapılan, altının farklı kullanım alanlarını gösteren yaprak üzeri altın hat ve tekzip işleri, gümüş ve bakır işleri ile takılar ve dokumalar yer alıyor.

Ünlü oryantalist ressam Amadeus Preziosi’nin Kapalıçarşı tablosunun da yer aldığı, İstanbul’un finans merkezi olma yolundaki 550 yıllık serüvenini anlatan serginin açılışına özel olarak gözlük kullanmaksızın üç boyutlu görüntüyü yakalayan bir hologram cihazında külçe altın simülasyonu yapıldı. Kapalıçarşı’nın çeşitli noktalarından çekilen 360 derece görünümleri, Kapalıçarşı eskizleri, Kapalıçarşı şeref defteri, çok sayıda gravür de müzede bulunan kiosklarda ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor.

“Kapalıçarşı köklü uluslararası ticari geleneği ile İstanbul’da kurulacak dünya finans merkezinin en güçlü ilham kaynağıdır.”

Osmanlı döneminden itibaren İstanbul’un finans geçmişine tanık olan ve bugün de altın piyasasının kalbi sayılan Kapalıçarşı’nın 550 yıllık tarihine ışık tutan serginin açılış kokteylinde bir konuşma yapan İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Caner Çimenbiçer, İş Bankası olarak Türkiye’nin değerlerine sahip çıkmayı görev kabul ettiklerini ve Kapalıçarşı’nın da bu anlamda önemli bir yere sahip olduğunu ifade etti. Kapalıçarşı’nın sadece Türkiye’nin değil batıdaki modern bankacılığın da temellerinin atıldığı bir ortak pazar ve finans kompleksi olduğuna değinen Çimenbiçer, Kapalıçarşı sergisinin İstanbul Finans Merkezi Projesi’ne ve bu yöndeki çalışmalara katkı sağlayacağını umduğunu sözlerine ekledi.

“Bulunduğu bölgede Türkiye’den ve İstanbul’dan daha büyük bir para ve sermaye piyasası yok.”

Kapalıçarşı’nın dünyanın en eski finans merkezi olduğunu ifade ederek başladığı konuşmasında, İş Bankası ile Kapalıçarşı ve çevresindeki işletmeler arasındaki derin işbirliği ve gönül bağına değinen İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince; “İstanbul Şubemiz, bugün Türkiye İş Bankası Müzesi olan bu binada; 1928’de Yenicami Şubesi olarak hizmet vermeye başlamıştı. Bölgedeki ticari hayat geliştikçe civardaki İş Bankası şubelerinin sayısı da hızla arttı” dedi.

İstanbul’un finans merkezi olması konusuna da değinen Özince sözlerini şöyle sürdürdü: “Bulunduğu bölgede Türkiye’den ve İstanbul’dan daha büyük bir para ve sermaye piyasası olmadığını düşünüyorum. Sadece güçlü bankacılık sektörü bile İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması için yeterlidir. Finans Merkezi Projesi tamamladığında hem İstanbul’un uygarlıklar köprüsü özelliği pekişecek hem de Türkiye dünyanın en büyük ekonomileri arasında yerini alacaktır. Kapalıçarşı köklü uluslararası ticari geleneği ile İstanbul’da kurulacak dünya finans merkezinin en güçlü ilham kaynağıdır.”

“10 Adımda Kapalıçarşı” sergisinin açılış kokteyline katılan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul`un bir marka olduğunu dile getirerek, ``Ümit ediyoruz ki İstanbul, bir finans merkezi olarak da ticareti ve finansı kucaklayacaktır. 4 bine yakın iş yerinin içinde faaliyet gösterdiği Kapalıçarşı, şehrin finans merkeziydi. Bu tarihi misyona uygun sürekliliğini önümüzdeki dönemlerde de devam ettirecektir diye umuyorum`` diye konuştu. Mutlu, İş Bankası`nın çok değerli bir marka olduğunu ve İstanbul`un finans merkezi olması yolunda İş Bankası`nın gerçekleştirdiği güçlü adımları takdir ettiğini vurguladı.

Tarih öncesinden bu yana ana ticaret yollarının kavşak noktası olmuş Anadolu’nun iktisat tarihinin resmi olarak nitelendirilebilecek Kapalıçarşı, bu sergide bir alışveriş merkezi olmasının ötesinde tasarım, ürün geliştirme ve finans merkezi olma özellikleriyle ön plana çıkıyor. Kapalıçarşı Derneği’nin çeşitli belgeler, ürünler ve sunumlarla katkı sağladığı sergide, Kapalıçarşı’nın inşa edildiği 1460 yılından günümüze kadar geçirdiği evreler; ekonomik ve mimari gelişimi, İstanbul’un ticaret hayatındaki yeri, ülkemizin kültürel ve sanatsal mirası üzerindeki rolü, Kapalıçarşı esnafının değişen yapısı farklı açılardan ele alınarak, görseller ve metinlerle tematik olarak sergileniyor.

Ziyaretçilere; Prof. Önder Küçükerman’ın danışmanlığı ile TRT tarafından hazırlanan Kapalıçarşı konulu “Ustanın Sırrı” adlı belgeseli izleme olanağı da sunan “10 Adımda Kapalıçarşı” sergisi 27 Şubat’a kadar ziyaret edilebilir.

11 Kasım 2010

12. İstanbul Bienali'nin başlığı açıklandı:"İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011"

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından, Koç Holding'in sponsorluğunda, 17 Eylül-13 Kasım 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 12. İstanbul Bienali'nin başlığı, bienalin küratörleri Adriano Pedrosa ve Jens Hoffmann tarafından açıklandı.

12. İstanbul Bienali'nin başlığı, yapısı ve çalışma süreci, 12. İstanbul Bienali küratörleri Programma Independente de Escola Sao Paulo'nun (PIESP) direktörü Adriano Pedrosa ve California College of Arts Wattis Institute for Contemporary Arts Direktörü Jens Hoffmann tarafından 20 Ekim'de Pera Palas Oteli'nde düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Basın toplantısına konuşmacı olarak Adriano Pedrosa ve Jens Hoffmann'ın yanı sıra İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer de katıldı. Bienal öncesindeki sürece ilişkin detayların aktarıldığı toplantıda gerçekleştirdikleri karşılıklı sohbet ve tartışmada, Adriano Pedrosa ile Jens Hoffmann dünya çapında düzenlenen bienallerin ve İstanbul Bienali'nin bugünkü durumunu değerlendirdiler. 12. İstanbul Bienali'nin başlığını "İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011" olarak belirleyen küratörler, ayrıca İstanbul Bienali kapsamında 26-27 Kasım 2010 tarihlerinde düzenlenecek olan "İstanbul'u Hatırlamak" adlı konferans ve bienalin eğitim programlarıyla ilgili konularda ayrıntılı bilgi de verdiler.

12. İstanbul Bienali'nin küratörleri, karşıt görünen iki bakış açısı olan, yalnızca biçimsel ve estetik kaygılarla yapılan sanat ile varoluşunun temeli toplumsal meselelere dayanan, siyasi duruşu ağır basan sanat arasında bir uzlaşma zemini sağlamaya çalışacaklarını belirttiler.

12. İstanbul Bienali'nin başlığı ve görsel kimliği, minimalist ve kavramsal yapıtlarıyla 20. yüzyıl güncel sanatının en önemli isimleri arasında sayılan Kübalı-Amerikalı sanatçı Felix Gonzalez-Torres'e göndermeler içeriyor. İşleri uluslararası arenada pek çok kişisel ve karma sergide yer alan Gonzalez-Torres, aynı zamanda küratörlüğünü Rosa Martinez'in üstlendiği 5. İstanbul Bienali'ne de katılmıştı. Torres'in, siyasi konuları ele alırken biçimsel yenilikçiliği kullanarak oluşturduğu sanat dili, 12. İstanbul Bienali için yürütülen araştırmalara esin kaynağı oldu.

Gonzalez-Torres'in varlığı, bienal başlığında da görüldüğü gibi, kendini birçok yerde belli belirsiz hissettirecek. "İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011" başlığı, Gonzalez-Torres'in kendi yapıtlarını adlandırmakta kullandığı bir geleneği tekrarlarken aynı zamanda "İsimsiz" başlığını takip eden parantez içindeki yer ve zaman belirteçleriyle bilinçli bir şekilde, dil, temsil, isim ve başlıkların soyut ve şiirsel biçimlerde işlendiği bir iletişim düzeyine dikkat çekiyor.

Gonzalez-Torres, yapıtlarında siyasi açıdan en başarılı olan hareketlerin "siyasi" görünmeyenler, kişiselin siyasi, siyasinin de kişisel olduğunu gösteriyordu. Torres'in en iyi bilinen yapıtları arasında bulunan, takvim, yapboz, kâğıt yığınları, şeker kümeleri, tele dizilmiş ampuller, dilbilimsel portreler ve fotoğraflardan oluşan serilerinin tümü biçimsel özellikleriyle öne çıkıyor, ancak sanatçının tüm işlerinde estetik biçim ile açık uçlu içerik arasında sağlam bir denge bulunuyor.

Konferans: "İstanbul'u Hatırlamak"
İstanbul Bienali'nin tarihine odaklanacak "İstanbul'u Hatırlamak" başlıklı konferans 12. İstanbul Bienali'nin ilk etkinliği olacak. 26 Kasım Cuma ve 27 Kasım Cumartesi tarihlerinde, Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde düzenlenecek konferansa İstanbul Bienali'nin geçmiş küratörleri birer sunumla katılacaklar.

İstanbul Bienali, geçtiğimiz yirmi yıl içinde, sergilerinin özgün karakterine bağlı olarak, en önemli uluslararası bienallerden biri oldu. Güney'den Kuzey'e, Doğu'dan Batı'ya, yeni isimlerden deneyimlilere ve kolektiflere kadar bugüne dek sergileri yönetmiş olan küratörler, aynı zamanda bienalin ulaşmaya çalıştığı geniş vizyonu da ortaya koyuyor. "İstanbul'u Hatırlamak" konferansına birer sunumla katılacak geçmiş bienal küratörleri, deneyimlerini hatırlatırken ve sergileri üzerine düşüncelerini paylaşırken aynı zamanda bienal sergi formatı üzerine bir tartışma platformu da yaratacak.

İki gün boyunca 09.30 – 18.00 saatleri arasında gerçekleşecek konferansta her oturum sonunda, İstanbul Bienali'ne katılmış ve gelişimine tanıklık etmiş Türkiye'den bir sanatçı, düşüncelerini ifade edecek.

Tüm konferans ve konuşma metinleri, bienallerden enstalasyon görsellerinden bir seçki ile birlikte, 12. İstanbul Bienali'nin açılışının yapılacağı Eylül 2011'de basılacak bir yayında toplanacak.

Katılımın ücretsiz olduğu "İstanbul'u Hatırlamak" konferansında İngilizce-Türkçe simültane çeviri de yapılacak. Sempozyum programı 1 Kasım 2010 tarihinde açıklanacak. Konferansa katılmak isteyenlerin pazarlama@iksv.org adresine mail atmaları yeterli olacak.

KENTLİ KOZMOPOLİTLER


Kültür başkenti İstanbul ve Amsterdam elele veriyorlar.

2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın destekleriyle, Amsterdam’daki Urban Cosmopolitans Vakfı ile Zeytinburnu Belediye’sinin ortaklaşa gerçekleştirdikleri ‘‘Exchange for a Cosmopolitan Future’’ yani ‘’Kozmopolit bir gelecek için Değişim’’ isimli proje; 11 Ekim 2010 günü Istanbul’da başlıyor.

Istanbul, Antwerp ve Amsterdam gibi kentler arasında bir kültür paylaşımı olarak tanımlanabilecek bu proje dahilinde; her iki şehirden yazarlar, sanatcilar, politikacilar ve kamusal sanat aktörleri biraraya gelerek çeşitli workshoplar ve seminerler düzenleyecekler. Yıl sonuna kadar sürecek olan bu projede sanatın yeri, sosyal uyum, sanatçıların profesyonel dünyaya girişlerine destek sağlanması ve yetenek gelişimi gibi alanlarda etkinlikler yapılacak. Proje dahilinde moda alanında yıldızı yükselen 4 Türk tasarımcının defilesi de izlenebilecek.

11 Ekim’de Zeytinburnu Sanat ve Kültür Merkezi Binası’nda gerçekleşecek olan açılışı Amsterdam`dan gelecek olan ‘Sanat Fabrikasi’ adi verilen bir grup yapacak. ‘’Sanat Fabrikası’’ sanatçıların ve kültürel girişimcilerin biraraya gelip çalışabilecekleri, çevreyle interaktif, canlı bir bağ kurabilecekleri ve bütçelerine uygun atölyelerden olusan binalar konusunda uzman isimlerden oluşuyor. Davetliler arasında , İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Zeytinburnu Belediye Başkanı ve Amsterdam Belediye Başkanı’da yer almaktadır.

İstanbul`un önemli yazarlarindan Mario Levi`nin de kozmopolitlik üzerine düşüncelerini anlatacağı ve sonrasında da istanbul ve Amsterdam’dan bu alanda söz sahibi olan yazarlar, akademisyenler müzakereleri ile programa katılacaklar.

YILDIZI YÜKSELEN TÜRK MODA TASARIMCILARINDAN DEFİLE!
Moda konusunda genç yetenekleri bulup çıkaran ve moda konusunda uzman İrem Şentürk’ün biraraya getirdiği yıldızı yükselen 4 Türk tasarımcı, Umut Eker, Burçe Bekrek, Aykut Cömert ve Gizem Akgönül ise sırf bu organizasyon için özel hazırladıkları tasarımları bir defileyle davetlilere sunacaklar. Seminerlerin gerçekleşeceği aynı gün olan 11 Ekim günü Hollanda Başkonsolosluğun’da Amsterdam Belediye Başkanı’nın izleyeceği bu defilenin büyük ilgi görmesi bekleniyor.

UC Amsterdam-İstanbul 2010 Programı (EKIM-ARALIK AKTİVİTELER LİSTESİ)

11 Ekim: Zeytinburnu’nda Exchange açılış etkinliği ve müzakereler. Amsterdam’lı uzmanın sanat fabrikası üzerine giriş konuşması, çağdaş kentlerimizde kozmopolitiklik üzerine müzakere ve 4 ümit vaat ededen genç tasarımcının defilesi.

13 Ekim: Amsterdam Belediye Başkanı, Amsterdam Partners ekibi ve Hollanda’lı delege için Urban Cosmopolitans Vakfı’nın vereceği workshop.

21 Ekim: Vondelkerk Amsterdam’ da Exchange semineri. 2012 – Hollanda – Osmanlı / Türkiye 400. Ticari yıl kutlamalarına hazırlık amaçlı uluslar ve kentler arasında var olan veriler ve engeller üzerine bir seminer.

23 Ekim – 7 Kasım: Kelimeler ve Kentler: Hollanda’ dan 3 yazar İstanbul’ da edebiyat rezidansına misafir oluyorlar. Maria Barnas, Alfred Schaffer ve Rashid Novaire İstanbul’ da kent deneyimi kazanacaklar. Halka açık okumalar ve müzakere.

1-31 Ekim / 1-31 Kasım: Yazar İrem Uşar ve şair Zeynep Köylü Antwerp’ te edebiyat rezidansında misafir. Urban Cosmopolitans ve Antwerp City of Books iş birliği ile İrem Uşar ve Zeynep Köylü Antwerp’ de kent deneyimini kazanacaklar.

6 Kasım: Zeytinburnu’ nda Geleceğin Kenti Workshop; Amsterdam’ dan Donube Vakfı işbirliği ile İstanbul’ un çeşitli semtlerinden 25-30 öğrenci geleceğin kentleri üzerine beyin jimnastiği yapacaklar.

7 Kasım: Zeytinburnu’nda Underground Cafe: Bugünün kenti – Hollanda’ dan Alfred Schaffer ve Rashid Novaire, İstanbul’ dan İrem Uşar, Zeynep Köylü, Seray Şahiner ve Uğur Ziya Şimşek gibi yazarların İstanbul, Amsterdam ve Antwerp’ in kent yaşamı üzerine gözlemlerinin aktarıldığı müzakere. Bugünün kentinde kozmopolit bir kültür var mı?

26-27 Kasım: Zeytinburnu, 28 Kasım Feriköy’ de Amsterdam Tollhuistuin işbirliğiyle Sanat Pazarı.

Aralık: Zeytinburnu’n da Amsterdam K&Co işbirliği ile kültürel girişimcilik workshopı. Günümüzde sanatçı hayatta kalabilmek ve başarılı olabilmek için yaratıcılık ve ilhamdan daha fazlasına ihtiyaç duyuyor. Bu workshop sanatçıların profesyonelleşmede önemli bir nokta olan kültürel girişimcilik alanında bilgilendiriyor.

Zeytinburnu’nda Amsterdam ‘ dan Voices of the City ekibi işbirliğinde gerçekleşecek. Collecting Evidence – performans ve yetenek gelişimi workshopı. Bu workshop müzisyen, şarkıcı, hikayeci, görsel sanatçı ve sinema – videocuların birden fazla disiplini iç içe kullanacakları bir kamusal sanat performansına temel oluşturacaktır.

Sanat ve hafıza. Göçmenlerin hatıraları, hikayeleri, rüyaları, kabusları ile günümüz hafıza kültürü ilişkisinin araştıran bir görsel ve kavramsal sanat programıdır.

18 Aralık – 2 Ocak: Sözcükler ve kent. Belçika’ dan gelecek olan yazarlar; Annelies Verbeke ve Tom Noegels İstanbuş’ da kent deneyimi kazanacaklar. Halka açık okumalar ve müzakere.

PERA FEST 2010 - Uluslararası Pera Festivali

Kültürlerarası İletişim Disiplinlerarası Sanat Derneği ve Pi Prodüksiyon tarafından İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteğiyle düzenlenen PERA FEST 2010 - Uluslararası Pera Festivali, 7 Kasım’da başlıyor. Dokuz yıldır, disiplinlerarası bir anlayışla, İstanbul’un çokkültürlü hayatı üzerinde odaklanan Festivalin bu yılki programı, farklı disiplinlerden 33 etkinlik içeriyor.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında, 30 Kasım’a dek sürecek olan Festival, 7 Kasım Pazar akşamı 20.00’de Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda, “En Chordais” konseri ile başlıyor. Yunanistan’ın önde gelen topluluklarından “En Chordais” topluluğu, konserde İstanbul ve Grek müziklerinin ortak tınılarını içeren ‘Pre-Rembetiko’ döneminden örnekler sunacak.

Byzantion’dan İstanbul’a, Müzikten Tiyatroya
Festivalin ikinci günü, Yapı Kredi Kültür Sanat’da Ahmet Ümit’in “Byzantion’dan İstanbul’a Bir Şehrin Kültür Serüveni” başlıklı söyleşisi yer alacak. 9 Kasım’da ise Ses Tiyatrosu’nda Sema’dan “Nazım meets Brecht” başlıklı bir müzikal gösteri izleyeceğiz. 10 Kasım’da Ghetto’da Muazzez Abacı’nun “Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar” başlıklı konserini, 12 Kasım’da İspanya’dan gelecek ‘Port Bo’ topluluğu’nun Nardis’te vereceği ‘Havaneras’ konseri izleyecek.

PERA FEST, bu yıl tiyatro alanında yeni arayışlara destek vermek amacıyla, farklı grupların oyunlarına programında yer veriyor. Her oyun sonrası, bir söyleşinin yer aldığı programda, Almanya’dan Tjeatre Freiburg’un Garaj İstanbul’da sahneleyeceği “Kabine / Cabinet – Bir Türk Alman Pazarı”, Tiyatro Boyalı Kuş’dan “Nora-Nure”, ‘Oyun Deposu’nun 2. özgün oyununun prömiyeri, ‘Altıdan Sonra Tiyatro’nun yeni oyunu “Fail-i Müşterek” yer alıyor. Üç oyun da, Beyoğlu’nun genç tiyatrosu Kumbaracı 50’de.

Fotoğraftan Sinemaya
Festivalin en önemli etkinliklerinden biri, Portekiz’den gelen “13 yabancı medyanın gözünden Dünya Kentlerinin Ahvali” başlıklı fotoğraf sergisi. Kameraphoto kuruluşunun 13 ülkenin medya kuruluşları işbirliği ile gerçekleştirdiği sergi 18 Kasım’da Cezayir Salon’da açılacak.

Sinema alanında ise, iki toplu gösteri var. İstanbul Modern’de düzenlenecek toplu film gösterilerinin ilki 12 Kasım’da. Yönetmen Mehmet Eryılmaz, “Musiki İnsanlarımız” başlıklı belgesellerinden bir seçki sunacak. Belgeseller, Türk Müziği’nin üç usta sanatçısı, Cinuçen Tanrıkorur, Necdet Yaşar ve Kani Karaca’yı konu alıyor.

13 Kasım programında, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın yaptırdığı belgesellerden bir seçki var. Ebru Bilun Akyıldız’ın “Etek İzlerini Silmeden”, Elif Uslu’nun “İstanbul’da 3 Gün”, Gökhan Ateştürk’ün “Hat – Bir Medeniyet Çizgisi” adlı filmlerini izleyeceğiz aynı gün içinde. Ertesi gün, 14 Kasım Türk Sineması’nın Doğum Günü nedeniyle, senarist-yönetmen Safa Önal’ın “İstanbul’un Orta Yeri Sinema” başlıklı uzun metrajlı belgeselinin dünya prömiyeri var. Aynı gün, Erden Kıral’ın, İstanbul 2010 için yaptığı “Haliç – Altın Boynuz” belgeseli de gösterilecek ve yönetmenler, izleyicilerle söyleşecek.

Son yıllarda büyük atak yapan genç sinemamız üzerine bir söyleşi de, 22 Kasım’da, Arte İstanbul’da. “Türkiye Sinemasının Dokusu” başlıklı söyleşiye Zahit Atam, Önder Çakar, Hüseyin Karabey, Seren Yüce, Derviş Zaim katılacak.

29 Kasım’da ise, Pera Müzesi’nde İstanbul’un çokkültürlü kimliği üstüne önemli bir belgesel izleyeceğiz. Annie Pertan’ın İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı için yaptığı “Kültürel Farklılığın Renkleri”.

Bayramdan Önce - Bayramdan Sonra
Bayram haftasında yalnızca bir sergiye ev sahipliği yapacak olan festival, Kurban Bayramı sonrası yeniden yoğun bir programla izleyicisinin karşısına çıkacak. 23 Kasım’da İstanbul Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nde, Nora Şeni “Polifonik İstanbul” teması üstüne konuşurken, Cemal Ünlü 24 Kasım’da Suna-İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde “Beyoğlu Taşı – Pera Sahnelerinde İlk Primadonnalar” başlıklı müzikli-slaytlı bir söyleşi yapacak. Pera Palas ise, 25 Kasım’da Doğan Kitap işbirliği ile düzenlenecek olan Mario Levi’nin “İçimdeki İstanbul Fotoğrafları” söyleşisine sahne olacak.

Kasım’ın son hafta sonu, Beyoğlu’nun yeni mekanlarından Alt’da “Kürşat Başar – Tuluğ Tırpan Dörtlüsü” sahne alacak. PERA FEST, son haftasında, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın düzenleyeceği iki konsere de programında yer verecek. İstanbul’un çokkültürlü sanat yaşamını vurgulayan bu konserlerden ilki “İstanbul’da Bir İtalyan” başlığını taşıyor. Guatelli’nin bestelerini dinleyeceğimiz bu konser öncesi PERA FEST “Donizetti’den Guatelli’ye Türk Müziği’nin ‘Paşa’ları” başlıklı bir söyleşi düzenliyor. İstanbul 2010’un Geleneksel Müzik Direktörü Mehmet Güntekin ve Tahir Aydoğdu’nun katılımıyla, 27 Kasım’daki bu konserin ardından, 28 Kasım’da, İstanbul’2010’un “Ali Ufki Yılı” nedeniyle düzenlediği konserlerin sonuncusu yer alacak. Fikret Karakaya yönetimindeki Bezmara topluluğunun konserinden önce yapılacak söyleşi, “Ali Ufki’den Kantemiroğlu’na Türk Müziğinin Avrupalı ‘Bey’leri” başlığını taşıyor. Festivalin kapanış konseri ise, 30 Kasım’da Haymatlos’da yer alacak “Tatavla Keyfi”.

Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu, Ses Tiyatrosu, Kumbaracı 50, Garajistanbul ve Ghetto’daki gösterilerin biletleri Biletix’ten, Nardis, Alt ve Haymatlos’daki konserlerin biletleri gösteri mekanlarından temin ediliyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın düzenlediği “İstanbul’da Bir İtalyan” (Sepetçiler Kasrı) ve “Aki Ufki Bey- Bezmara” (Fransız Kültür Merkezi) konserleri ile Yapı Kredi Kültür Sanat, Pera Müzesi, İstanbul Fransız Araştırmaları Enstitüsü ve Pera Palas’daki söyleşilere giriş ücretsiz.

KUTLUĞ ATAMAN'IN İLK RETROSPEKTİFİ İSTABUL MODERN'DE


İstanbul Modern, çağdaş sanatın uluslararası alandaki en önemli isimlerinden Kutluğ Ataman’ın Türkiye’deki ilk retrospektifini Garanti Bankası’nın sponsorluğunda sunuyor. 10 Kasım 2010 - 6 Mart 2011 tarihleri arasında gerçekleşecek İçimdeki Düşman başlıklı sergi, sanatçının video ve enstalasyon çalışmalarını bir araya getiriyor.

Kutluğ Ataman, çağdaş sanat alanındaki ilk büyük çıkışını 1997 yılında katıldığı Uluslararası İstanbul Bienali ile yaptı. Sanatçı bundan sonra kariyerini uluslararası alanda gösterdiği başarılar ve dünyanın sayılı müze ve bienallerinde düzenlediği sergilerle geliştirdi. Aldığı büyük ödüller, hakkında çıkan kitaplar, çalışmalarındaki sosyal ve politik duyarlılık Türkiye sanat ortamında da kendisine haklı bir ün ve tanınırlık kazandırdı. Buna karşılık Ataman bugüne kadar Türkiye’de çok az sayıda çalışmasını sergiledi. İstanbul Modern’de gerçekleştirilecek olan sergi, İstanbul doğumlu sanatçının neredeyse 13 yıllık uluslararası kariyerinin ardından eve dönüşünü kutlayan bir orta kariyer sergisi niteliğini taşıyor.

Küratörlüğünü İstanbul Modern Şef Küratörü Levent Çalıkoğlu’nun yaptığı sergi, Kutluğ Ataman’ın uluslararası sanat ortamında kilometre taşı olmuş çalışmalarının yanı sıra daha önce gösterilmemiş bir eserini de içeriyor.

Video ve film çalışmalarında merkez aldığı marjinal bireyler, saplantılarını, mikro ve makro iktidar ile kurdukları ilişkilerini, bilinçaltı sorunlarını ya da cinselliklerini açık sözlülükle dile getirirken, Kutluğ Ataman çalışmalarında bu bireyleri tercih etme nedenini şöyle açıklıyor: “Benim yaptığım, bu insanları gösterip işi şova dönüştürmek değil. Beni o kişiyle çalışmaya iten tek neden, onda kendimi görmem oluyor.”

İçimdeki Düşman’da sanatçının 11 tane önemli çalışması yer alacak: Peruk Takan Kadınlar (1999), Ruhuma Asla (2001), Bu Bir Fasit Daire (2002), 99 İsim (2002), Veronica Read’in 4 Mevsimi (2002), Stefan’ın Odası (2004), Tanıklık (2006), Cennet (2006), Türk Lokumu (2007) ve fff (2006-9). Bunların yanı sıra, Thomas Dane Gallery ve 29. Sao Paulo Bienali 2010 tarafından desteklenen Dilenciler (2010) adlı yeni ve önemli bir çalışma Avrupa’da ilk kez izleyicilere sunulacak.

KUTLUĞ ATAMAN KİMDİR?

Kutluğ Ataman, dünyada çok büyük sergiler yapan, yurt dışında New York MoMA, Atina Dimitris Daskalopoulos Collection ve Pittsburgh Carnegie Museum gibi ünlü müzelerin koleksiyonlarına giren biri olarak tanınıyor. Marijinal sayılabilecek çalışmaları gerek Türkiye'de gerekse dünyada büyük ses getiriyor. Ataman, ilk büyük çıkışını 1997 yılında katıldığı Uluslararası İstanbul Bienali ile yaptı. Aldığı büyük ödüller, hakkında çıkan kitaplar, çalışmalarındaki sosyal ve politik duyarlılık Türkiye sanat ortamında da kendisine ün kazandırdı. Ancak buna rağmen Türkiye'de Ataman'ın çok az sayıda çalışması sergilendi.

GEÇMİŞ ŞİMDİ GELECEK

Yapı Kredi Kültür Merkezi, Ekim 2009’da Viyana’da ve Şubat 2010’da Verona’da açılan “PastPresentFuture” (GeçmişŞimdiGelecek) gezici sergisine ev sahipliği yapıyor. Avrupa’nın en büyük kurum koleksiyonlarından UniCredit Sanat Koleksiyonu ve Yapı Kredi Sanat Koleksiyonu’ndan seçilen eserleri Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’a getiren sergi, 6 Kasım 2010 – 7 Ocak 2011 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek. Sergilenen eserler UniCredit bünyesindeki çeşitli bankaların koleksiyonlarından seçildi. Sergide Yapı Kredi Sanat Koleksiyonu’ndan da Osman Hamdi Bey’in Feraceli Kadınlar’ının yanı sıra, farklı kuşaklardan yedi sanatçının yedi eseri yer alıyor.

Küratörlüğünü UniCredit & Art Scientific Comission Yönetim Kurulu Başkanı Walter Guadagnini’nin yaptığı sergi Avrupa sanat tarihinde dört yüzyıla yayılan bir dönemi kapsıyor. Çağlarla diller arasında diyalog kurmayı hedefleyen 90 eserin yer aldığı sergi ile UniCredit Group’un çok değerli sanat koleksiyonu ilk kez Türk sanatseverlerle buluşuyor.

Grubun sanatsal ve kültürel mirası, büyük ölçüde İtalyan UniCredit ile Alman HypoVereinsbank ve Viyana merkezli Bank Austria koleksiyonlarından elde edildi. Bu değerli koleksiyon antik Yunan ve klasik Roma’dan günümüze kadar sanat tarihini yansıtan 60 bin eserden oluşuyor. Şu sıralarda inceleme ve kataloglama çalışmaları süren koleksiyon, UniCredit Group’un merkez ofislerinde ve kültür alanındaki kurumsal ortaklarının işyerlerinde sergilenen Avrupa ötesi bir müze niteliği taşıyor.

Serginin konseptinin çeşitli dillere dayalı olması nedeniyle ziyaretçiler, geçmişi bugünün gözünden görme ve geleceğe bugünden bakma olanağı bulacaklar. Sergide, Giovanni Girolamo Savoldo ve Dosso Dossi gibi ressamların eski tabloları, Kurt Schwitters’ın kolajları, Giorgio de Chirico’nun tuvalleri, Tony Cragg, Stephen Balkenhol ve Giulio Paolini gibi sanatçıların enstalasyonları ve Andreas Gursky ile Thomas Struth’un fotoğrafları gibi önemli eserlere yer veriliyor.
“PastPresentFuture” hem kültürler arasında hem de resim, fotoğraf, enstalasyon ve heykellerin yan yana konduğu antik ve çağdaş eserlerle sanatlar arasında diyalog kuruyor. Böyle bir tematik fikir alışverişi, izleyenlere duyulara ve zihne hitap eden hem büyüleyici hem de şaşırtıcı bir deneyim imkânı sunuyor.

Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde benliğin, bedenin ve nesnelerin doğası tanıtımından başka hem diyaloga hem de sanat tarihinin klasik temalarına yer veriliyor. Geçmiş ve bugünle bağlantı kurmanın yanı sıra bu diyalog insanın doğal, içsel, insana, kente ve topluma ait manzaralar aracılığıyla yaşadığı dünyayla tarihsel ilişkisini araştırıyor.

Serginin “Klasik Üzerine” başlıklı ilk bölümü, aralarında Thomas Struth, Candida Höfer, Olivo Barbieri ve Giulio Paolini’nin bulunduğu günümüz sanatçılarıyla Bamboccianti akımından Van Bloemen, pictor classicus akımdan de Chirico ve gözden düşmüş Makart gibi geçmişin üstatları arasında şaşırtıcı bir diyalogu ortaya koyuyor. Bu sanatçıların eserleri tarihin ateşi hiç sönmeyen temalarına biçim ve anlam vermek üzere bir araya geldi.

Serginin “Yüce ve Pitoresk” adlı bölümü 17. yüzyıl ressamı Paul Bril ve Barbizon Ekolü’nün önde gelenlerinden Charles Daubigny gibi sanatçılarla Georg Baselitz, Andreas Gursky ve Hans Op De Beeck gibi günümüz sanatçılarını yan yana getiriyor.

“Metropolis” bölümünde ziyaretçiler bugünün önde gelen yaratıcı akıllarının eserlerini görme şansı bulacak. Bunların arasında Andreas Gursky imzalı çalışmaların yanında Gabriele Basilico, Fischli & Weiss, Lorca diCorcia ve Wolfgang Tillmans’ın eserleri de yer alıyor. Bu bölüm bireysel ve kentsel mekânlar arasında ilişki kuruyor. Bunu takip eden “Geometri Üzerine” odasına damgasını vuran “kural” teması Imi Knoebel, Gerwald Rockenschaub, Ghada Amer ve daha başka sanatçıların çalışmalarıyla işlendi.

Beden ve yüz tasvirlerinin yer aldığı “Beden Dili” ve “Yüz Yüze” serginin en çarpıcı bölümleri. Ziyaretçiler burada Antonio Donghi’nin başyapıtıyla Viyana Vücut Sanatı’nın öncüsü Valie Export’un bir fotoğrafını; Dossi’nin muhteşem “Psiche abbandonata da Amore” adlı tablosunu ayrıca E.J.Bellocq’un çektiği fotoğrafları yan yana görebilecekler. Savoldo’nun “Flütlü Genç Erkek Portresi” ile Avusturyalı genç sanatçı Hans Schabus’un tasvir ettiği bilinmeyen simalar baş başa vermiş sohbet ettiği izlenimine kapılabilir. Baglione’nin çok az görülen “Herod’a Getirilen Vaftizci Yahya’nın Başı” adlı eserinden sonra hemen yanında duran Trude Fleischmann’ın görüntülediği Alban Berg’in ölü maskesine bakabilir.
Bu beklenmedik gezinin son durağı olan “Arzu Nesneleri” başlıklı bölümde Tony Cragg’in enstalasyonu, Ruoppolo’nun natürmortuna ve Andy Warhol’ün ünlü “Çiçekler”ine yakın duruyor.

Sanatçılar (Alfabetik sıraya göre):
Doug Aitken, Ghada Amer, Giovanni Baglione, Stephan Balkenhol, Olivo Barbieri, Georg Baselitz, Gabriele Basilico, Ferruh Başağa, E.J. Bellocq, Michael Biberstein, Matthias Bitzer, Paul Bril, Fatma Bucak, Balthasar Burkhard, Piero Pizzi Cannella, Vincenzo Castella, Jordi Colomer, Tony Cragg, Charles-François Daubigny, Giorgio de Chirico, Philip-Lorca diCorcia, Antonio Donghi, Dosso Dossi, Igor Esˇkinja, Valie Export, Trude Fleischmann, Fischli & Weiss, Andreas Gursky, Jitka Hanzlová, Hoca Ali Rıza, Candida Höfer, Francesco Jodice, Mimmo Jodice, Imi Knoebel, Heinrich Kühn, Maria Lassnig, Richard Long, Hans Makart, Ryuji Miyamoto, Şükran Moral, Muntean/Rosenblum, Aydan Murtezaoğlu, Jean-Marc Nattier, Hermann Nitsch, Hans Op de Beeck, Osman Hamdi Bey, Ferhat Özgür, Luca Pancrazzi, Giulio Paolini, Arnulf Rainer, Gerhard Richter, Gerwald Rockenschaub, Andrei Roiter, Giovan Battista Ruoppolo, Füsun Sağlam, Giovanni Gerolamo Savoldo, Hans Schabus, Kurt Schwitters, Annelies Strba, Miha Strulelj, Beat Streuli, Christine Streuli, Thomas Struth, Wolfgang Tillmans, Marco Tirelli, Carlo Valsecchi, Stendardo, Andy Warhol, Franz West, Erwin Wurm, Heimo Zobern

Genel Bilgiler:
“PastPresentFuture” – UniCredit Koleksiyonu’ndan Bir Seçki
Yapı Kredi Kültür Merkezi, İstanbul Sergisi
6 Kasım 2010 – 7 Ocak 2011

Adres: Yapı Kredi Kültür Merkezi, 161 Beyoğlu - İstanbul
Tel: + 90 212 252 47 00 (pbx)
Ziyaret Saatleri:
Hafta içi: 10.00-19.30

30 Ekim 2010

29. İSTANBUL KİTAP FUARI 30 EKİM-7KASIM 2010

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile 30 Ekim-7 Kasım 2010 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi- Büyükçekmece’de gerçekleştirilen 29. İstanbul Kitap Fuarı, 30 Ekim 2010 Cumartesi günü saat 12.00’de düzenlenen törenle T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay ve İspanya Kültür Bakanı Sayın Ángeles González-Sinde Reig tarafından TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde açıldı.

Onur Yazarı Doğan Kuban
29. İstanbul Kitap Fuarı Onur Yazarı Prof. Dr. Doğan Kuban fuarda söyleşi, panel ve imza günlerinde okurlarıyla buluşacak.
Onur Konuğu: İspanya
İlk kez bir ülkenin edebiyatı ve kültürüyle İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Konuğu olduğu İspanya etkinlikleri, 30 Ekim-2 Kasım 2010 tarihleri arasında Uluslararası Salon’da (5 nolu hol) gerçekleştirilecek. Onur Ülke programı kapsamında İspanya’dan konuk yazarların katılımıyla söyleşiler, sergi, açılış ve kapanış konserleri yer alacak.
Uluslararası Salon ve Telif Ajansları Özel Bölümü
Yurt dışından çok sayıda katılımcı fuarın ilk 4 günü -30 Ekim-2 Kasım 2010 tarihleri arasında 5 nolu holde- uluslararası salonda yer alacak. 37 ülkenin katıldığı Uluslararası Salon’da Onur konuğu İspanya başta olmak üzere Almanya, Fransa, İtalya, Romanya, İran, Küba, Amerika Birleşik Devletleri, Finlandiya, Hollanda, Yunanistan, Hindistan ve İngiltere’den yayınevleri katılıyor. Bağımsız bir Edebiyat Topluluğu olan LAF (Literature Across Frontiers) bünyesinde ise 24 ülkeden bağımsız yayıncı, edebiyat topluluğu ve kültür merkezi yer alıyor.
Fuarın bir diğer yeniliği ise Uluslararası Salon’da yer alan “Telif Ajansları Özel Bölümü”. Dünya edebiyatının önde gelen telif ajansları profesyonel görüşmeler yapmak üzere İstanbul Kitap Fuarı’na katılıyor. Almanya, Fransa, İngiltere, İsrail, İspanya ve İtalya’dan 8 telif ajansı 2 Kasım 2010 tarihine kadar fuarda Türkiye’den yayıncılarla buluşma imkanı bulacak.

Yurtdışından Çok Sayıda Konuk Yazar, Şair ve Çizer Geliyor
İstanbul Kitap Fuarı dünyaca tanınmış 51 yazar, şair, çevirmen ve çizeri ağırlayacak. Fuarın yazarları arasında Mineke Schipper, David Boratav, Mark Crick, Fanny Joly, John Freely, Maureen Freely, Jo Hodgkinson, Queenie Chan, Yusuf Ziedan, Ioan Grosian, Yusuf Nevzat, Timour Mouhiddine, Mel Gill, Jeffrey Kahrs, Mel Kenne, Derick Mattern, Jan Kjær, Merlin P. Mann yer alırken. İspanya’dan Juan José Armas Marcelo, Luis del Val Velilla, Fernando Sánchez Dragó, Luisgé Martin, Soledad Puértolas Villanueva, Julio Llamazares, Ángeles Caso, Rafael Chirbes ve klasik gitar sanatçısı Fernando Espi Onur Konuğu etkinlikleri kapsamında programda yer alacak.
Yurt dışından gelecek konukları arasında Yolanda Cataño (Galiçya), Robyn Marsack, Amaia Gabantxo (Bask Ülkesi), Ned Thomas (Galler) ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın çevirmenleri Hanneke Van der Heijden, Abdulkadir Abdelli ve Ingrid Iren bulunuyor.

İtalyan Efsanevi Çizerler Kitap Fuarı’nda
Zagor’un yaratıcısı, efsanevi çizer Gallieno Ferri ilk kez Türkiye’den okurlarıyla İstanbul Kitap Fuarı’nda bir araya gelecek. İtalya’dan çok sayıda çizerin konuk olacağı etkinlik ise 6 Kasım 2010 Cumartesi günü düzenlenecek.

Çok Satan Kitapların Yazarın J. C. Grangé ve Sandy Tolan Kitap Fuarı’nda
Fransa’da yayınlanışının ardından Türkçe’ye de çevrilen çok satan kitapların yazarı Jean Christophe Grangé İstanbul Kitap Fuarı’nda kitaplarını imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek. Birkaç sene önce aynı isimle Türkçe’ye çevrilen ve filmi çekilen Limon Ağacı kitabının yazarı Sandy Tolan da kitap fuarın önemli isimleri arasında.

İstanbul Yazarları
 Ana teması “İstanbul’u Yazmak” olan kitap fuarı İstanbul’u yazan yazarları fuara davet ediyor. Bu kapsamda baba-kızın birlikte katılacağı etkinlikle John Freely ve Maureen Freely ilk kez bir söyleşide bir araya gelmiş olacak.
Fuarda İstanbul’un kedilerine ve sokaklarına Catherine Pinguet ile bakacak, Petros Markaris ile eski İstanbul’u ve polisiyeleri konuşacağız.

Word Express Projesi “Balkanlar’dan Istanbul’a Edebi Bir Yolculuk” durağı Kitap Fuarı
İlki geçtiğimiz yıl düzenlenen Word Express “ Balkanlar’dan İstanbul’a Edebi Bir Yolculuk” projesi kapsamında genç şairler İstanbul’da buluşacak. Projenin bir ayağı olan “Şiir Otobüs”ü ile fuar ziyaretçileri TÜYAP’a şairlerle birlikte ulaşmış olacaklar. Proje kapsamında TÜYAP’ta Katerina Iliopoulou (Yunanistan), Sian Melangell Daffyd (Galler), Radu Vancu (Romanya), Milan Dobricic (Sırbistan) ve Yannis Isidorou (Yunanistan) katılımıyla okuma düzenlenecek.

IPA (Uluslararası Yayıncılar Birliği) Yayınlama Özgürlüğü Ödül Töreni
İstanbul Kitap Fuarı bu sene önemli bir etkinliğe-Uluslararası Yayıncılar Birliği/Yayınlama Özgürlüğü Ödül Töreni’ne ev sahipliği yapacak. 2005 yılından itibaren dünyanın herhangi bir yerinde yayınlama özgürlüğünün savunulması ve teşvik edilmesi bağlamında önemli katkılarda bulunmuş bir kişi ya da kurumu onurlandırmak üzere verilen “Yayınlama Özgürlüğü Ödülü” bu sene 2 Kasım Salı 2010 tarihinde Uluslararası Salon’da düzenlenecek bir törenle sahibini bulacak.

İstanbul Kitap Fuarı, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından düzenlenen 20. İstanbul Sanat Fuarı ile eş zamanlı gerçekleştirilmektedir. Girişin öğrenci, öğretmen ve emeklilere ücretsiz olduğu fuarların giriş bedeli 5tl’dir. Fuarlar 30 Ekim-6 Kasım tarihlerinde 11.00-20.00 saatleri, kapanış günü olan 7 Kasım 2010 tarihinde ise 11.00-19.00 saatlerinde, Uluslararası Salon ise 30 Ekim-2 Kasım 2010 tarihleri arasında 11.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

13. İstanbul Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali

İlki 1998’de gerçekleşen İstanbul Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali’nin 13’üncüsü 29 Ekim – 4 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek. Belgesel Sinemacılar Birliği tarafından gerçekleştirilen festivalde bu yıl, 20’si Türkiye’den olmak üzere toplam 68 belgesel izleyiciyle buluşacak.

Türkiye’nin ilk ve en uzun ömürlü Belgesel Sinema şenliği, İstanbul Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali’nin 13’üncüsü bu yıl 29 Ekim – 4 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek. Belgesel Sinemacılar Birliği tarafından düzenlenen festival; insanlığa, dünya toplumlarına ayna tutan, birbirinden ilginç ve gerçek öyküleri bu yıl da İstanbul’a taşıyacak.

Kültür Bakanlığı’nın desteği ve Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenecek 13’üncü İstanbul Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali 29 Ekim’de başlayacak. ABD, Almanya, İran, Arjantin, Hindistan, Çin, İrlanda ve Fransa başta olmak üzere 24 ayrı ülkeden bu yıl toplam 68 belgeselin gösterimi ücretsiz olarak gerçekleşecek. Festival kapsamında Türkiye’den ve yurtdışından birçok yönetmen de izleyicilerle bir araya gelecek.

Festival kapsamında Beyoğlu’ndaki Tünel meydanı festival alanına çevrilecek ve film gösterimleri Tünel çevresindeki sinema salonlarında gerçekleştirilecek. Belgesellerin gösterimleri Avrupa Yakası’nda Muammer Karaca Tiyatrosu, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve Goethe Enstitüsü’nde, Anadolu Yakası’nda ise Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılacak. İstanbul’da sinema laboratuvarı kurulacak

Bu yıl, 13. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali içinde yeni bir bölüm de yer alacak: ”Sinema Laboratuvarı”. Ersan Ocak tarafından kurgulanan Sinema Laboratuvarı’nda, genel olarak sinema, özelde ise belgesel sinema alanında, dünyada yapılan deneylerle, denemelerle ortaya çıkan yenilikler tartışılacak. Sinemanın yeni biçimlerinde "yeni" olanın kavranabilmesi için farklı çerçevelerden bakılacak ve sinemanın geleceğine dair fikirler ortaya atılacak. Bu sene bir dizi seminerle başlayacak olan Sinema Laboratuvarı, gelecek yıllarda bu seminerleri çoğaltmanın yanı sıra, sinema alanında denemeler yapan sinemacıların işlerine de yer vermeyi, festival içinde yeni belgesel sinemanın örneklerinden oluşan bir seyir programı oluşturmayı hedefliyor.

Altı farklı temada almışsekiz filmBu yılki festivalde, filmler altı farklı tema altında toplandı. İş ve Emek, Zor Zamanlara Dair, Modern Zamanlar, İnsana Dair, Evden Uzakta, Sanat ve Tutku ile Çevre başlıkları altında toplanan filmler izleyicilere geniş bir seçki alternatifi sunuyor.

Sıcak Sıcak Filmler
Bu yıl İstanbul Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali programına alınan Türkiye belgesellerinin önemli bir bölümü, yabancı filmlerinse tümü son iki yılda gerçekleştirilen ve Türkiye’de ilk kez gösterilecek nefes kesen yapımlardan oluşuyor. Ayrıca, 13’üncü İstanbul Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali çerçevesinde bu yıl izleyiciler, yönetmenlerle daha rahat buluşabilecekler. Festivale katılacak yerli ya da yabancı yönetmenler, filmlerinin gösteriminin ardından kendilerine ayrılan kırk beşer dakikalık sürede izleyicilere hikâyelerini ve deneyimlerini anlatacak.

Yer: Muammer Karaca Tiyatrosu, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Goethe Enstitüsü, Nazım Hikmet Kültür Merkezi

Tarihler: 29.10.2010~04.11.2010
29 Ekim - 4 Kasım arası
Telefon: 0212 245 89 58 – 245 90 96
Adres: Muammer Karaca Tiyatrosu, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi , Goethe Enstitüsü, Nazım Hikmet Kültür Merkezi
Ücret: Ücretsizdir.









22 Ekim 2010

ATİNA DORA STRATOU ULUSAL DANS TİYATROSU İSTANBUL PERFORMANSI

28 EKİM 2010, Saat 20.30, MUSTAFA KEMAL GÖSTERİ MERKEZİ (MKM) AKATLAR
ULUSLARARASI DANS KONSEYİ CID-UNESCO
‘’KÜLTÜRLERARASI YAKINLAŞMA PROJESİ ‘’

UNESCO’nun 2010 yılını ‘Kültürlerarası  Yeniden Yakınlaşma Yılı’ ilan etmesiyle birlikte, Uluslararası Dans Konseyi CID-UNESCO tarafından düzenlenen proje kapsamında, Yunanistan’ın Ulusal Tiyatrosu Dora Stratou ilk defa İstanbul’da sahne alacaktır.

Dora Stratou Yunanistan Ulusal Dans Tiyatrosu;Trakya,Kapadokya,Konya ve Karadeniz Bölgesinden izler taşıyan dans performansları ile izleyicilerini büyülerken,  geleneksel kıyafetleri ve orijinal müzikleri ile katılımcıları, farklı coğrafyaların ortak kültürlerine alıp götürecek; 36 dansçısı, 8 müzisyeni ve 1 şarkıcısı ile baş başa bırakıyor.

DORA STRATOU DANS TİYATROSU

*Yunan danslarının ‘yaşayan müzesi’ olarak kabul edilen Dora Stratou  Dans Tiyatrosu 53 yıldır geleneksel Yunan dansı, müziği ve kostümlerini Atina ve Avrupa’da sergilemektedir.

*Dora Stratou Dans Tiyatrosu bugüne kadar 26 ülkede 6.000’i aşkın performans sergilemiş ve 3.000.000’dan fazla izleyici ile buluşmuştur.

*Dora Stratou, kuruluşundan bu yana herhangi bir kareograf ya da dans eğitmeni ile çalışmamış; sahnelenen performanslar dansçılar tarafından doğrudan köy halkından öğrenilmiştir.

*Dora Stratou’da bazı dansçılar, kendilerinden üç kuşak önce de bu geleneği sürdürüp Dans Tiyatrosu’na gönül vermiş  ailelerden gelmektedirler.

*Öyle ki;Dora Stratou Dans Tiyatrosu’nun en yaşlı üyesi, 1965 yılından bu yana grupta klarnet çalmaktadır.

*Ayrıca Dora Stratou Dans Tiyatrosu,Tiyatro Dünya Ödülü’nü almaya hak kazanmış ilk topluluktur.

topluluk hakkında daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak için www.grdance.org

PERFORMANSA ÖZEL DİĞER ETKİNLİKLER
Sahnelenen performans ile gerçekleşecek olan diğer etkinlikler:

*Geleneksel Yunan El Sanatları Sergisi

*Dans Geceleri

*Grup Çalışmaları

Katılım ve bilgi için:  CID-UNESCO Beyoğlu Şubesi

Camekan Sokak 1/1 Galata Kuledibi Beyoğlu, Istanbul

Tel: +90 212 2438446

beyoglusectioncid@gmail.com

19 Ekim 2010

Süpürgeyle Tenekeyle Müzik Yapmaya Bekliyoruz!

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetmenliği tarafından desteklenen “Cihangir Insomnia” projesi kapsamında yıl boyunca gerçekleştirilen STOMP atölyelerinin son serisi, STOMP üyelerinden Johannes Bohun önderliğinde, 18-22 Ekim tarihleri arasında Beyoğlu’ndaki Oyuncular Kahvesi’nde gerçekleşecek.
Atölyelere katılmak için acele edin…
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetmenliği’nin desteğiyle Babil Balığı Sanat Derneği tarafından hayata geçirilen Cihangir Insomnia, 23-27 Eylül tarihlerinde garajistanbul’da İstanbul seyircisiyle buluşan “Cihangir Insomnia” adlı tiyatro oyununun ardından “STOMP Metodları Uygulaması” başlıklı atölye çalışmalarının son serisiyle devam ediyor.
Gündelik hayattan objeleri bambaşka biçimlerde kullanan, perküsyon, dans ve komedi unsurları ile hem göze hem kulağa hitap eden STOMP grubu, deneyimlerini uygulamalı atölye çalışmaları yoluyla İstanbullu gençlerle paylaşıyor.
Temel araçları, insan bedeni ve günlük hayatta kullandığımız nesneler olan “STOMP Metodları Uygulaması” atölye çalışmasının başlıca hedefi, ritim ve hareketle oynayarak ve işbirliği yaparak algılama yeteneğini harekete geçirmek. STOMP metodu, analitik düşünceyi, yaratıcılığı, odaklanmayı, doğaçlamayı, kendine güvenmeyi ve birlik duygusunu bir araya topluyor. Atölye çalışması, cinsiyet, sınıf, sosyal, kültürel, ekonomik ve eğitimsel farklar gözetmeksizin katılımcıları bir araya getirerek entegrasyon ve iletişimi müzik diliyle sağlıyor.
Cihangir Insomnia kapsamındaki “STOMP Metodları Uygulaması” başlıklı atölye çalışmaları, STOMP Ritm ve Performans Grubu’nun üyesi Johannes Bohun (Avusturya) önderliğinde gerçekleşecek.
18-22 Ekim tarihleri arasında, Beyoğlu’ndaki Oyuncular Kahvesi’nde gerçekleşecek atölye çalışmaları iki saat süreyle ve 15’er kişilik gruplarla düzenlenecek.
Süpürgeler, çöp kovaları, her türlü teneke, su şişeleri, gazeteler, kibrit ve mukavva kutuları, bir mutfakta veya atölyede bulunabilecek her türden nesneyle gerçekleştirilen atölye çalışmalarına katılmak için halen vakit varken, bu fırsatı kaçırmayın!
Johannes Bohun Kimdir?
1978’te Avusturya’nın Viyana kentinde doğan Johannes Bohun, müzik eğitimini Viyana Konservatuarı’nda tamamladı. 2001 yılında STOMP’ta performans yapmaya başlayan sanatçı, STOMP’la 4 kıtada 30 farklı ülkede sergiledikleri yüzlerce şovla dünyayı turladı.
Atölye Programı
Tarih: 18/19/20 Ekim saat 13.00-15.00
21/22 Ekim saat 16.00-18.00
Yer: İstiklal Caddesi, Rumeli Han, Oyuncular Kahvesi
Katılım İçin: birsen.karacan@gmail.com
GSM: 0505 526 69 05 begin_of_the_skype_highlighting 0505 526 69 05 end_of_the_skype_highlighting

Efsane dansçı Louise Lecavalier, İstanbul'da!

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetmenliği’nin “İstanbul dans ediyor!” sloganıyla yola çıkan projesi ‘Dans Platform İstanbul’ kapsamında, La La La Human Steps'in efsane dansçısı Louise Lecavalier kendi topluluğu Fou Glorieux ile İstanbul'da...

“Children” ve “A Few Minutes of Lock” adlı iki performansın sahneleneceği program 19 Ekim Salı günü, saat 20.30’da Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde İstanbullu dans tutkunlarıyla buluşacak. Biletler Biletix’te.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetmenliği tarafından hayata geçirilen Dans Platform İstanbul, 15-22 Eylül tarihleri arasındaki festival haftasının ardından hız kesmeden etkinliklerine devam ediyor.
Canada Council for the Arts ve Conseil des arts et des lettres du Quebec katkılarıyla, La La La Human Steps'in efsane dansçısı Louise Lecavalier kendi topluluğu Fou Glorieux, 19 Ekim Salı akşamı saat 20.30’da Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde olacak. Topluluk “Children” ve “A Few Minutes of Lock” adlı iki performans sahneleyecek.
Children: Seyircisini eğlendirip dönüştüren; duygusal, komik, sıra dışı bir performans
Uluslararası yönetmen ve deneyimli performans sanatçısı Nigel Charnock’un “Tıpkı kocaman, yetişkin bir çocuk gibi karanlık, nükteli ve oldukça fiziksel bir iş…” diyerek anlattığı Children, çocukları ve kendileri için bir arada kalmaya çalışan iki insanın, sevgi-nefret, tutku-şiddet arasındaki ince ve tanrısal çizgide, ıstırap ve esrikliğe sürüklendikleri ilişkilerini konu alıyor.
A Few Minutes of Lock: Geçmişe ait bir eser bugüne bir şey söyleyebilir mi?
A Few Minutes of Lock, Louise Lecavalier’in La La La Human Steps topluluğundan ayrıldıktan neredeyse on yıl sonra, orada çalıştığı son işleri tekrar ele alarak ‘Geçmişe ait bir eser bugüne bir şey söyleyebilir mi?’ fikrinin peşine düşüşünü sahneye döküyor. Lecavalier, performansı “Ben hala ‘o’ ben miyim? Hala bu eserlerde dans edebilir miyim? Bugünün dünyasıyla bu eserler arasında bir bağ kurmak mümkün mü? Tüm soruları cevaplamanın tek yolu bu eserlerin içine tekrar dalarak, onları sadece kendilerine has zorlukları ve benim için ifade ettikleriyle sahnelemek…” diye tanımlıyor.
CHILDREN
Koreografi : Nigel Charnock
Dansçılar : Louise Lecavalier, Patrick Lamothe
Müzik : Puccini (Maria Callas), Leonard Cohen, Yasar Akpençe, Miles Davis, Billie Holiday, Terry Snyder, Sonny Terry & Brownie McGhee, Merja Soria, Stephen Stapleton, Janis Joplin, Michael Nyman
Işık Tasarımı : Alain Lortie
Kostüm : Carre vert, Montreal
Ses Montajı : Nigel Charnock
Süre : 50’

A FEW MINUTES OF LOCK
Koreografi : Edouard Lock
Dans – yeniden üretim : France Bruyere, Louise Lecavalier
Dansçılar : Louise Lecavalier, Elijah Brown, Patrick Lamothe’ın katılımıyla
Işık Tasarımın : Alain Lortie
Müzik : Iggy Pop
Remixing producer : Normand-Pierre Bilodeau
Elektronik gitar : Sylvain Provost
Kostüm tasarımı : Vandal
Süre : 13’

12 Ekim 2010

Dostluğun Fırçasından Eyüp

*Yüz Yıl Önce Pierre Loti’nin Aşık Olduğu Tepe, Muhteşem Bir Projeye Evsahipliği Yapıyor…

*Eyüp Belediyesi ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti’nin İşbirliğiyle Gerçekleştirilecek Proje, 15-22 Ekim Tarihleri Arasında Eyüp Pierre Loti Tepesi Aziyade Restaurant Bahçesinde Hayata Geçirilecek…
*Türk ve Fransız Ressamlar Pierre Loti Tepesi’nden Birlikte İstanbul’u ve Haliç’i Çizecekler…
*Kültürlerin Buluşması, Puzzle Şeklindeki Tabloya Çizilen 12 Ayrı Resimle Sona Erecek… 11 Puzzle’ı Türk ve Fransız Ressamlar, 12. Parçayı ise Projeyi Takip Etmeye Gelen Sanatseverler Çizerek Tamamlayacak…
“Sevgi paylaşıldıkça yücelir ve çoğalır”… Avrupa ve Asya kıtalarını birleştiren dünyanın en büyüleyici kentlerinden İstanbul, yüzyıl önce başlayan ve hiç tükenmeyen bir sevginin izlerini takip ederek, 21. Yüzyılda kültürlere örnek olacak bir kültürel girişime evsahipliği yapıyor: DOSTLUĞUN FIRÇASINDAN EYÜP…
Türk dostu Fransız aydını Pierre Loti’nin yüz yıl önce gelerek aşık olduğu İstanbul’da bugün Türk ve Fransız dostluğunu pekiştiren muhteşem bir proje hayata geçiriliyor…
Eyüp Belediyesi’nin İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteğiyle 15-21 Ekim 2010 tarihleri arasında Eyüp ilçesinde organize edeceği projede, Fransız ve Türk ressamlar, Pierre Loti Tepesi’nde bir araya gelerek, dünyanın en güzel kentlerinden İstanbul’u tuvallerine yansıtacaklar… Parlak renkler birbirine karışacak, fırça darbeleriyle desenler ortaya çıktıkça, sanatın birleştirici, bütünleştirici, hoşgörü, barış ve dostluk ilişkilerini sevgi potasında buluşturacağı tablolar ortaya çıkacak… Resim sanatı, kültürleri, dostlukları, sevgiyi bir araya getirecek. Haliç’in masmavi suları, renkli yakamozları, tarihe tanıklık eden Eyüp Sultan Mezarlığı ve yüzlerce yıl boyunca medeniyetlerin beşiği olmuş tarihi yarımada yansıyacak Türk ve Fransız ressamların tuvallerine…
Sanatın kültürleri buluşturduğu Dostluğun Fırçasından Eyüp projesine, Pierre Loti’nin doğduğu kent Rochefort, sanatçının aile şehri Saint Pierre d’Oleron Adası ve La Rochelle Belediyeleri de katılıyor… Gazeteci, Saint Pierre d’Oleron Belediye Meclis Üyesi Lionel Serik, Paris Kültür Ataşesi Hasan Yavuz’un organizatörlüğünde Fransız ressamlar Dominiue Barreau, Daniel Bergagna, Luc Gaitee, Annabelle Joussaume, Vincent Ruffin, Patrick Sanitas, Türk meslektaşları Erdem Karavit, Veysel Kurucu, Ekin A. Kurucu, Şevket Sönmez ve Selçuk Fergökçe ile Eyüp Pierre Loti Tepesi’nde buluşacak… Mimar Sinan Üniversitesi Temel Eğitim Bölümü Başkanı Prof. Caner Karavit’in küratörlüğünde yapılacak “Dostluğun Fırçasından Eyüp’ projesi yüz yıl önce Pierre Loti’nin başlattığı sevgi ve barış rüzgarlarını resim sanatıyla birlikte günümüze yansıtacak…
Bu proje için 15 Ekim’de Fransa’dan gelecek olan Fransız ressamlar, İstanbul’un tarihi ve turistik yerlerini gezdikten sonra Pierre Loti’de başlayacak atölye çalışmalarına katılacak… Pierre Loti Tepesi’nde Aziyade Restaurant bahçesinde toplanan ressamlar, birbirinden güzel eserlere imza atacaklar…
“Kültürlerin Buluştuğu Puzzle”

FRANSIZ VE TÜRK RESSAMLAR, 12 PARÇALIK BİR PUZZLE’A ÇİZECEKLER…
Fransız ve Türk ressamların Pierre Loti Tepesi’nde buluştukları projenin finali, 20 Ekim Çarşamba günü yapılacak…
Fransız ve Türk ressamlar, 150X456 cm.lik tuvale 12 parçalı puzzle kurgulu bir tuvale ortak resim yapacaklar. Bu puzzle'ın parçaları proje başlamadan önce kura ile sanatçılara dağıtıldı. Her biri 75X75 cm'lik alana sahip puzzle parçalarının taslaklarını sanatçılar çalıştaydan önce kendi bölgelerinin izlenimlerini yansıtacak şekilde tasarladılar… Örneğin, Türk sanatçılar Pierre Loti tepesinden haliç izlenimlerini tasarlarken, Fransız sanatçılar, İstanbul’a önce Rochefort, Saint Pierre d’Oleron, La Rochelle'e ait izlenimlerini 75X75 cm'lik alana kurgulayarak gelecekler ve birbirini, birbirinin işlerini görmemiş her iki ülke sanatçılarının farklı izlenimleri, iki kültürün buluşma noktasında ortak bir çalışmayla birleşerek bir bütün oluşturacak. Puzzle'ın Türk ve Fransız sanatçılara ait olan 11 parçasının dışında kalan 12. parçası ise projeyi izlemeye gelen konukların Pierre Loti tepesinden Haliç izlenimlerini tuvale yansıtmalarıyla tamamlanacak.

DOSTLUĞUN FIRÇASINDAN EYÜP SERGİSİ 21 EKİM’DE EYÜP BELEDİYESİ SERGİ SALONU’NDA…
Kültürlerin buluşmasını gözler önüne seren puzzle tablo ve ressamların Pierre Loti Tepesi’nde çizdikleri diğer eserler, 21 Ekim Perşembe akşamı 18:00’de Eyüp Belediyesi Sergi Salonu’nda sergilenecek.
Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’in evsahipliğinde düzenlenecek Dostluğun Fırçasından Eyüp Sergisi’ne İstanbul protokolü, sanatçılar, medya mensupları ve Eyüplü sanatseverler katılacak.
Dostluğun Fırçasından Eyüp projesi eserleri, serginin ardından muhteşem bir katalogda toplanarak sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Dostluğun Fırçasından Eyüp projesinin ikinci ayağı 2011 yılında Fransa’nın Rochefort kentinde yapılacak… Bu kez Türk ressamlar ve Eyüp Belediyesi yetkilileri Fransa’ya gidecek, Pierre Loti’nin doğduğu kentte sanatsal bir aktiviteye imza atacak.

Mimar Sinan Araştırma Merkezi ve Müzesi Projesi

Mimar Sinan Araştırma Merkezi ülkemizin en eski mimarlık ve sanat eğitimi veren kurumu olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde 1984 yılında Rektörlüğe bağlı olarak kurulan Mimar Sinan Araştırma Merkezi misyon olarak; Türk Sanatı ve mimarisinin, özellikle Türk mimarlık ve sanat tarihinde çok önemli yere sahip olan Mimar Sinan’ın uluslararası tanınırlığını artırmayı ve dünya mimarlık ve sanat tarihi içinde olması gereken yere gelmesini sağlamayı, eserlerinin tanımlanması ve korunması için gerekli araştırma ve geliştirme çalışmalarını yapmayı ve teşvik etmeyi; sanatsal ve bilimsel bilgiyi paylaşıp, yaygınlaştırmayı ve gelecek kuşaklara aktarmayı görev edinmiştir.

Türk mimarlık ve sanat tarihinde çok önemli yere sahip olan Mimar Sinan’ın kimliğini, tasarım yaklaşımını ve eserlerini çağdaşı mimarlarla karşılaştırarak tanımlamak, araştırmalar yapmak, yapılmış araştırma ve yayınların ve Sinan yapılarının envanterini yapmak, yayınlamak ve bu etkinlikleri üniversitemizin çeşitli birimleri ile diğer ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla birlikte işbirliği içinde gerçekleştirmek doğrultusunda, üniversite öncülüğünde, araştırma merkezi ile bilimsel ve sanatsal olarak doğrudan bağı olan ve müzeciliğin temelinde varolan sorgulama metadolojisi oluşturma, disiplinlerarası ilişki kurma, aktif açılım getirecek bir bakışa sahip olma idealini gerçekleştirebilecek Mimar Sinan Araştırma Merkezi ve Müzesi oluşturulması hedeflenmiştir.
Avrupa kültür başkenti olacak İstanbul’u yapılarıyla biçimlendiren ve şehrin gelişimine yön veren Osmanlı döneminin Hassa Mimarbaşı Mimar Sinan’ın eserlerini ve dönemini içeren bir araştırma merkezi-müze oluşumu kültürel kimliğimiz için önemlidir ayrıca İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında kalıcı bir eser kazanılması hedeflenmektedir.
Bu doğrultuda öncelikle bir “arama konferansı” yaparak araştırma merkezi ile desteklenen bir müzenin oluşumundaki yöntemi belirlemek, görev tanımı yapmak, süreci oluşturmak ve müzeyi gerçekleştirmek hedeflenmiştir.

SİNEMA TELEVİZYON MÜZESİ

TÜRVAK'ın kurucusu ve Erler Film ile Ulusal Radyo Televizyon kuruluşlarının sahibi Türker İnanoğlu'nun, yaklaşık 45 yıllık mesleki deneyimi ve yaşamının en önemli parçası olarak gördüğü sektörün faaliyet ve yapıtlarının birikimini amaçlayan girişimi sonucu, başta TRT kurumu ve Necip Sarıcıoğlu olmak üzere sinemaya gönül vermiş kişi ve kuruluşların katkılarıyla Türkiye'de ilk kez bu denli kapsamlı ve özel bir müze oluşturuldu.
Müze oluşumunun ana çekirdeğini Türker İnanoğlu'nun tüm kariyeri boyunca biriktirdiği ve bir araya getirdiği ERLER FİLM koleksiyonu oluşturdu. Bunun yanısıra, gazetelere ilan verilerek, filmciler, sinemacılar, özel koleksiyoncular, eski filmci ve sinemacı aileleri ile sinemayla ilgilenen herkese çağrıda bulunularak, ''eski 8, 16 ve 35 mm'lik film oynatıcı ve çekici cihazları, aydınlatma projektörleri, dolly, şaryo arabaları, stüdyo ve laboratuvar cihazları ile Türk Sinemasının kuruluşundan bugüne kadar çevrilen Türk filmlerine ait afiş, fotoğraf, el ilanı, lobi, broşür, reklam malzemesi, senaryo ve sinemayla ilgili kitap ve dergilerin alınacağı'' duyuruldu. Müzeye önerilen malzemeler, konunun uzmanları tarafından büyük bir titizlikle incelenip değerlendirildi ve uygun görülenler Müze'nin varlığına katıldı.


Müze aşağıdaki bölümlerden oluşmaktadır:
1- Giriş Salonu
2- Lütfi Ömer Akad Sinema Salonu
3- Fuat Uzkınay Sinema Makineleri Salonu
4- Adnan Öztrak Televizyon Salonu
5- Sinema Belgeleri Salonu

9 Ekim 2010

9. yılında Filmekimi yine dopdolu, yine şaşırtıcı!


İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından bu yıldan itibaren LG sponsorluğunda düzenlenen Filmekimi, 8-15 Ekim tarihlerinde Atlas, Beyoğlu ve Cinebonus Maçka G-Mall Sinemalarında izleyicilerle buluşuyor.

Filmekimi, dokuzuncu yılında yine dünyanın belli başlı festivallerinde gösterilen ve çok ses getiren ödüllü yapıtlarla usta yönetmenlerin son filmlerini izleyicilerle buluşturacak.

Sekiz yıl boyunca Beyoğlu Emek Sineması'nda gerçekleştirilen Filmekimi, bu yıl Emek'in yokluğunda Atlas ve Beyoğlu sinemalarının yanı sıra, Cinebonus Maçka G-mall Sineması’nın 2 ayrı salonunda olmak üzere 4 ayrı salonda izleyicilerle buluşacak. Bu yıl 31 filmden oluşan zengin programıyla 7 gün boyunca 4 ayrı salonda izleyiciyle buluşacak Filmekimi’nde akşam 21.30 seanslarında bir filmin galası yapılacak.

İlk kez düzenlendiği 2002 yılından başlayarak İstanbullu sinemaseverlerden büyük ilgi gören Filmekimi geçen yıl 43.000 kişiyle izleyici rekoru kırmıştı.

Filmekimi'nin medya sponsorluğunu CNBC-e, Radikal ve Radyo Eksen üstleniyor.

Filmekimi'nin afişlerini ve tanıtım kampanyasını ise yine Alametifarika gerçekleştirdi.

Filmekimi Biletleri Biletix'te:

Hafta içi gündüz seansları sadece 4,00 TL!

Filmekimi’nde geçtiğimiz yıllarda büyük ilgiyle karşılanan hafta içi gündüz seanslarındaki (11.00, 13.30, 16.00) indirimli fiyat uygulaması bu yıl da devam ediyor: Filmekimi boyunca hafta içi gündüz seansları sadece 4 TL olacak.

Hafta içi 19.00 seansları ve hafta sonu tüm seanslar tam 12 TL, indirimli 8 TL olacak.

21.30 seanslarında yapılacak Filmekimi Galaları’nın bilet fiyatları ise geçen yıl olduğu gibi 15 TL.

Filmekimi biletleri, 2 Ekim Cumartesi gününden itibarenBiletix satış noktaları, www.biletix.com ve Biletix çağrı merkezi (0216) 556 98 00 ile Atlas Sineması gişesinden satışa sunulacak.

Filmekimi boyunca filmleri en büyük indirimlerle ve öncelikli olarak izleme şansı Lale Kart sahiplerinin olacak. Lale Kart sahipleri biletlerini % 25’e varan indirimlerle alacaklar. Lale Kart sahipleri için ön satış günleri 29-30 Eylül ve 1 Ekim.

Filmekimi gösterim saatleri, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 11.00, 13.30, 16.00, 19.00 ve 21.30.

Galalar
•Başka Bir Yerde
•New York, I Love You
•Amcam Önceki Hayatlarını Hatırlıyor
•Tehlikeli Yol
•Hırsızlar Şehri

Diğer Filmler
•Ateşle Oynayan Kız
•Turne
•Gümmm
•Carlos
•İnsanlar ve Tanrılar
•Devrim!
•Ağaç
•Her Şey Güzel Olacak
•Sihirbaz
•Mamut
•Anneme Dokunma!
•Sosyalizm
•Hırsız
•Benim Güzel Oğlum Ne Yaptın Sen?
•Aslı Gibidir
•Şeytanı Gördüm
•Nefes Nefese
•Ateşli Oda
•Duyarlı Evlat - Frankestein Projesi
•Chatroom
•Mutluyum, Devam Et
•Aşka Fırsat Ver
•Mezara Kadar
•Jack'in Kayık Gezintisi
•Güzel Bir Hayat Düşlerken
•Montpensier Prensesi

8 Ekim 2010

Sanat Limanı'nda iki yeni sergi daha sanatseverlerle buluşuyor



İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, İstanbul’da gerçekleşecek sergilerin mekân ihtiyacını karşılamak üzere Ulaştırma Bakanlığı’nın tahsis ettiği Denizcilik İşletmeleri’nin Tophane’deki binalarından Antrepo 5’i İstanbul 2010 AKB SANAT LİMANI adıyla hizmete sunuyor.

SANAT LİMANI, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından, İstanbul’da gerçekleşecek olan yerel ve uluslararası sergiler için talep edilen ve kamusal niteliği olan mekân ihtiyacını karşılayacak bir sanat merkezi modeli olarak tasarlandı.

SANAT LİMANI, kamuya ait bir mekânda kalıcı nitelikte bir sergi merkezi modeli sunuyor. SANAT LİMANI yerli ve yabancı sanatçılar ve izleyiciler için İstanbul 2010 sürecinde bir bilgi, iletişim ve buluşma yeri olma işlevini de taşıyor.

Yepyeni Bir Sergi Alanı
Bir yıla yakın süredir devam eden çalışmalar kapsamında Tophane’de bulunan Antrepo binalarından 5 Numaralı binanın 3600m2’lik iki katı sergiler için teknik ve estetik açıdan yenilendi.

Günümüz sergi estetiğine uyan Antrepo niteliği korunarak, altyapısı yenilenen, esnek sergileme duvarlarıyla farklı sergilere, gösteri ve açık oturumlara olanak sağlayan SANAT LİMANI’nın gerçekleştirilmesinde uluslararası çağdaş sanat merkezleri model alındı.

Ulaştırma Bakanlığı tarafından 2010 yılı sonuna kadar kamusal bir sergi alanı olarak İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı etkinliklerine tahsis edilen SANAT LİMANI’nda, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansına başvurmuş ve onaylanmış bağımsız bütçesi olan yerel ve uluslararası sergiler yer alacak.

1. Uluslar arası İstanbul Arp Buluşması


“Arp İle Her Telden” adlı müzik projesi ‘Uluslararası İstanbul Arp Buluşması’ ile doruk noktasını ulaşıyor.


Haziran 2009'da bir uçak kazasında kaybettiğimiz değerli arp sanatçısı Ceren Necipoğlu'nun anısına bu yıl ilk kez gerçekleşecek Buluşma, Aralık ayının ilk haftasında İstanbul’da arp rüzgarları estirecek.


İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Müzik ve Opera Yönetmenliği ve Arp Sanatı Derneği işbirliği ile hayata geçirilen ve Arp sanatçısı Ceren Necipoğlu’na adanan ‘Uluslararası İstanbul Arp Buluşması’yla İstanbullu müzikseverlere kışa merhaba diyecek.


1 – 7 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek ve bu yıl ilk kez düzenlenen Buluşma’da, Arianna Savall, Isabelle Moretti, Maire Ni Chatasaigh, Helene Breschand ve Andrew Lawrence King gibi farklı geleneklerin en usta isimleri İstanbul’da dinleyicilerle buluşacak.

İrlanda Kelt arpı geleneği, Fransız arp ekolü, geleneksel Katalan müziği, barok arp, elektronik müzik ve ileri doğaçlama geleneğinin örneklerinin dinleneceği konserlere, Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall, Çırağan Oteli, Notre Dame de Sion Fransız Lisesi Gösteri Salonu ve Borusan Müzik Evi ev sahipliği yapacak.

Atölye çalışmaları tamamlanacak olan konser etkinlikleri 2010 boyunca tüm dünyada düzenlenen en önemli arp etkinliklerinden birisi olan ‘Uluslararası İstanbul Arp Buluşması’nın konser biletlerine Mairie Ni Chathasaigh konseri hariç Biletix üzerinden ulaşılabilir. Atölye çalışmaları ve Mairie Ni Chathasaigh konseri için ise nho@arpsanatidernegi.com adresi üzerinden rezervasyon yaptırılması gerekiyor.

2 Ekim 2010

FORUM FASHİON WEEK

Forum İstanbul açılışından bu yana imza attığı büyük çaplı ve uluslararası organizasyonlara bir yenisini ekliyor. Forum İstanbul yepyeni bir yaklaşımla İstanbul moda sahnesindeki etkinliklere yeni bir boyut katmaya hazırlanıyor. Istanbul Fashion Week’ten, Galata Moda Haftası’na birçok moda etkinliğine sahne olan İstanbul’da, Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezi olan Forum İstanbul’da, içeriği ve sunuşu ile çok farklı bir etkinlik hayata geçiyor.
2-10 Ekim 2010 tarihleri arasında düzenlenecek FORUM FASHION WEEK, sanat ve modanın birlikte işlendiği, içinde defilelerin, bir VIP partisinin, bir manken yarışmasının, sergilerin, alışveriş kampanyalarının ve Avrupa’daki 4 büyük moda okulundan genç tasarımcıların biraraya geleceği Avrupalı Genç Tasarımcılar Buluşması’nın yeraldığı geniş bir çerçevede işlenecek.

DEFİLELER
Etkinliğin en önemli parçası olan defileler 6-10 Ekim tarihleri arasında 5 gün boyunca düzenlenecek. Defilelerde Forum İstanbul’da yer alan markaların 2010-2011 sonbahar/kış koleksiyonları sergilenecek. 6-10 Ekim arasında hergün saat 19:00'da düzenlenecek defilelerde markalar peşpeşe podyuma çıkacaklar. Defilelerde Brezilyalı top model Fernanda Carvalho ve profesyonel mankenler ile 8 yeni seçilen manken yeralacak.

Brezilyalı top model İstanbul’da
Brezilyalı top model Fernanda Carvalho FORUM FASHION WEEK için İstanbul’a geliyor. Fernanda, Türkiye’de L'óreal, Schwarzkopf, Dunlop, YKM gibi markalarla çalıştı. Istanbul Fashion Week’te de podyuma çıkan Carvalho, Serkan Tan ile Dunlop parfüm reklamında da yer aldı. Uluslararası alanda sayısız ünlü markanın reklam çekimlerinde oynayan Fernanda, Valentino, Ungaro, Vogue, Les Copains gibi markaların Haute Couture defilelerinde de yer aldı.

YENİ YÜZLER YARIŞMASI
Yüzler YarışmasıForum İstanbul Yeni Yüzler’i seçiyor
Forum İstanbul ve Flash Model Management desteğiyle gerçekleşen “Yeni Yüzler Modellik Yarışması”nın ön elemeleri 2 Ekim Cumartesi günü yapılacak. Pazar günü saat 12.00’de Forum İstanbul’da gerçekleşecek seçmelerde ise finale kalan 30 kişi ilk 8’e kalmak için yarışacak.
Forum İstanbul’da 2-10 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek Forum Fashion Week kapsamında podyumlara yeni yüzler kazandırmak için düzenlenen modellik yarışmasının ön elemeleri gerçekleşti. Forum İstanbul’un Flash Model Management desteğiyle gerçekleştirdiği “Yeni Yüzler Modellik Yarışması”na başvuran 606 kişiden ön eleme sonucunda 40’ı kadın, 40’ı erkek ve 40’ı çocuk olmak üzere 120 kişi seçildi.
120 model adayı 02 Ekim Cumartesi günü, Koreograf Yasin Soy, Manken Ebru Güzel, Elle Dergisi Moda Editörü Hafize Çeliktürk, Tasarımcı Zeynep Tosun, Flash Model Manken Ajansı sahibi Cemal Dindar ve Forum İstanbul Genel Müdürü Joao Xavier’den oluşan jürinin değerlendirilmesine sunulacak. Jüri üyeleri model adayları arasından 30 şanslı kişiyi seçecek.
Ön elemeden geçen 30 şanslı kişi 03 Ekim Pazar günü, saat 12.00’de Forum İstanbul’da gerçekleşecek finale katılacak. Finalde seçilecek 8 “Yeni Yüz”, Forum Fashion Week kapsamında gerçekleşecek moda show’unda podyuma çıkacak.
Profesyonel fotoğraflarının çekileceği 8 model, Flash Model ajansının kataloğunda bir yıl süreyle yer alacak, aralarından seçilecek 2 model de, Flash Model ajansı ile 1 yıllık sözleşme imzalayacak.

AVRUPALI GENÇ TASARIMCILAR BULUŞMASI
Avrupa’nın en ünlü moda okullarından genç tasarımcılar İstanbul’da
2-10 Ekim tarihleri arasında moda ve sanatı bir araya getirecek olan Forum Fashion Week’de Forum İstanbul dünyanın en ünlü moda akademileri Paris Esmod, Londra Saint Martins, Berlin Esmod ve Milan Domus’dan 8 genç tasarımcıyı ve İstanbul'dan 2 genç tasarımcıyı ağırlayacak. Genç tasarımcılar, koleksiyonlarını 6-10 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek defilelerle İstanbulluların beğenisine sunacaklar. Kısa bir süre sonra Avrupa’da modanın yıldızları arasında yer alması beklenen genç tasarımcılar İstanbul Moda Akademisi’nin parlak öğrencileriyle bir araya gelecek.

Lady GaGa’nın da tasarımcısı
Dünyaca ünlü modacılar John Galliano, Alexander McQueen ve Stella McCartney’in mezun olduğu, Türkiye’den Rıfat Özbek ve Hüseyin Çağlayan’ın da eğitim aldığı Londra Saint Martins’i temsilen genç tasarımcı Ara Jo İstanbul’a gelecek. Lady GaGa, Jamelia, Sabrina Washington, Buttafly, Junior Brat, Roses gibi ünlülerle çalışan Ara Jo, dünyanın gelecek vaad eden genç tasarımcıları arasında yer alıyor.

Geleceğin tasarımcısı
Dünyanın ilk ve en eski moda okulu olan ve dünyanın çeşitli kentlerinde 20 okulu bulunan Esmod’un Berlin’deki Akademisi’nden Forum Fashion Week’e katılmak için Julia Knüpfer seçildi. Esmod Berlin’in genç tasarımcısı Knüpfer, ekolojik tasarımlarıyla geçen yıl da Avrupa’da geleceğin tasarımcısı seçilmişti.

Erkek giyiminde çığır açacak gençler
Modanın merkezi Paris’ten Forum Fashion Week’e katılacak genç tarasımcılar, yaklaşık 170 yıldır moda endüstrisine yaratıcı tasarımcılar yetiştiren Esmod’dan. Esmod’da okuyan ve 2005 yılından bu yana ortak projelere imza atan Frank ve Luise erkek giysileri tasarlıyor. İlk koleksiyonlarını 2007 yılında “Luise&Frank” etiketiyle Paris’te sunan ikili, eleştirmenler tarafından “Erkek giyiminde çığır açan gençler” olarak adlandırılıyor.

Domus’tan 2 genç tasarımcı
Forum Fashion Week’e Milano Domus Akademi’den 2 genç tasarımcı katılıyor. 1982 yılında kurulan ve 1994 yılında eğitim kalitesi ve yayıncılıktaki başarılarından dolayı Compasso d’oro ödülüne değer bulunan Domus, İstanbul’a öğrencileri arasından Marco Corso ve Barbara Pala’yı yolluyor.

İstanbul’un Genç Yıldızları
Gülçin Uzunalan
Türkiye’nin yıldızı parlayan genç tasarımcı ve moda fotoğrafçısı Gülçin Uzunalan 6-10 Ekim tarihleri arasında 2010-2011 Kış koleksiyonunu Forum Fashion Week’te sergileyecek. Gülçin, ITU Tekstil Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra Istanbul Moda Akademisi’nde eğitim gördü. Kendisi 6 yıldır tekstil sektöründe aktif olarak çalışmakta ve moda fotoğrafçılığı ile uğraşmakta. Forum Istanbul’da kreasyonları dışında Istanbul ve Forum’un büyüleyici fotoğraflarından oluşan çalışmalarını da sergileyecek.
Gülçin Uzunalan hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız
Asu Aksu / Asu Somer
2007 yılında birlikte çalışmaya başlayan bu fantastik ikili, “ Monmu” markasını 2009 yılında yarattı. İkiliden Asu Aksu, Istanbul Universitesi İşletme Fakültesi'nden mezun oldu. Reklam, Halkla İlişkiler, medya ve Asu Somer ile tanıştığı müzik sektöründe çalıştı. Hayatına farklı bir yön verme ve hayallerinin peşinden gitme kararının ardından İstanbul Moda Akademisi’nde eğitimine devam etti ve mezun oldu.

Asu Somer ise Galatasaray Universitesi Sinema & TV bölümününden mezun olduktan sonra bu sektörde uzun süre çalıştı. Daha sonra hayallerinin peşinden giderek farklı sektörlerde grafik tasarımcı olarak çalışmaya devam etti. Asu Aksu ile tanışmalarının ardından birlikte çalışarak özgün tasarımlar üretmeye karar verdiler ve “Monmu” markasını yarattılar.
Asu Aksu ve Asu Somer’in yarattığı “Monmu” markasıyla ilgili daha fazla bilgi için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz
http://www.monmu.com/ Haberin Galerisi